5 Aralık 2025, Cuma
10:09
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Feragat; insanın kendi çıkar ve menfaatini ötelemeyi, hatta daha da ilerisi hakkı olanı bile yüce gaye ve mefkure için terk edebilme erdemini ifade eder. Bu davranış İslami literatürde “isar” kavramı ile yakın anlama gelmektedir. İsar ise kardeşini kendine tercih edip onu öncelemektir.

Feragat ahlakına sahip bir Müslüman şahsiyet nefsini değil, kardeşini öncelediğinde feragat etmiş olur.  Bu seküler, egoist ve hedonist dünyanın “ben merkezci” bireyci anlayışına karşı ahlaki ve erdemli bir duruştur.

Bazen meşru hakkından vazgeçebilmek feragatin en çetin ama en zirve örneğidir. Zira birey kendi hakkını koruyabilecekken ve bu koruma toplum tarafından bile yadırganmayacak durumda iken kardeşinin ihtiyacını öne çıkarır.

İslam medeniyet tarihi bu şerefli feragat ve isar tabloları ile doludur. Mesela Haşr suresi dokuzuncu ayetinde ki “Kendileri ihtiyaç halinde olsa bile onları kendilerine tercih ederler” pasajı Ensar’ın bu meziyetini vurgulamaktadır. Öyle bir feragattir ki bu sadece maldan, bahçeden, imtiyazdan geçme değil aynı zamanda muhacirleri evlendirme, barklandırma ve sekinete erdirme adına kendi parçasından ve yârinden geçmenin muhteşem tablosudur.

Yine bu öyle bir feragattir ki,Halid B. Velid gibi gücün ve makamın zirvesindeyken, İslam Ordularının Genel Kurmay Başkanı olduğu halde bir emirle bu kutlu davada rütbesiz erliğe ve askerliğe razı olma olgunluk ve rızasını gösterebilmektir.

Yermuk harbinde ki üç karındaş olmayan akide kardeşinin suyu birbirine sunması ve hiçbirinin suya ulaşamadan şehadete ermesini nasıl ifade edebilir, nasıl anlayabilir ve anlatabiliriz. Bu tablolar günümüzde de canlı canlı yaşanmadan feragat, isar ve diğerkamlık anlaşılmaz anlaşılamaz.

Hz. Hasan’ın halifeliği meşru ve kabul edilebilir iken Müslümanların birlikteliği adına, müminlerin kanlarının akmaması adına, kalplere ülfet ve muhabbet üflenmesi adına bu hakkından vazgeçmesi modern politik siyasi anlayışta neye ve nereye tekabül eder bilemiyorum.

Kendi hakkı olanı bile terk edebilme, feragat edebilme, vazgeçebilme erdemini gösteren öncülerimizin örnekliklerini bu çağa taşımak bir yana maalesef aksini yapmada pek cüretkâr davranıyoruz. Bugün hırsla, aç gözlülük ve ihtirasla hakketmediği makamlara talip olup insanların sırtına basarak yükselmek isteyenlerin maddi yükselmenin yanı sıra, nasıl ruhen manevi bir alçalma yaşadıklarını varın siz düşünün.

Günümüzde ailede eşlerin birbirine anlayış ve tahammül göstermesi, kendi kapris ve isteklerinden vazgeçip ailesini ayakta tutması gerekir. Hakeza toplumun komşuluk ilişkilerini canlı tutup birbirinin ihtiyacını gidermek adına bir gayret içerisinden olması elzemdir.

Küresel ölçekte ümmet şuuruyla hareket edilip coğrafyalarımızda akan kanı durdurmak ve zalimin karşısına dikilebilme erdemini göstermek feragatin, kardeşliğin, diğerkamlığın gereklerindendir.

Özetlemek gerekirse feragat ahlakı mümini benlik ve her türlü bencillikten kurtarıp kardeşlik bilinciyle perçinleyen ve yükselten bir değerdir. Modern ve ruhsuz çağın bireyci anlayışına karşı “sen’i” ve “biz’i” önceleyen bir isar ve vicdan terbiyesidir. Feragat insana hakiki anlamda yüceliği ve hakkından vazgeçebilme olgunluk ve erdemini kazandırır.

 

 

 

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı