5 Aralık 2025, Cuma
10:42
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Seydişehir’in bağrında büyüyen sade ama asil bir alışkanlıktan söz edeceğim bugün: Suya saygı.

Sabah namazından sonra hortumla değil, kovayla bahçe sulayan bir amcadan öğrendim bunu. Dişini fırçalarken musluğu kapatan gençlerden, arabasını haftada bir yıkayan esnaftan, çamaşır suyunu dikkatli kullanan kadınlardan… Yani bizim insanımızdan.

Seydişehir’de yağmur duası yalnızca kuraklığa karşı değil, aynı zamanda bir şükür ifadesidir. Çünkü buradaki insan bilir: Her damla nimettir, israfı ise vebaldir.

Ve işin güzel yanı, bu duyarlılık sadece bizim ilçemize mahsus değil. Türkiye’nin dört bir yanında, suyun kıymetini bilen milyonlar var. Bilecik’te damla sulamaya geçen çiftçiler, Muğla’da gri su sistemi kuran apartman sakinleri, Erzurum’da kar suyunu biriktirip baharda kullanan köylüler... Onlar su tasarrufunu sadece çevreci bir davranış değil, vicdani bir sorumluluk olarak görüyor.

Oysa başka yerlerde insanlar musluklardan su şelale gibi akarken, nehrin yatağı kuruyor. O yüzden bu insanları takdir etmek sadece güzel bir davranış değil, aynı zamanda bir görev. Çünkü bu insanlar geleceği savunuyor. Çocuklarımızın yarınına sahip çıkıyor.

Bu yazıyı okuyan bir kişi dahi, “Ben de evde bir şeyleri değiştireyim” derse, işte o zaman bu cümleler amacına ulaşmış olacak. Çünkü tasarruf zinciri tek halkadan oluşmaz. Hep birlikte olur.

Suyu dikkatli kullananlara bir çift teşekkür yetmez. Onlara saygı duymak, davranışlarını örnek almak gerek. Çünkü musluğu kapatmak, aslında bir karakter meselesidir. Ve bu karakter, bizi susuzluktan değil; vurdumduymazlıktan korur.

Abdullah Avcu
Seydişehir, 18.07.2025

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı