15 Aralık 2025, Pazartesi
15:56
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Allah dilerse bizi hidayete ulaştırır.

 

Ehl-i imanı manevi mesuliyetten kurtarmak için kendimce birkaç noktayı izah etmek istiyorum. Umulur ki bir çıkış yolu bulabiliriz!

İki dünya savaşının verdiği tecrübe ile sömürgeci güçler savaşı kendi topraklarından uzak tutma siyaseti uygulamaktadırlar. Ancak süper güçler arasında savaş sona ermez. Batı felsefesinin en önemli ayağı savaştır. Kısaca hayat bir cidaldir. Savaş batı ekonomisinin, hayat damarıdır. Savaşlar durursa ekonomileri çöker. Bu durumda iki kural öne çıkar, savaş devam edecek  ve gelişmiş ülkelerin topraklarından uzak olacak!  Bunun için süper güçler dünyanın uygun bir bölgesinde seçtikleri topraklar üzerinde savaşa devam ederler!

Bu bölgelerin Müslüman topraklar üzerinden seçildiğini söylemeye gerek yoktur. Böylece bir taşla çok sayıda kuş vurmuş olurlar!

Birinci cihan harbinde dünyayı yöneten güçler arasından tamamen çıkardıkları İslam alemini bir daha başını kaldıramayacak şekilde ezmek bu hedeflerden biridir. İkincisi İslam ülkeleri arasında çıkardıkları fitneler sayesinde onlara  ancak komşuları ile savaşabilecek seviyede silahlar satarak ekonomilerini canlı tutmak!

(Örneklemek gerekirse   silah satın alan ülkeler arasında birinciliği elinde bulunduran Suudi Arabistan, ancak Yemen, Bahreyn gibi komşuları ile savaşabilir. İslam ülkeleri genelde öyledir. Buna T… de dahildir, bir iki komşusu dışında savaşı kendi topraklarının dışına taşıyabilecek durumda değildir. İslam ülkelerinin  gelişmiş füze sistemlerine karşı hava sahaların koruyacak güçleri yoktur)

Amerika için daha özel bir sebep İsrail etrafında tehlike oluşturacak hiçbir güç bırakmamaktır.

Yazıyı sınırlamak zorundayım konuyu dağıtmadan son bir iki örnek üzerinde durursak Rusya ve Amerika Afganistan üzerinde savaştılar! Sonra Kosova üzerinde savaştılar, sonra Irak üzerinde şimdi de Suriye üzerinde savaşıyorlar. Esasen savaşan Rusya ve Amerika’dır. Diğer yerel figürlerden hiç birinin iradesi kendi elinde değildir.

Amerika, Afganistan ve Kosova savaşını kazandı. Ama Irak savaşını kaybetti, Şimdi Suriye savaşını da kaybederse biraz pirestij kaybına uğrayacak, ama bunu telafi etmek için bir başka İslam ülkesi üzerinde yeni bir savaş çıkaracaktır!

 

Suriye meselesine geri dönersek, asıl rol kahramanlarının dışında Esad ve aklınıza gelen bütün diğer isimler birer figürandır. Bunların hiç biri esas karar alma organlarına dahil değildir. Hal böyleyken bu figürlerden birine kalben taraftar olup sebep oldukları zulümlere ortak olmak, mü’minler için gerçek bir fitnedir.

Biz mazlumlardan tarafız, zalimlerden uzağız! Mazlumlardan taraf değil bizzat mazlumuz! Her gün onurumuz çiğneniyor, her gün önümüze serilen yüzlerce cinayetler, suikastler, katliamlar ile –ister farkına varalım ister varmayalım- insanlığımız öldürülüyor! Bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir cinayet olan bir masumun kanına girmek bu haberler sayesinde nazarımızda sıradanlaşıyor, basitleşiyor, -üç beş müslüman kılıklı figür, kendi mahallesinde bir şeriat devleti kurup, Allahu ekber sadalarıyla günlük olarak Pazar yerlerinde kadın çocuk öldürüyor-

O zaman nerede duracağız!

Rusya’nın Amaerika’nın ve yerli figürlerin planları siyasetleri, zulümleri kendi başlarını yesin!

Biz ümmetin bu helaketine sebep olan  kendi kusurlarımızı gözümüz önüne koyup tevbe ile meşgul olacağız! Bu kusurları belki hatırlayamazsınız bir kısmını ben sayacağım, kalanları siz kendiniz ilave edersiniz!

Bu zulümlerin önlenebilmesi için dünyayı idare eden üç dört ülkenin beşincisi olarak masaya oturmak, İslam ülkelerine bir şemsiye olabilmek gerekirdi. Bunun tek adayı Türkiye idi. Zira Osmanlı’nın mirası üzerine kuruldu. Tüm İslam aleminin beyin gücü İstanbul’daydı. İstanbul Ankara’ya taşınıp Cumhuriyeti kurdu. Ondan beklenen kısa zamanda dünya yönetiminde kaybettiği sandalyeye tekrar oturmktı.

Ama öyle olmadı

Niçin

Birincisi inkarcı laik eğitim, millî, manevî ve insanî değerlerden mahrum nesiller yetiştirdi.

Müteahhidlerimiz çürük binalar yaptı

Esnafımız hileli kazanç yollarını denedi, vergi kaçırdı

Memurumuz ömür boyu kadro derece ve maaş artışı dışında memleketin hiçbir meselesi ile ilgilenmedi, daralırsa rüşvete kapı açtı.

Halkın değerlerine sırt çeviren yöneticilerimiz iktidarını korumak için batılı güçlerden aldığı destek için milli menfeatlerimizi yabancılara ….!

İmamlarımız kendini namaz kıldırma memurur sandı, öğretmenimiz boş vaktini kahvene köşelerinde oyun kurmaya adadı

Üniversitelerimiz ilim üretmek yerine darbeciler arkasında saf tutmayı marifet saydı…. Vs. vs.

Sonuçta bu gün kendi savunma sistemini kuramamış, birlik oluşturamamış, alem-i İslam içinde çıkan savaşları batının silahlı katillerini çağırarak durmaya çalışan birer zavallı durumuna düşmüş bulunmaktayız.

Suçlu biziz!

Tevbe etmeliyiz!

Zalimler uzak olsun onların hiç birine taraftar değiliz! Bu suçların tevbesi sadece Allah’ım bizi affet demek değildir! Ceza ve tevbe, amelin kendi cinsinden olur! Sayılan ve sayılamayan bu suçları itiraf edip aksini yapmaya, kefaretini ödemek için çok çalışmaya muhtacız!

Yoksa daha çok zaman sırtımızı okşayanların kılıçlarını taşımaya devam ederiz!

(Dostlar bunlar size acı gele bilir! Bunları ben kendi tevbem için yazdım. İma yoluyla olsun hiç kimseyi incitmek istemem! Ben kendi günahlarıma tevbe ediyorum! Allahım ben bu zalimlerden uzağım Sen Şahid Ol!)

 

 

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı