Önce Beyşehir gezisi... Tarih 1 Kasım 2025... Sabah saat sekizde ayrıldık Konya’dan. Bir saat sonra Beyşehir gölünün kenarında, sahil boyunca,belediye tarafından düzenlenmiş olan parktaki kamelyalardan birisine oturduk. “Sahil boyunca” dediğime bakmayın Beyşehir gölü sahilden yüzlerce metre içeriye çekilmiş. Son yıllarda Anamas’a eskisi gibi kar yağmadığı için gölü beslemeye takati de kalmamış görünüyor. Çok üzüntü verici bir hal tabi...
Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Kur’an arkeolojisi Kitabının yazarı Prof. Dr. Güngör Karauğuz, Sanayici İşadamı Mustafa Sinan Ümit ve ben olmak üzere, Güngör Hocamızın hazırlayıp getirdiği kahvaltılıkları masanın üzerine açıp termos çayımızla birlikte kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltıdan sonra Beyşehir’e 20 kilometre uzaklıktaki ve M.Ö 14. Yüzyılda yapılmış olan diğer adıyla Hitit Su Anıtına uğradık. Ülkemizdeki kuraklığa direnircesine pınarın berrak suları yüzyıllardır aktığı gibi akmaya hâlâ devam ediyor.
Anıtın hemen yanındaki höyüğün, o zamanların yaşam alanı olduğunu öğreniyoruz Güngör Hoca’mızdan.
Buradaki gezimizin ardından, Anıtın yakınındaki Sadık Hacı mahallesinde, İzmir’in Kurtuluş günü olan 9 Eylül 1922’de Hükumet Konağındaki balkondan Yunan Bayrağını indirip Türk Bayrağını göndere çeken Gazi Ali Tatar’ın mezarının bulunduğunu, Mustafa Sinan Ümit abimizin bilgilendirmesiyle öğrendik. Aracımızın rotasını bu kez Sadıkhacı mahallesine yönlendirdik ve gazimizin mezarını ziyaret edip Fatihalar gönderdik. Allah rahmet eylesin.
Daha sonra Konya’ya dönmek üzere yola çıktık. Önceki bir gezimizde Beyşehir Sanayi sitesinde bulunan Hurdacılar ismiyle maruf eski eserlerin toplandığı alanları gezmiştik. Bu defa o alanın Beyşehir Konya istikametinde 20. Kilometrede Ali Bilir tesislerinin yanına taşındığını öğrendik ve o bölgeye uğrayıp “dünyanın en büyük eski eser sergi ve satış alanını’ gezme fırsatı bulduk. Neredeyse yok yok... Yolumuza devam edip Konya’ya ulaştık.
6 Kasım 2025 tarihinde rotamız bu defa Konya’ya 35 kilometre uzaklığındaki Meram’a bağlı Hatunsaray Mahallesi yakınında bulunan Lystra höyüğüne doğru yöneldi. Lystra, M.S. 1. Yüzyılda Aziz Paulus’un da ziyaret etmesiyle ayrı bir öneme kavuşmuş ve 11. Yüzyılda Türklerin egemenliği altına 1466’da da Osmanlı topraklarına katılmış.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu Hocamız, çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yaptı. Bölgeyi turizme kazandırmak için çalışmalar yapan ekibe başta İlker Hocamız olmak üzere çok teşekkür ediyoruz.
Nihayet daha önceki yıllarda da birkaç kez ziyaret ettiğimiz Savatra Antik Kenti bu iki gezimizin ardından görmezsek,gezilerimizin yarım kalacağını düşünmüş olacağız ki 8 Kasım 2025 tarihinde bu defa da rotamız, Karatay İlçemize bağlı Yağlıbayat Mahallemizde bulunan ve 70 kilometre uzaklıktaki Savatra Antik Kenti’ne doğruydu.
Savatra’nın; M.Ö 4. Yüzyılda elde edilen buluntulara göre o tarihlerde var olduğu biliniyor. Bazı kaynaklara göre ise bundan 5 bin yıl öncesinde orada bir yaşamın varlığından söz ediliyor.
Tiyatrosuyla, sunaklarıyla, dehlizleriyle, harika mozaikleriyle geleceğin turizm kenti olmaya aday olan Savatrakazılarına, S.Ü. Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı
Doç. Dr. İlker Işık Hocamız başkanlık ediyor. Bu gezimizde de daha öncekilerde olduğu gibi bizi bilgilendirdiği için kendisine teşekkür ediyoruz.
Anadolu’muz, insanlık tarihinin çeşitli evrelerinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Ne gezmekle ne de kazmakla bitecek bir tarihi kültüre sahip...
Savatra gezimizin ardından hemen yakınındaki Obruk Hanı şimdiki adıyla 12 yataklı Obruk Kervansarayı’na yöneldik. Harika bir çevre düzenlemesi yapılmış. Kervansaray şanına uygun hale getirilmiş. Koskoca ovanın ortasında bir vaha olmuş adeta. Kuzey kısmındaki obruk, kervansaraya ayrı bir güzellik katmış.
Konya Aydınlar Ocağı, özellikle Mustafa Sinan Ümit Abimizin, bu tür yerlere olan merakı sayesinde bu gezilere ön ayak olması, bizlerin de buraları gezmemize, görmemize vesile oluyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Yeni gezilere yelken açmak üzere rüzgârlı bir hava bekliyoruz.
Keşke karlar yağsa, yollar kapansa biz de gezilere gidemesek, bu da Allah’a gönülden gelen ayrı bir duamız olsun inşallah.

