Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler, dünyanın dijital bir devrim içinde olduğunu açıkça gösteriyor. Yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik ve yazılım teknolojileri, artık sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir güç unsuru haline geldi.
Bugün milyonlarca insanın kullandığı Google, Facebook, Instagram, WhatsApp, TikTok, YouTube ve Twitter gibi platformlar, sadece iletişim araçları değil, aynı zamanda birer "dijital silah" olarak kullanılabiliyor.
Veri kontrolü, algoritma yönetimi ve dijital sansür, küresel güç dengelerini derinden etkiliyor.
Bu nedenle, gelecekte bağımsız bir ülke olarak ayakta kalabilmek için, kendi yazılımımızı, işletim sistemlerimizi ve dijital altyapımızı geliştirmek zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde, başka ülkelerin teknolojik egemenliği altında kalmaya mahkum olacağız.
Neden Doktor ve Avukat Yetiştirmek Yeterli Değil?
Geleneksel olarak toplumumuzda doktorluk, mühendislik ve avukatlık gibi meslekler oldukça değerli görülür. Ancak, dijital çağın gerektirdiği en kritik meslekler artık yazılımcılık, veri bilimi ve siber güvenlik uzmanlığıdır. Çünkü:
- Ekonomik Bağımsızlık: Dünyanın en değerli şirketleri artık teknoloji devleri. Yazılım üretemeyen ülkeler, her yıl milyarlarca doları lisans ve patent ücretleri olarak dışarıya ödüyor.
- Milli Güvenlik: Siber saldırılar, artık orduların fiziksel saldırıları kadar tehlikeli. Kendi siber savunma sistemlerimizi geliştirmezsek, kritik altyapılarımız (bankalar, enerji sistemleri, iletişim ağları) dış müdahalelere açık hale gelir.
- Dijital Sömürü: Bugün sosyal medya platformları, kullanıcı verilerini toplayarak hem ekonomik hem de politik manipülasyon aracı olarak kullanıyor. Kendi alternatif platformlarımızı oluşturmazsak, bu sömürü düzeni devam edecek.
Türkiye'nin Atması Gereken Adımlar
- Eğitim Sisteminin Dönüşümü: İlkokuldan itibaren algoritmik düşünce ve programlama eğitimi zorunlu hale getirilmeli. Çocuklarımız İngilizce öğrenir gibi kod yazmayı öğrenmeli.
- Yerli Yazılım ve İşletim Sistemleri: PARDUS gibi milli işletim sistemleri desteklenmeli, kamu kurumları ve özel sektörde yaygınlaştırılmalı. Yapay zeka ve bulut bilişim alanında Ar-Ge yatırımları artırılmalı.
- Girişimcilik ve Start-up Ekosistemi: Silikon Vadisi’ne bağımlı kalmadan, yerli yazılım şirketlerinin büyümesi için vergi teşvikleri ve fon desteği sağlanmalı.
- Siber Güvenlik Stratejisi: Askeri savunma kadar siber savunmaya da bütçe ayrılmalı, ulusal bir siber ordusu kurulmalı.
Sonuç: Geleceğin Savaşı Dijitalde Kazanılacak
Geçmişte toprak ve petrol savaşları vardı, gelecekte ise veri ve yazılım savaşları olacak. Eğer bugün "dijital bağımsızlık" için adım atmazsak, yarın başka ülkelerin teknolojik kuşatması altında ezilmek kaçınılmaz olacak.
Bu nedenle, çocuklarımızı sadece geleneksel mesleklere yönlendirmek yerine, onları bilişim devriminin öncüleri olarak yetiştirmeliyiz. Unutmayalım: "Kod yazan, geleceği yazar!"
