İslam Birliği Teşkilatı ve Arap Ligi olağanüstü zirvesi sonucu yayınlanan 25 maddelik ortak bildiride; İsrail’in bölgedeki yayılmacı politikası ve Katar’a yapılan saldırı kınandı. Gözümüz aydın maşallah — işte bu sorun çözüldü. 65 bin insan katledilmiş, kalanlar açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmiş, bir ulus soykırıma uğratılmış; kimin umurunda, demeyin sakın. Bakın, koskoca teşkilat ve Arap Ligi olağanüstü zirve yapıp 25 madde ile kınamış; daha ne yapsınlar.
Hele bazı maddeler var ki, buyurun bakalım:
Madde 8
İsrail’in Katar Devleti’ni veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tekrarlanan tehditlerini tamamen ve kesin olarak reddederiz. Bu tehditleri uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir provokasyon ve tehlikeli bir tırmanış olarak değerlendiriyoruz. Uluslararası toplumu, bu tehditleri en güçlü şekilde kınamaya ve bunları durdurmak için caydırıcı önlemler almaya çağırıyoruz.
Madde 12
Uluslararası insani hukuk ve Cenevre Sözleşmeleri’ni açıkça ihlal ederek, Filistin halkına karşı abluka, açlık ve gıda ile ilaçtan mahrum bırakma gibi yöntemlerin kullanıldığını; bunun eşi görülmemiş bir insani felakete yol açtığını ve bu İsrail politikalarını kınadığımızı beyan ederiz.
Madde 15
Tüm devletleri, İsrail’in cezasızlığını sona erdirme çabalarını desteklemeye; ihlallerinden ve suçlarından sorumlu tutmaya; yaptırımlar uygulamaya; çift kullanımlı ürünler de dahil olmak üzere silah, mühimmat ve askeri malzemelerin tedarikini, transferini veya geçişini askıya almayı da içerecek şekilde Filistin halkına karşı eylemlerini sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemleri almaya çağırıyoruz. Ayrıca İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri gözden geçirmeye ve aleyhinde yasal işlem başlatmaya davet ediyoruz.
Bu maddelerle bir kez daha İslam âlemi aciziyetini bütün dünyaya deklare etmiş oldu. Keşke toplanmasalardı, hiç değilse toplanarak birşeyler yapıp somut adımlar atabilirler diye karşı taraf düşünebilirdi. Belki de bundan daha iyi ve faydalı olurdu.
Oysa Cumhurbaşkanımız zirveye katılmak için giderken şunları söylemişti: “İslam alemi, İsrail’in amellerini boşa çıkaracak imkana sahiptir.” Ne yazık ki zirvede somut bir adım atılmadı; tabiri caizse havanda su dövüldü.
İsrail, zirve sonrası karadan Gazze’de işgale başlamış ve adeta yeniden meydan okumuştur. Zaten meydan okumayı önce Gazze, sonra Lübnan, Yemen, Suriye, İran, Katar ve uluslararası sulardaki haydutluklarıyla İslam alemine yapmış; tek tek dişlerini saymıştır. Şimdilerde de Türkiye’ye diş bilemekte; gizli-açık hazırlık yaparak saldıracağı en uygun zamanı kollamaktadır.
Yıllar önce hatırlarsanız, bir toplantıda rahmetli Kaddafi “Saddam Hüseyin idam edildikten sonra sırada kim var?” demişti. İslâm âleminin üzerindeki bu derin ölüm uykusu kalkmadığı sürece herkes sırasını beklesin.
Durum bundan ibarettir.

