Bu ülkede
Kimlerin "dillerinin kemiği yok?"
1. Siyasetçilerin. (Dokunulmazlıkları sayesinde.)
2. Zenginlerin. (Paraları sayesinde.)
3. Spor adamlarının. (Taraftar grupları sayesinde.)
4. Birtakım bürokrat zevatın. (Milletin verdiği makamlar sayesinde.)
5. Mafya ve terör örgütü liderlerinin. ( Etraflarındaki silahlı gruplar sayesinde.)
6. Sürü psikolojisi tutsaklarının. (Çarşıda, caddede, dağda, kırda, bayırda kısaca herhangi bir mekânda gruplar halinde gezenler, bu kalabalıktan aldıkları güçle efelik yaparlar. Tek başlarına olduklarında kuzu gibidirler.)
6. Kendini tutanların varlığını hissedenlerin. (Bir münakaşada kendini tutan varsa şaha kalkan ama kendini bıraktıklarında kuyruğu kısıp gidenler.)
Hülasa bazılarının 'dilinin kemiğinin olmaması', ağzına geleni söylemesi, dobra dobra olması, efelik yapması, kibir abidesi olması, kesip biçmesi, kendi yiğitliklerinden, 'Mangal gibi yürekleri olduğundan' falan değil, kendilerini koruyan, silahlı, silahsız, kanuni, kanunsuz koruma kalkanları sebebiyledir.
Onlarca eski milletvekili tanıyorum. Faal milletvekili iken bu vatanın bu bayrağın bu milletin, Atatürk'ün, Türklüğün, Müslümanlığın bir numaralı koruyucusu gibi davranıp, milletvekilliği bitince sus pus olan, 'Suya sabuna dokunmadan' hayat süren...
Faal milletvekili iken zengin iken başkan iken küheylan kesilip, emekliliğinde yukarıda saydığım milletin değerleri için bir tek cümle kurmadan yaşayıp giden ya da ölüp giden onlarcasını tanıyorum.
'Kişi, kendinden bilir işi." derler ama bence 'Kişi, dokunulmazlıklardan, paradan, siyasi ayrıcalıklardan, makamdan, şöhretten, etraflarındaki kuru kalabalıklardan bilsin işi."
Yalansa ‘yalan’ deyin.