Turgut KARABACAK

KAMP HAYATI

09 Temmuz 2020 21:43

Gelin yeni evlidir. Demişler hadi oyna da boyunu görelim. Gelin,

Yerim dar demiş                                                                                                                               

Biraz kenara çekilip yer açmışlar. Tamam hadi şimdi oyna demişler. Gelin bu sefer de yenim dar demiş.

Kamp kurmak bazı insanlara hep soğuk gelmiştir. Çadırda kalınır mı? İçine bir şey girmez mi ? Ayı gelmez mi, böcek ısırmaz mı, sinek kovalamaz mı, karınca uçmaz mı? vs.  bu tür sorular hiç bitmez.

Bu bir gönül meselesidir. Kimseyi zorla doğaya çıkaramazsın.  Doğayı seven şartlarına zorluklarına katlanır. Bunlardan yakınmak yerine keyfini çıkartır. Sevmeyene de ağzınızla kuş tutsanız nafile. Yerim dar diyecektir hep.

Doğada bizler misafiriz hayvanlar ev sahibi. Sonuçta onların mekanında bulunuyoruz. Elbette her türlü canlı olacak. Mühim olan varlığımızı onlara belirterek bizden uzaklaşmalarına fırsat tanımak. Bunu yapmak ta çok basittir. Yürürken konuşmak, ses çıkarmak orada bulunan hayvanlara karşı bir uyarıdır. Sesi duyan hayvanlar yolumuzun üstünden uzaklaşır. Hiçbir hayvan durduk yere insana zarar vermez.

Kampta yapılacak olan ilk iş güzel bir alan tespit edip çadırları kurmaktır. Çadırlar kurulduktan sonra, yakacaklar  toplanır. Ortaya ateş yakılarak çaydanlıklar üzerine yerleştirilir.  

 Akşam karanlığından biraz sonra ay dağların ardından yükselmeye başlayınca ufku bir kızıllık sarar. İnsanı mıknatıs gibi kendine çeken bu manzarayı ateşten yükselen çıtırtılar eşliğinde oturur ve içine doğru seyredersin.

Ateş biraz közlenince akşam yemeği  hazırlanır. Kırk delikli bulgur pilavı.  Önce domatesler ve biber doğranır. Kişi başına bir çay bardağı bulgur tencereye dökülür. Domates ve biberle yağ eşliğinde tahta kaşıkla biraz karıştırılarak üzerine bulgur seviyesini bir parmak geçecek şekilde su eklenerek pişmeye bırakılır.

Soğanlar doğranır. Ayran yapılır. Pilav pişince üzerine birazcık kekik serpilir. Neşeli bir sohbet eşliğinde akşam yemeği yendikten sonra çay vaktidir. Gecenin serin sessizliğinde bardaklar dolup boşalır. Arada bir ateşe yeni odunlar atılır. Ateş yükselir. Sohbet koyulaşır, geceye karışır.

Ertesi gün, gün doğumuyla birlikte kalkılır. Gün doğumuyla uyanmak ömre fazladan on yıl ilave eder J Önceden hazırlanmış olan fidelerin uygun yerlere ekimi yapılır.  Kısa bir sabah yürüyüşünden sonra kahvaltı için hazırlık yapılır.

Kamp kurmak,  Modern dünyanın telaşından uzak, hayata kısa bir mola vermektir. Yaşadığımız şehirlerde gökyüzüne baktığımız zaman ışık kirliliğinden dolayı  yeteri kadar yıldız göremeyiz. Fakat kampta, çadırı kurup sırt üstü uzanarak gökyüzüne bakınca bir an kendimizi kaybederiz. Yıldızlar aya salıncak kurmuş,  tepemizde bize gülümsemektedir. Gözlerin, içlerinde  en parlak yıldızı ararken bir yıldız kayar. İçinden  bir şeyler de onunla birlikte yok olur gider sanki.

Kamp hayatının bazı kuralları vardır.  Öncelikle kamp malzemeleri tam olmalı. Çadır, mat, uyku tulumu, su, yiyecek malzemesi, ilk yardım çantası, kafa lambaları  vs. 

Eşyalar akşamdan hazırlanır ki eksiklik olmasın.  Dağcılığın kuralları katıdır. Bunlara uyulmadığı zaman sorunlar baş gösterir. Dakik olmak, belirlenen saatten sonra gürültü yapmamak, verilen görevi yerine getirmek, doğaya saygılı olmak ve geride çöp bırakmamak.

İnsanoğlunun en büyük ayıbı yaşadığı dünyayı kirletmektir. Doğada bir insanın oraya ulaşıp ulaşmadığı oradaki çöplerden çok kolay anlaşılıyor maalesef. Lütfen bu dünya bize emanet, onu kirletmeden çocuklarımıza temiz bir şekilde bırakalım.

Bazı insanlar yazıyorlar, ölmeden önce yapılacak yüz şey diye. Bence ölmeden önce yapılacak en güzel şey yaşamaktır. Yaşadığının farkına varıp kimseyi hayret edecek kadar önemsemeden, kimseye fazla da mana yüklemeden. Kimsenin de beni fazla önemsemesini beklemeden yaşamak…

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

KAYIP ŞEHİR
19 Aralık 2022 21:43

Bu Zamanda Çocuk Olmak!
17 Aralık 2022 21:43

MANZARA SENDEN ÇAYLAR BENDEN OLSUN
05 Aralık 2022 21:43

ÖMÜR TÖRPÜSÜ
03 Aralık 2022 21:43

MUTLULUK
02 Aralık 2020 21:43

Sonbahar
23 Kasım 2020 21:43

BAHARA ÖZLEM
09 Temmuz 2020 21:43

Z KUŞAĞI
09 Temmuz 2020 21:43

OMUZUMDAKİ KELEBEK
09 Temmuz 2020 21:43

ÖĞRETMENİM NOT VERİR MİSİN?
09 Temmuz 2020 21:43

Giden gelmez dağlarında muhteşem bir doğa gezisi
09 Temmuz 2020 21:43

UMUT
09 Temmuz 2020 21:43

BUZ ÜSTÜNDE SEK SEK !
09 Temmuz 2020 21:43

MADENLİ KÖYÜ
09 Temmuz 2020 21:43

Kardelen açmadan bahar gelmez
09 Temmuz 2020 21:43

TOROSLARIN ENDEMİK BİTKİLERİ
09 Temmuz 2020 21:43

Hüzün çiçeği gelincik
09 Temmuz 2020 21:43

Her ömrün bir eylülü vardır, benimkisi sen!
09 Temmuz 2020 21:43

Güz çiğdemleri
09 Temmuz 2020 21:43

“Her insan bir kitaptır okumasını bilene”
09 Temmuz 2020 21:43

MIŞ GİBİ SEVMEK
09 Temmuz 2020 21:43

İki çaydanlık bir bardak
09 Temmuz 2020 21:43

İnsanın, zemherisi özlem, cemresi ise kavuşmaktır.
09 Temmuz 2020 21:43

SEYDİŞEHİRDE KUMPAS
09 Temmuz 2020 21:43

“BELKİ ŞEHRE BİR FİLM GELİR, BİR GÜZEL ORMAN OLUR.”
09 Temmuz 2020 21:43

KRAL ÇIPLAK
09 Temmuz 2020 21:43

Yalnızlık kokan evler!
09 Temmuz 2020 21:43

BEYAZ ORKİDE
09 Temmuz 2020 21:43

HAYAT ÖĞRETİR İNSAN ÖĞRENİR
09 Temmuz 2020 21:43

Yalanım yok, bahanem var!
09 Temmuz 2020 21:43

BİR KADIN SEVİYORSA…
09 Temmuz 2020 21:43

Hayata kısa bir mola. Kırk delikli bulgur pilavı!
09 Temmuz 2020 21:43

Eylülde Sevmek!
09 Temmuz 2020 21:43

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ
09 Temmuz 2020 21:43

Yeni yaşım
09 Temmuz 2020 21:43

Tüm Yazılar