Hayatın her alanında—siyaset, din, ekonomi, sosyal meseleler hatta spor—başkalarını eleştirmek kolaydır. Kolay olanı yapmak yerine, zor olanı seçmeliyiz: önce kendimizi sorgulamalıyız. Atasözümüz ne güzel söyler: "Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı başkasına."
Günümüzde sosyal medya ve gündelik sohbetler, başkalarını yargılamak üzerine kurulu. Bir siyasetçinin hatasını bulup paylaşırken, kendi tutarsızlıklarımızı görmezden geliyoruz. Birinin dini yorumunu eleştirirken, kendi önyargılarımızı sorgulamıyoruz. Ekonomik sistemden şikâyet ederken, kendi tüketim alışkanlıklarımızın bu sistemin bir parçası olduğunu unutuyoruz.
Oysa gerçek değişim, önce kendimizden başlar. Tükettiğimiz kadar üretiyor muyuz? Başkalarının eksiklerini görmek yerine, kendi eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyor muyuz? Eleştiri, yapıcı olduğunda değerlidir. Yoksa sadece gürültüden ibarettir.
Bir futbol maçında hakemin her kararını sorgulayan taraftar, kendi takımının hatalarını görmek istemez. Oysa adil bir eleştiri, özeleştiriyle başlar. Aynı şey hayatın her alanı için geçerli.
Öyleyse, birini eleştirmeden önce bir an durup kendimize soralım: "Ben bu konuda ne yaptım? Benim payıma düşen sorumluluğu yerine getirdim mi?" Eğer cevabımız net değilse, belki de susup çalışmaya başlamanın zamanıdır. Çünkü dünyayı değiştirmek istiyorsak, önce kendimizden başlamalıyız.
Abdullah Avcu
Seydişehir, 13.06.2025