BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Kaç ramazan geçti ömrümüzden?

Söyler misiniz kaç Ramazan’ın uhrevi atmosferi kapladı bizi can evimizden?

Çocuksu masum duygularla kaç Ramazan kalplerimiz kuş gibi hafifledi?

Kaç Ramazan’a helalleşerek, sarılarak, kardeş olarak girebildik?

Kaç Ramazan haklı olduğumuz bir davayı terk edebildik?

Masum ve safi duygularla bezenen Ramazanlarımıza sahi ne oldu?

Kaç Ramazan bu kutlu ayın kelime manası olan yanmayı gerçekleştirebildikiç dünyamızda?

Recep’te ham iken, Şaban’da pişebildik mi, sahi Ramazan bizi neden yakıp kül eylemedi hala?

Yanabildik mi uhuvvet safında, diğerkamlık yarışında, paylaşma doruğunda?

Sahi kaç Ramazan geçti ömrümüzden, cana can katan, ömre bereket olan?

Ramazan sofrasında sadece bedeni mi besledik, neden ilahi vahyi bitkisel hayatta olan ruhlarımıza içiremedik?

Taptuk Emre Yunus’a “yıllardır bu ocaktasın hala çiğsin dünya kokarsın” diye çıkışmıştı…

Ramazan dergahında yıllardır ham kalıp pişmeyince yanmaya da mecali kalmayan bizlere ne demeli? Peki bizi hangi mevsimin Ramazan’ı pişirip adam edecek?

Sahi kaç Ramazan, kaç bayram geçti ömrümüzden, kaç kurban,kaç İsmail, kaç Gazze, kaç Kudüs, geçti gözlerimizin önünden?

Bin aylık ömre bedel kaç Kadir gecesi ıskaladı teğet geçti bizi, cömertçe harcadık aylarımızı, yıllarımızı aslında öz sermayemizi!

Bedir’in ruhuna hasret Ramazanlarımız, ataleti söküp atmadan geçen birbirinin kopyası yüz yıllarımız…

Oysa RamazanMekke’nin Fetih müjdesiydi, “İnnaFetehna” muştusunun gürül gürül yankılanmasıydı.

Ramda soykırım üssünde işkenceler altında ehad diyen Bilal’in Kabe’nin damında tevhidi haykırmasıydı.

Cebeli Nur’a inen nurun Mekke’yi nurlandırması, kâinatı karanlıktan aydınlığa çıkaran bir nefhanın diyar diyar dolaşmasıydı Ramazan.

Mekke’yi mükerrem kılan, cebeli Nur’u aydınlatan, Muhammed Mustafa’ya risalet şerefi kazandıran, Hatice annemizi vefa ve iman ile ziynetlendiren vahiy hayatımıza dokunsa bize de neler katmazdı oysa.

Sahi Furkan olan Kur’an senelerdir neden bizlere hakkı ve batılı birbirinden ayırt edecek öngörü ve feraset kazandırmıyor?

Neden hala batı (l)ın siyaseti, kültürü, ekonomisi, argümanı, retoriği, silahı, orduları ve kurumsal yapıları büyülüyor bizi. Neden batıl albenili ambalajlarla hakkın suretine bürünerek kandırıyor hala her birimizi?

Neden hakikatin haklılığına değil de batılın gücüne ve imkanına, reklamına ve şöhretine odaklanıyoruz?Neden gücün hakta olduğuna, hakkın gücün bizatihi kaynağı olduğuna inanmıyoruz?

Eğer bu Ramazan’da Furkan’ı kuşanırsak tüm mevzilerimizi geri alabilecek kudrete sahip olduğumuzun farkına varabileceğiz. Yeter ki Kur’an ve Ramazan bize bir farkındalık yaratsın. Yeter ki önce ki Ramazanlarımızın muhasebesini, gelecek Ramazanlarımızın ihyasını gerçekleştirebilelim.

Bu duygularla Ramazan’ın ilk bir hafta ile sınırlı olmadığını, dört haftayı kapsayan bir süreç olduğunu hatırlatır, Kadir gecesinin o yüzden Ramazan ayının sonunda saklandığını hatırlatmak isterim. Ramazan gibi bir yaşam, Ramazan gibi bir istikamet ve Ramazan gibi bir ömür dilerim.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner226

banner225