5 Aralık 2025, Cuma
10:51
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Bugün Gazze’de yaşanan olayların sebebiyet verme şekline bakıldığında, sonuçları ve nedenlerinin iyi irdelenmesi gerektiği aşikârdır. İslam dünyasının bugün düştüğü duruma bakmadan önce, İslam dünyasının neden ve nasıl bu duruma düştüğünün bilinmesi de en az bunun kadar önemlidir. Bugün yaşanan bu olayların tohumu hiç şüphesiz, yıllar önce İslam dünyası üzerinde kurulan sinsi planların neticesinin tezahüründen başka bir şey değildir.

 

İslam dünyası sahip olduğu yoğun nüfus yapısı, ekonomisi, yeraltı zenginlikleri ve geniş coğrafyasıyla değerlendirildiğinde yeryüzündeki egemen güçler arasında yer alması gerekirken, ne yazık ki yok denecek kadar varlığından söz edilmez hale gelmiştir. İşte bunun bugün bu noktaya getirilmesi, yüzlerce yıldır yapılan sessiz ve sinsi çalışmaların meyvelerini vermesinden kaynaklanmaktadır.

 

İslam dünyasının kendi içerisinde parçalanarak siyasi istikrarını yitirmesi, bu çatışmalara zemin hazırlamıştır. İslam coğrafyasında hüküm süren ulusların milletler olarak ayrıştırılması, ümmet fikrinden uzaklaştırılması, önce ırkçı sonra da mezhepsel bölünmelerle parçalanması; mezhepsel bölünmelerin tarikatlar şeklinde dallanması, İslam dünyasını adeta tarihten silinir hale getirmiştir.

 

Bu stratejik oyunların sonucunda İslam dünyası, başıboş bir mayın gibi kendine faydası olmadan dolaşan ve başka milletlerin oyuncağı durumuna düşen bir yapıya bürünmüştür.

 

Gazze’de Müslümanlar yok edilirken, üzerlerine atılan bombalarla katledilirken, özellikle bebeler açlığa mahkûm edilirken sözde devletler yalnızca kınamayı biraz daha ileriye taşıyarak “şiddetle kınıyoruz” açıklaması yapmaktadır. Yetkililer ve cemaatler nezdinde çalıştaylar, paneller ve toplantılar düzenlenmekte; bir araya gelinip yenilip içildikten sonra bildiri yayınlanıp dağılınmaktadır. Filistin’e özgürlük gelene kadar da bu süreç böyle devam etmektedir. Çok beklersiniz özgürlüğün gelmesini, ebabil kuşlarını…

 

İslam dünyası tarihinde hiç olmadığı kadar suskun, pısırık, zavallı ve acınacak bir duruma düşmüş; diğer milletlerden merhamet dilenmek zorunda kalmıştır. Müslümanların gururu incinmiş, Yahudiler Müslümanlarla dalga geçmeye başlamıştır. Hatta bu dalga geçişi öyle bir noktaya taşımışlardır ki, “İran’dan sonra final Türkiye ile” diyebilmişlerdir.

 

İsrail’in bir numaralı destekçisi ABD’dir. Peki, İslam coğrafyasındaki birçok devletin bir numaralı destekçisi, dostu ve stratejik ortağı kimdir? Yine ABD! Bu devlet, İsrail eliyle Müslümanların başına attırdığı bombaların parasını da sözde Müslüman devletlerden almaktadır. Milyarlarca doları “bağış” ve “ortaklık” adı altında kasalarına koymaktadır. Aslında alınan bu paralar, atılan bombaların bedelinden başka bir şey değildir.

 

İslam dünyasında dişe dokunur devletler çeşitli nedenlerle tek tek yok edilmektedir. Bunu da öncelikle kendi içlerindeki hainler eliyle yapmakta, adeta bir “kurtarıcı” gibi gelip ülkeleri yerle bir etmektedirler.

Her devlet, sıranın kendisine gelmesini bekleyip dursun. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” desin. Desin de yakında kendisine de dokunacağını bilsin. Bunun olmaması için önce kendi içindeki hainlerden kurtulmak gerekir; gerisi zaten gelir.

Kısaca işgal sadece Gazze ile sınırlı değildir; yürekler, vicdanlar ve uluslar da işgal altındadır. Gazze bunun tezahürüdür.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı