Kasap önce deriyi, sonra eti soyuyor?
Hırsız ya pantolonu ya ceketi soyuyor.
İri iri adamlar çıktılar yukarıya,
Her biri bir taraftan memleketi soyuyor. 29 Temmuz 1995
Keçi kurda kaçmışsa çobanın günahı ne?
Evlat haylaz çıkmışsa babanın günahı ne?
Yağmur gökten yağacak tedbir ona göredir.
Tavanda delik varsa tabanın günahı ne? 12 Ağustas 1995
Balık kartalı yemez, ayı ceylan doğurmaz.
Beş yüz kafirin beyni bir tek irfan doğurmaz.
Olmayacak şeylere boşa umut bağlama,
Kokarca yumurtlamaz, eşek insan doğurmaz. 1998
Tezekten saray yapıp içine giren ahmak,
Bir yağmur bir rüzgarda enkaz altında kalır.
Her boşalan koltukta kendini gören ahmak
Kaybeder yorganını ayaz altında kalır. 1997
Kurt kuzuya kılavuzluk yaparsa?.
O yolculuk çift başyayıp tek bitermiş,
Aç bir timsah bir ceylanı öperse..
?yer kaybolur gök biter. 1995-1997
Kırk zampara eskiden bayanın adı kızdır.
Gördüm ki bu dünyada namuslular yalnızdır.
Balık sudan korkuyor, kuş havadan tiksinir.
Doğruluk dürüstlük ve temizlik asılsızdır.
Nedendir? Nedendir? Nedendir? Acaba?
Masalı büyükler anlatır hep.
Yoksa küçükleri yalancılığa?
Alıştırmak mıdır? yegane sebep?
Siyaset dedikleri kirli pis bir kutu?
Giripte sonra çıkan var mı ? Hani kim?
Her büyüğün koynunda saklıdır benlik putu?
Ve kendi heykelini yıkan var mı ? Hani kim?
Abdurrahim Karakoç?un Gerdanlıklar-l şiir kitabından göze takılan mısraları aralardan iğne ile ayırıp seçtik. Abdurrahim KARAKOÇ Üsdad yazmış, yazmış da yazmış üsdad?ın lafının üstüne laf olmaz. Üsdadın tarzı genelde dörtlük şeklinde olup, bunlardan oltaya takılanlardan bir demet oluşturduk.
Abdurrahim KARAKAÇ 1995-1998 yıllarında yazdığı Gerdanlıklar-l üsdadın o günki ruh halinde ve iç aleminde kopan gürültü sanırım bu mısralar.
Allah uzun ömürler versin?.

