5 Aralık 2025, Cuma
11:15
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Ben bu yazıyı 2018 yılında yazmışım.

Yazıma, “Tedbir alınmaz ise dehşeti bir akıbet bizi bekliyor.” Cümlesiyle de başlamış ve sosyal medyada yayınlamışım.

Psikolojik sorunları olan bireylerin hatalarını toplumun psikolojisini bozmak üzere kullanmak, koskoca bir millete ihanet etmekle eş anlamlıdır.

Her toplumda; ahlaksız, şerefsiz, basiretsiz, namussuz bireyler bulunabilir.

O kişi bir gruba bir derneğe bir vakfa bir partiye mensup da olabilir.  Namussuzluğu tescil edilmiş birini hâlâ bünyesinde bulundurmaya devam eden gruplar, vakıflar, dernekler, partiler ya da herhangi bir oluşum varsa onlar belki bu tutum ve davranışları nedeniyle suçlanabilirler. Ancak namussuzun partisi, derneği, vakfı, grubu olmaz, olamaz, bunun da farkında olmak lazımdır. Ama bu durumdaki birisine sırf“benim partilim” diyerek sahip çıkmak, işte o zaman o kurumsal yapıyı da zora sokabilir.

Bizlerin kardeşleri ya da diğer en yakınları bile şeytana uyup bir edepsizlik edebilirler. Bu da mümkündür. Onun bu edepsizliği bizlerin de onun gibi edepsiz olduğumuzun delili olamaz.

Demem o ki, ‘suçun şahsiliği’ bir hukuk kuralıdır ve suç sadece işleyeni bağlar.

Geçenlerde de yazdım. Bir insan hırsızlık yapmış olsa, o insan hırsızlığı nedeniyle yargılanabilir ve bu hukuka da mantığa da uygun bir haldir. Ama kalkıp da o insanı cinayetten ya da ırza tecavüzden yargılayamazsınız.

O insanın hırsızlık yapmış olması ona her türlü suçlamayı yapabileceğimiz anlamına gelmez ve böyle bir hak ve yetki ne bize ne de yargıya verilmemiştir.

Son dönemlerde bu konuda büyük bir algı operasyonu yapıldığının şahsen farkındayım ve sırf bu nedenle aklımı daha düzenli ve verimli olarak kullanma gayreti içindeyim.

Kimsenin aklımla alay etmesine asla izin vermem, veremem. Sizler de vermeyin.

Dediğim gibi, toplumda her türlü suça meyilli insan bulunabilir ve sırf bu yüzden suça karışmamış olan ama suçlunun yakınları, arkadaşları, komşuları ya da mensup olduğu kurumlar onunla birlikte yargılanamaz.

Bir partide bir dernekte bir vakıfta bir cemaatte ya da bir ailede birisi tecavüzcü çıksa (ki muhtemeldir) bu kurumları ortadan mı kaldıracaksınız, yoksa o kişiyi mi cezalandıracaksınız? Elbette bu kişiye ’yardım ve yataklık’ durumu var ise o zaman onun gereğini yaparsınız.

En yakın çevremize bir göz gezdirdiğimizde böyle tanıdıklarımızın varlığı görülecek ve ne söylemek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

Ben tekrar tekrar belirtmek ve düşüncemi açıklamak istiyorum ki suçu kesin olan tecavüzcülerin ve vatanıma kast eden ve masumların canına kıyanların idam edilebilmesine imkân verecek yasal düzenlemelerin derhal yapılması lazımdır.

Bana ve benim gibi düşünenlere akıl vermeye kalkan ve ‘idamın olmamasını’ savunan hukukçularımız ya da hukukçu bile olmayanlarımız lütfen zahmet etmesinler. Zira sizlerin savunduğu hukuk düzeninin geldiği nokta bellidir ve yaraya da merhem olamamıştır. Bu tür düşünceler yani bu ağır suçları işleyenleri idamdan kurtarmak, onları korumak farkında olarak ya da farkında olmayarak bu tür suçları legal hale getirmeye çalışmakla eş anlamlıdır.

Yoksa sırf mevcut yargı ve hukuk sistemi ‘iyi hal indirimleri’ ve benzeri şartlara haiz bu sistemden kaynaklanan teşvik edici durum ve suiistimaller nedeniyle bizleri yani devletimizi çok zor bir gelecek beklemektedir bilesiniz.

 

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı