BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bir sanatçı, eserlerini üretirken,  bireyselliği tercih edebilir; tek başına çalışarak kendi düşüncelerini ve duygularını ifade edebilir. Ancak iş takım sporlarına gelince,  ben mi? biz mi? Soruları akıllara gelir ve genelde ben diyenler kaybeden tarafta olurlar. Ancak; İyi bir futbol takımı, her oyuncunun birbirini tamamladığı ve aynı amacı güttüğü bir takım ruhu örneği olabilir.

Futbolcuların, ben bilincini bir yana bırakıp, kolektif düşünüp hareket ettiği durumlar, biz demeyi ve ona göre hareket etmeyi başardıkları anlar takım ruhunu yansıtmaktadır. Farklı dil, özellik, yaşam, ırk ve hatta farklı dinden insanların iyi bir takım olup, o ruhu sahaya yansıtmaları hiç de kolay bir durum değildir. 2 Kupalı dönemden sonra, adından en çok bahsettiren hoca şüphesiz İlhan Palut olmuştu. Kısıtlı kadro ve imkânlarla o ruhu sahaya yansıtmış ve şampiyonluğa inanan taş gibi bir takım ortaya çıkıvermişti.  Palut ayrılığından sonra, Stanojevic ile yavaş yavaş oyuncular takımdan ayrılırken, o ruh da oyuncularla birlikte Konya sokaklarından ayrılmıştı. Pandeminin vurduğu ülke futboluna, tribünlerin boşalması eşlik etmiş, ortada izlenecek pek bir şey de kalmayınca, sosyal medya taraftarlığına evrilivermiştik.  Kötü oyunlar, boş tribünler, o zamanki yönetimin, takım gençleştirme planıyla ülkenin en yaşlı takımı haline gelmiş bir camia oluvermiştik.  Taraftardan istifa sesleri yükselmeye başlayınca, Türkiye’de her zaman olduğu gibi, en başta hoca ile yollar ayrılmıştı. Ancak yönetim en olmazı takımın başına getirmiş. Hakan Keleş ile yeni bir sayfa açmıştı. Fakat yeni olan tek şey sayfaydı. Zira takım olgusundan uzak, herkesin bireysel takıldığı, insanların sorumluluktan kaçındığı bir kaos ortamına girmiştik. Bu arada yönetim yoğun tepkilere daha fazla dayanamayıp kongre kararı aldı. Ortaya bol kaoslu, içinden çıkılması çok zor bir durum ve maddi imkânsızlıklar içinde bir şeyler yapmaya çalışan, fakat her şeyden biraz, hiçbir şeyden tam olmayan bir takım devir alınmıştı. Yeni yönetim Hakan Keleş ile yola devam kararı almıştı. Ta ki Fenerbahçe hezimetine kadar!

Konyaspor dibi görmüştü. İşin iyi tarafı bazen yükselmek için en dibi görmek gerekir ya; İşte en dip burasıydı.

Yönetim karşılıklı anlaşarak keleş ile yolları ayırdı. Yapacağı en güzel hamleyi yaparak camiamıza yabancı olmayan, FahrudinOmerovic ile anlaşmıştı. Kriz yönetimi konusunda oldukça başarılı olan Omerovic, takımdaki fazlalıkları bir taraftan belirlerken, diğer taraftan transfer edilecek oyuncuları belirledi. Elinde sihirli değnek yoktu. Küçük dokunuşlar ile takımı kaos ortamından almayı planlıyordu. Evimizde oynadığımız Antalya maçında akıllı hamleler ile öne geçmesine karşın 1 puanla yetinmişti. 3 gün sonra, deplasmanda oynayacağı Antep maçı, onun için yavaştan yukarıya tırmanış maçı olabilirdi. Sevilla'nın altın çocuğu Nzonzi takıma geldiğinden beri, kıyıda köşede kalmış bir veterandan farksızdı.Omerovic ona öyle bir dokunmuş ki Antep maçında bariz bir şekilde gördük. Lider bir oyun ortaya koydu. Aslında geçtiğimiz haftanın on birinde olması bunun sinyalini vermişti. Takımdaki bütün toplar onda toplanıyor ve orta sahayı yönetiyordu. Bu kadar sakatlık, gidenler, gelenler ve hoca değişikliklerine rağmen takımı belki de ilk kez bu kadar diri görmüştük. O ruhsuz oyundan eser yoktu. 2 Maçlık sürede en azından ne yaptığını bilen bir takım görmeye başladık. Hoca dokuyu yakalamıştı. Artık başarı kaçınılmaz olacaktı.

Antep maçı her ne kadar ortada bir maç gibi görünse de galibiyeti kaçıran taraf olmuştuk. Hele son dakikada Soner’in kaçırdığı pozisyon saçımızı başımızı yolduk. Takım bir yola girdi. En azından artık ne yaptıklarını bilerek oynuyorlar. Geriye transferlerin bitip takıma uyumu ve alınacak güzel sonuçlar bizi bekliyor. Başakşehir maçıyla birlikte beklediğimiz sonuçları almaya başlamayı umuyorum.

Maçın sözü; Herkes başarıyı yakalamak ister, herkes kahraman olmak ister ama ses getirecek bir başarı elde etmek anca ekip ruhuyla olur.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.