BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

“Kirli duygularla temiz sevgiler üretilemez.”

 

        Böyle söylemişti hoca ‘Kur’an Kardeşliği’ konulu sohbetinin bir yerinde. Hoca tahmin ettiğiniz gibi Mustafa İslamoğlu, katıldığı program Vahyin Penceresinden idi. Bu veciz söz konu bağlamında tam yerini bulmuştu bana göre. Öyle ki unuturum endişesiyle hemen yazma ihtiyacı duymuştum.

 

       Söz içinde geçen ‘Temiz Sevgiler’ tamlaması önce Memduh Şevket Esendal’ın eserlerinden birini hatırlamama neden olsa da cümlenin bütünüyle ifade ettiği anlam, zengin çağrışımlara sahipti ve doğrusu haftalardır üzücü haberler dinleye dinleye daralan yüreğimde birazcık rahatlama hissi meydana getirdiğini hissettim.

 

       Her şeyin kirlendiğini görebiliyoruz, kirlenmemesi için dikkat edebiliyoruz yerine göre, dahası yıkayabiliyoruz da duygularımız nasıl kirlenir, kirlenirse görünen kirleri temizlediğimiz gibi ak pak edebilir miyiz onları? Bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla duygularımız da kirleniyor hem de bedenlerimizden ve çevremizden daha beter… Hatta önce duygular kirleniyor sonra her şey, her yer!

      

       Programın tamamını izleyemedim; ama zihnimde yer eden bu sözle dalmışım uykuya. Sabah televizyonun üzerindeki kâğıda ilişti gözüm. Bir düğün davetiyesindeki boş kısma yazmışım aceleyle hocadan duyduğum o güzel sözü.

 

Bir bakıma tam isabetti; çünkü kimi zaman duygularda tam bir arınma olmadan yahut en kestirme söyleyişle evlenmeye karar veren eşlerin birbirlerine karşı hissettikleri sevgi noktasında netlik kazanmadan yapılan evlilikler maalesef uzun sürmüyor günümüzde. Neden mi? Nedenini gene hocadan dinlediğim şu hikmet dolu sözde buldum: “İnsanları bir araya getiren ne ise o birliktelik onun ömrü ile sınırlı oluyor.”

 

Bizi bir araya getiren ne? Düşünebildiğimiz kadar düşünüp yığınla örnek bulabiliriz. Duygulardaki kirlenmenin başlangıç noktası burası herhalde. Söz, o kadar berrak ki yoruma ihtiyaç kalmıyor.

        

       Gündelik yaşantılarımızda, işlerimizin arasında zaman zaman daha dikkatli davranmak gerekirken ihmal ettiğimiz bir şeyler olmuyor mu? Bize emanet edilenlere karşı ‘ne olur ne olmaz’ titizliğini bir süreliğine gevşetmek, trafikte kırmızı ışık yanarken geçmek, yol nasıl olsa boş diye şerit ihlali yapmak, kalbinin onaylamadığı herhangi bir fiili bir defa yapmakla bir şey olmaz yaklaşımı içinde olmak…

 

Bizi ihmale götüren şey düşünce veya duygu kirliliği değil de nedir Allah aşkına? Başımıza gelen her felaketin arkasında bu ve buna benzer insani zaaflarımızın payı ne kadar? Hep ‘bir şey olmaz’larımızla başlıyordu kirlenme bile isteye. On ihmalden bir şey olmuyor da, on birincide pek ala oluyor işte!

 

        Sevdiğimizi söyleyip duruyoruz da ne diye sevdiğimizi biliyor muyuz? Sevdiğimizi söylediklerimize en koyu esareti reva görmenin yahut onlara zalimce davranmanın neresi sevgi? Anlayabilene aşk olsun!

 

       Bugün her şeyin alabildiğine kirlere battığı bir dünyada duygularımızı kirletmemek en büyük bahtiyarlılardan olsa gerek.

 

       Hoca, Kur’an kardeşliği diyordu temiz sevgiler üretmek için duyguları tertemiz tutabilmenin en mühim çaresi olarak.

 

       Okulların açılışı gibi birçok konuda ilk adımların atıldığı bir mevsime girerken…

      

       Sevgi üretmeye talipli olanların, hepimizin, herkesin sevgilerimizi gözden geçirmemizin tam zamanı.

 

       Selamların en güzeliyle…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.