5 Aralık 2025, Cuma
11:15
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

1972 Eylül ayıydı. Henüz 12 yaşımda, doğduğum köyden tam 400 kilometre uzaklıkta, bir dağ yamacında kurulmuş olan devlet parasız yatılı öğrenci olarak İvriz İlk Öğretmen Okuluna öğrenim için gitmiştim.

Tam 6 yıl orada öğrenim gördüm. Benden önce ve benden sonra öğrenim gören binlerce hatta on binlerce öğrencinin okuldan Ereğli'ye, Ereğli'den okula ulaşımını sağlayan ‘Makber’ isminde burunlu bir otobüsümüz vardı.

Bugün 30 Mayıs 2025...

İvriz İlk Öğretmen Okulu mezunu ve aynı zamanda bu okuldamatematik öğretmenliği de yapan ve hem Beyören'de hem de o bölgeye bir kaç kilometre uzaklıkta iki adet orman oluşturan ama 6 ay kadar önce 84 yaşında rahatsızlanıp yoğun bakıma alınan Rahim Hocamız dün vefat etti. Cenaze merasimine katılmak üzere birkaç arkadaşımla birlikte Ereğli'ye gittik.

Ulu Cami’de cenaze namazını kıldıktan sonra 47 kilometre uzaklıktaki Beyören köyüne doğru yola çıktık.

Bir insan ömründe, milyonda bir kere de olsa bir bölgeden bir noktadan geçme şansı olabiliyor. Benimki de o hesap...

Beyörenköyünden önce Akören köyü kavşağından Beyören'e dönerken gözlerime inanamadığım bir şey gördüm.

Bizim Makber'in yarısı ovanın ortasında durmuş bana gülümsüyordu adeta... İçinde bulunduğumuz aracı ben kullanıyordum. Önce şaşkınlıkla "A, bu bizim Makber!" diye bağırdım ama durmadan da yola devam ettim. Aracın içinde Makber'inhikâyesini anlatmaya başladım, bu arada Makber'den de oldukça uzaklaşmıştım. Bir anda ‘vefasızlık yaptığım’ duygusuna kapıldım. Daha doğrusu benim jeton biraz geç düştü. Sağa yanaşıp durdum.

Arkadaşlardan da izin isteyip geri döndüm, onlar da dönmemi ısrarla talep ediyorlardı.

Tekrar Makber'in yanına gelip fotoğraflar çektik.

Tam o sırada bir araç daha yanaştı yolun kenarına.

"Bunu benim babam kullanıyordu." dedi. Babası 72 yılında memur olarak başlamış İvriz İlk Öğretmen Okulunda. Tam benim okuduğum 1972-1978 döneminde Makber'i o abimiz kullanıyordu.

MeğerseMakber'in yarısını Akören köyü kavşağında "bekleme yeri yani durak" olarak kullanılmak üzere buraya koymuşlar. Başımı kaldırıp oraya 60 kilometre uzaklıkta bulunan Torosların bağrındaki İvriz Öğretmen Okuluna baktım, 50 yıl öncesine gittim, geri geldim ve şimdi Makber ile konuşuyorum...

İçi briketlerle ve tuğlalarla örülmüş Makber'in...Öylece duruyor orada.

"İnsan duygulanmıyor" desem yalan olur. Duygulandım. Arkadaşlarımdan utanmasam ağlayacaktım.

Onu öylece, ıssız bir yerde bir başına bırakıp, hem de "Sana az mı hizmet ettim, bu nasıl bir vefasızlık?" diye sorduğunu da düşünerek ardıma bir daha bakmadan Beyörenköyü mezarlığına yani bir başka Makber'e doğru yeniden yola koyuldum.

Rahim Demirbaş namı diğer ‘Orman Dede’, vefatında bile bize bir sürpriz daha yaptı.  Bilmiyorum o otobüsü o yol ayırımına belki de o koydurtmuştu.

Rahim Hocamın çocukluğunda 220 haneli Beyören köyünde şu an iki hanede yaşanıyormuş sadece. Hayvancılık yapıyorlarmış. Rahim Hocamızı o iki haneli köyün mezarlığına defnettik. Defin işleminin hemen ardından tabiri caiz ise ‘Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.

Allah, “Rahim kulum, seni yanına aldım ama meraklanma sen, ormanını da sulayıverdim’ dedi adeta.

Mekânın cennet olsun inşallah Hocam.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı