6 Aralık 2025, Cumartesi
19:36
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Hasan Özönder ile Eski Konya?da Bir Gezinti

 

Geçtiğimiz Cuma akşamı, bir dost meclisinde haber almıştım, Konyamızın değerli hocası Konya sevdalısı, Konya çelebisi Hasan Özönder hocamızın Mevlana Gülbahçesi?ndeki Selçuklu Araştırmalar Merkezinde bir konferansı olduğunu. Başkan Yusuf Küçükdağ karşıladı kapıda bizleri, çay ikramı ile birlikte koyu bir sohbet başlamıştı ki konferansı dinlemeye gelenler durmadan çoğalıyordu. Hasan Özönder hocamız da teşrif edince konuşma salonuna geçtik. Herkes heyecanlıydı, hepimiz gayet iyi biliyorduk ki Hasan Hocamız?ın dağarcığında hazineler vardı. DİA gösterimlerinde de çok değerli tadına doyamayacağımız bilgi ve görüntüler vardı. Kısa süreli yaşanan teknik bir sorundan sonra Hasan Hocamız?ın da dili çözüldü o tatlı, bal damlayan leblerinden anlatımlar ile konferansa geçildi

DİA görüntüleri Tarihi Dede Bahçesi?nden başlamıştı. Tarihi yerler görüntüye geldikçe Hasan abi hiç birini atlamadan tek tek yeri ile durumu ve zamanını anlatarak bazen yok olan bugün sadece birkaç kişinin arşivinde resim olarak bulunan o yerlerin acısını içerisinde hissediyor, zamanın idarecilerine adeta buğz ediyordu. Bazen de tarihin derinliklerine dalarak düşünüyor ve cami önlerindeki meydanlardaki köşe başlarındaki sadaka taşlarını görüntülerde işaret ederek İslam?ın ne kadar hoşgörülü bir din ve onun mensuplarının da insan gururunu incitmemeye çalışacak kadar incelik sahibi olduğundan bahsediyordu. Bu sadaka taşları ile o günün riyasız gösterişsiz müslümanları ile günümüz insanlarının mukayese yapmasını önererek dinleyenlerin eski Konya günlerini unutmamaları üzerinde duruyordu.

Hasan ağabeyimizin arşivinde ve hafızasında neler yoktu ki! Ta 19. yy başlarından sonlarına doğru gerek arşivlerden aldığı resimler ile gerekse bizzat kendisinin çektiği resimlerle dinleyenlere tatlı sunumlar yapıyor. Bizim de ruhumuz hayat buluyordu. Mevlana civarından türbenin evvelki durumundan, padişahların ve Atatürk?ün Mevlana türbesini ziyaretlerinden bahsederken ne kadar güzel ve manevi bir şehirde yaşadığımızın farkında olmamızı istiyordu. Niyaz kapısının üzerinde yazılı olan bir beyti görevlilere okutan Atatürk?ün mealini sorup ?ey bütün kapıların kapandığı zaman kapanmaya tek kapı. Sen de beni kabul etmez isen ben hangi kapıya gideyim? mealini duyunca çok duygulandığını anlattı.

Yine Mevlana civarındaki imarethane, ahır ve samanlıkları gösteren resimler ise bizleri tarihin derinliklerine götürmüştü.

Hz. Mevlana ile Şems?in buluştuğu ?Meraca?l-Bahreyn? yani ?iki denizin birleştiği yer?i gösterdi. Sonra Aladdin tepesindeki o görkemli camiyi Selçuklu Sultanları mermerden yapmışken hemen yanındaki kendi saraylarını ise tuğla ve kerpiçten örmelerinin ne kadar anlamlı olduğunu, bunun dine ve mabetlere verdikleri değeri anlatması bakımından çok önemli olduğunu söyledi.

Konyanın mimari dokusunu ve eski mahallelerindeki toprak damlı evleri Çimenlik yakınındaki eski Mezbahane?yi türbe önündeki Muvakkithane?yi herkesin kolunda saat olmadığı için bu Muvakkithane?deki güneş saatlerinden insanların faydalandıklarını, buradaki meşhur türbe hamamını ve Konya insanının yer sergisi olarak kullandığı keçelerin pişirildiği hamamı, civardaki meşhur Sulu Kahve?yi gösterdi. Bu kahvenin bir postnişin tarafından işletildiğini, aşıkların şairlerin buluşma ve atışma yeri olduğunu anlattıktan sonra Sille?yi konu aldı ve Sille?nin o yıllarda büyük bir cazibe merkezi olduğunu ve burada 6-7 tane sarraf bulunduğunu anlattı. Konuyu İstasyon civarına getirip atlı tramvayları da dia ile gösterdikten sonra Konya Lisesi?nin de gösterimi gelince seyredenler arasında bu lisede okumuş olan ağabeylerimiz, ?of beee? diyerek eskilere doğru bir gidip geldiler. Eski okul ve öğrencilerinden de gösteriler sunan hocamız, bayram kutlamalarından Hocacihan?dan ve Sadreddini Konevi?den Söylemez Konağı ve sahibi Söylemez hazretlerinin neden söylemez olduğunu ve Hindistan?dan geldiği için Türkçe bilmediğinden meclislerde konuşmadığı için söylemez dendiğinden söz etti. Şıh Sadreddin Konevi cami ve mezarlığından bahisle burada bazı hurafeler olduğundan ve mezarlığından bahsederek konuyu Konya?nın meczup olarak bilinen Silleli İsmail ile yanında bir başka zatın da resimlerini gösterdi seyredenlere. Sadreddini Konevi?nin Muhiddini Arabi hazretlerinin üvey oğlu ve talebesi olduğunu da bizlere hatırlattı.

Tadına doyamadığımız konuşmasında daha çok şeylere değinen Hasan hocamıza Allah?tan uzun ve hayırlı ömürler dileyip sağlık, sıhhat içersinde daha çok bilgilerinden faydalanmayı diliyor, kendisinden Allah razı olsun diyorum. Bu Konya efendisinden ve Konya çelebisinden uzun yıllar faydalanmayı ümid ediyorum.  

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı