5 Aralık 2025, Cuma
09:32
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Geçtiğimiz günlerde Seydişehir'deki bir okulla ilgili peş peşe çıkan iki haber, bu güzel Anadolu şehrinde yaşayan herkes gibi beni de derinden üzdü.

4 Kasım 2025'te Konya'da yayınlanan Hâkimiyet gazetesi, Seydişehir'deki bir ortaokulda görevli müdürün bir öğrenciyi dövdüğünü ve pencereden aşağı atmakla tehdit ettiğini iddia eden bir haber yayımladı. Ertesi gün ise Seydişehir Haber'de, okul aile birliğinin söz konusu haberin asılsız olduğuna dair bir basın açıklaması yer aldı.

Bu çelişkili haberler karşısında ilk hissettiğim, gazeteciliğin temel ilkelerinden uzaklaşıldığı yönündeki endişe oldu. "Acaba gazeteci meslektaşlarımız baltayı taşa vurmuş olabilir mi?" diye düşündüm. Haberin aslını astarını araştırmadan, sadece söylentiler üzerine bina edilmiş bir haberin toplumda açacağı yaraları hep birlikte görüyoruz.

Bu olayın ardından, Seydişehir'deki eğitim sorunlarını anlamak için çevremdeki öğrenciler, öğretmenler ve velilerle görüştüm. Aldığım cevaplar, eğitim sistemimizin içinde bulunduğu durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Çevremdeki öğrencilerden, öğretmenlerden ve velilerden duyduğum en önemli sorun şu ki, pek çok öğrenci derslere yorgun argın geliyor, dikkatlerini toplamakta güçlük çekiyor. Sabahın erken saatlerinde servislere binip okula ulaşmaya çalışan, geç saatlere kadar ders çalışmak veya ekran başında zaman geçirmekten uykusuz kalan öğrencilerin ders dinleme kapasiteleri doğal olarak düşüyor.

Bir öğretmenin yaptığı özeleştiri ise beni hem şaşırttı hem de düşündürdü: "Biz öğretmenler olarak yeterince özverili çalışmıyor, öğrencilerimizin sorunlarını anlamak yerine kitabına uydurup geçiştiriyoruz. Sınıfta uyuklayan öğrencinin bunu neden yaptığını anlamaya çalışmıyor, direkt cezalandırıyoruz."

Bir başka öğretmen, okullardaki en büyük tehlikenin uyuşturucu veya şiddet değil, gençler arasında yaygınlaşan sanal kumar bağımlılığı olduğunu ifade etti. Velilerden biri "Akran zorbalığı ve servis ücretlerinin yüksekliği"nden şikayet ederken, diğeri "Öğrencilerin milli ve manevi değerlerden uzak yetiştiğini, geleceğimizin tehlikede olduğunu" söyledi.

Ancak şunu da belirtmeliyim ki, Seydişehir'de özveriyle çalışan öğretmenleri, vatanına ve milletine faydalı olmak için canla başla çalışan öğrencileri görmezden gelemeyiz. Onları şükranla anmak boynumuzun borcudur.

Özetle, Seydişehir'deki okullarda; öğrencilerin derslere yorgun gelmesi ve dikkatlerini toplayamamasından, görevini hakkıyla yerine getirmeyen eğitimcilere; sınıfta terör estiren öğrencilerden, bu öğrencilere gereken cezayı vermekte yetersiz kalan sisteme; akran zorbalığından ekran bağımlılığına; milli ve manevi değerlerden uzaklaşmadan sanal kumar gibi ciddi sorunlara kadar pek çok meseleyle karşı karşıyayız.

Ancak asıl ürkütücü olan, gazeteciliğin temel ilkelerinden sapılarak, tarafların beyanları alınmadan, sadece söylentiler üzerine inşa edilen haberlerin toplumda yol açtığı tahribattır. Gazeteciliğin olmazsa olmaz kuralı, her zaman tarafları dinlemek ve gerçeği olduğu gibi yansıtmaktır. Unutmayalım ki, eğitim bir toplumun temelidir ve bu temeli sarsacak her haber, geleceğimizi tehlikeye atar. Yorgun, bitkin, ders dinlemekten aciz bir gençlik yetiştirmektense, onların sorunlarını anlayan, çözüm üreten bir eğitim sistemi inşa etmek hepimizin görevi.

Abdullah Avcu
Seydişehir, 07.11.2025

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı