Bir eğitim-öğretim yılı daha başladı.
2025 yılında 1 milyon 412 bin 734 adaydan toplam 785 bin 186’sı bir yükseköğrenim kurumuna yerleşme hakkı kazandı. Dolayısıyla üniversite sınavları sonucunda gençlerin büyük bir bölümü üniversiteli oldu. Kimisi belli başlı üniversitelerde ter dökecek, kimisi de taşra üniversitelerinde zaman öldürecek.
Elbette okumak, eğitim almak, öğrenmek kadar güzel bir şey yoktur. “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Öğrenmekte sorun yoktur; öğrenme, insan hayatında hep olmalıdır. Ancak yüz binlerce gencimizi yarın için ümit vaat etmeyen bu uğraşa sürüklemeye itirazımız var. Çünkü şöyle ya da böyle geçecek üniversite yıllarının ardından gençleri bekleyen işsizlik, karamsarlık ve ümitsizliği bugünden gören ebeveynler olarak söylüyoruz bunu.
Okul mezuniyeti sonrası işsiz kalacağı aşikâr olan bölümlere bile bile neden öğrenci alınır? Burada amaçlanan veya beklenen fayda nedir ki bundan ısrar edilir? Her gencin üniversitede yüksek tahsil yapmasındaki amaç meslek sahibi olmak ise; bu meslek sahibi olmanın başka yolu yordamı yok mudur ki bu konuda gerek idare gerekse aileler ısrarcıdırlar?
Ülkemizde iş ve işçi arayanlardaki makas olabildiğince geniştir. İş ve işçi ilanları bir yanda kalifiye eleman arayan işletmelerle, diğer yanda vasıfsız iş arayanlarla doludur. Bu çelişki sadece İş ve İşçi Bulma Kurumu’ndaki kayıtlarla sınırlı değildir. Küçük sanayide usta bulmak had safhaya ulaşmış, bu sektörde ciddi sıkıntılar baş göstermektedir.
Okumak konusunda yeteneği olan ve gelecek vadeden bölümlerde mezun olacak öğrenciler üniversiteye devam etmelidir. Diğerleri ise bir sanat öğrenmeyi yol olarak seçmeli, meslek okullarına yönlendirilerek bu alanda istihdam edilip geleceğin ustaları yaratılmalıdır.
Sanayi başta olmak üzere inşaat ve hizmet sektörü gibi iş alanlarındaki personel açığı da ancak bu şekilde kapatılarak arz-talep dengesi sağlanabilir. Bu da rekabeti, beraberinde kaliteyi ve ucuzluğu getirir. Sanayide arabanın kaputunu açıp kapatmak belli bir ücrete tabi iken usta bulmakta zorlanan esnafın yanı da bir okul değil midir? Diplomalı işsiz olacağına yetenekli bir usta her zaman ekmeğini çıkaran bir şahsiyettir.
Unutulmamalıdır ki amaç geçimi sağlamak ise araç; yetenek, kabiliyet ve beceridir. Bu da ancak öğrenme ile olur. Öğrenme ise yitiktir; nerede bulunursa orada alınmalıdır. Ancak bunu başarırsak üniversitelerdeki ümitsizliğin üstesinden gelebiliriz.
Bizden söylemesi...

