Turgut KARABACAK

BUZ ÜSTÜNDE SEK SEK !

09 Temmuz 2020 23:59

Zamanında bir deve kervanı Antalya’dan yola  çıkar.  Bir kış günü, gece  vakti  Seydişehir üzerinden Yalıhüyük’ e varır. Kervancı başına, “Bu vakitte buraya nasıl geldin?” diye sorarlar.

“Büyük bir ovanız var, onun üzerinden geçtik geldik”  der kervancı.  “Üzerinden geçip geldiğin yer, ova değil ki ? Buz tutmuş Suğla Gölü” cevabını alan kervancı şaşırır. Koşarak göle gider bakar. Gerçekten de donmuş bir göl. Hemen oracıkta bir devesini kurban ederek, sağ salim geçtikleri için şükreder.

Bugün Suğla’da çocuklar gibi şendik. Göl kenarındaki yol, kar nedeniyle kapalı olduğu içinSusuz köyünden, göle kadar yaklaşık yarım saat kadar yürüdük.   Hava durumlarında hava güneşli gösteriyordu ama hafif bir kar yağışı rüzgarla birlikte bize eşlik etti.

Kervancının hesabı,  gölü ova zannedip üzerinde sek sek oynadım. Çocukluktan kalma bir duygu. Çocuktuk. Siyah beyazdı televizyonlar. Tek kanal vardı.  Haftada bir gün Türk sineması çıkardı.  Pazar günleri de, pazar sinemasını  hiç kaçırmazdık.  Elekte mısır patlatır, yufka ekmek içine yoğurt sürer yerdik. Televizyonumuz siyah beyazdı ama oyunlarımız renkliydi. Sabahtan akşama kadar oyun oynar, bazen küser, bazen barışırdık.   O zamanlar Suğla’nın adını bile bilmezdik.  Küçüktük.

Suğla Gölü, uzun yıllardan sonra ilk defa böyle donuyor. Göldeki kayıklar mahsur kalmış. Biz zamanlar özgürlüklerine açılan sular, şimdi onları mahkum etmiş. Buz kalınlığı yaklaşık seksen santimetre olmuş. 

Buzların çözmesi içinse havaların biraz ısınması gerekir.  Hava ısınınca göldeki buzlar çözer de, peki  gönüllerdeki buzlar ne zaman çözecek?  Hangi  mevsim,  hangi gönlün buzunu eritir?  Hangi ay, hangi gönle iyi gelir? Dört mevsim, on iki ay yeter mi buz tutan gönüllere?  Oysa bir tebessümdür, mutlu eden insanı. Bazen de tatlı bir bakıştır beklenen.  Esirgemeyin. Gül/ü/verin. 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

KAYIP ŞEHİR
19 Aralık 2022 23:59

Bu Zamanda Çocuk Olmak!
17 Aralık 2022 23:59

MANZARA SENDEN ÇAYLAR BENDEN OLSUN
05 Aralık 2022 23:59

ÖMÜR TÖRPÜSÜ
03 Aralık 2022 23:59

MUTLULUK
02 Aralık 2020 23:59

Sonbahar
23 Kasım 2020 23:59

BAHARA ÖZLEM
09 Temmuz 2020 23:59

Z KUŞAĞI
09 Temmuz 2020 23:59

KAMP HAYATI
09 Temmuz 2020 23:59

OMUZUMDAKİ KELEBEK
09 Temmuz 2020 23:59

ÖĞRETMENİM NOT VERİR MİSİN?
09 Temmuz 2020 23:59

Giden gelmez dağlarında muhteşem bir doğa gezisi
09 Temmuz 2020 23:59

UMUT
09 Temmuz 2020 23:59

MADENLİ KÖYÜ
09 Temmuz 2020 23:59

Kardelen açmadan bahar gelmez
09 Temmuz 2020 23:59

TOROSLARIN ENDEMİK BİTKİLERİ
09 Temmuz 2020 23:59

Hüzün çiçeği gelincik
09 Temmuz 2020 23:59

Her ömrün bir eylülü vardır, benimkisi sen!
09 Temmuz 2020 23:59

Güz çiğdemleri
09 Temmuz 2020 23:59

“Her insan bir kitaptır okumasını bilene”
09 Temmuz 2020 23:59

MIŞ GİBİ SEVMEK
09 Temmuz 2020 23:59

İki çaydanlık bir bardak
09 Temmuz 2020 23:59

İnsanın, zemherisi özlem, cemresi ise kavuşmaktır.
09 Temmuz 2020 23:59

SEYDİŞEHİRDE KUMPAS
09 Temmuz 2020 23:59

“BELKİ ŞEHRE BİR FİLM GELİR, BİR GÜZEL ORMAN OLUR.”
09 Temmuz 2020 23:59

KRAL ÇIPLAK
09 Temmuz 2020 23:59

Yalnızlık kokan evler!
09 Temmuz 2020 23:59

BEYAZ ORKİDE
09 Temmuz 2020 23:59

HAYAT ÖĞRETİR İNSAN ÖĞRENİR
09 Temmuz 2020 23:59

Yalanım yok, bahanem var!
09 Temmuz 2020 23:59

BİR KADIN SEVİYORSA…
09 Temmuz 2020 23:59

Hayata kısa bir mola. Kırk delikli bulgur pilavı!
09 Temmuz 2020 23:59

Eylülde Sevmek!
09 Temmuz 2020 23:59

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ
09 Temmuz 2020 23:59

Yeni yaşım
09 Temmuz 2020 23:59

Tüm Yazılar