Kural kelime anlamı olarak; bir işlemin doğru sonuç vermesi için uygulanması gereken belli yöntem, tutulacak belli yol anlamına gelmektedir. Dilbilgisi terimi olarak ise, bir dilin aynı türden olaylarında görülen birlikten çıkarılmış yargı, zorlayıcı ilke, şeklinde açıklanır. Toplum bilim terimi olarak ise; bir yaptırımlar düzeniyle toplum üyelerinin kendisine uyması sağlanan, toplumca benimsenmiş her türlü buyurucu ve yasaklayıcı düzenleme, olarak tanımlanıyor. Gördüğümüz üzere kurallarda işlem, tanım, eylem, yapılacak ve yapılmayacak her türlü şık belirlenmiş. Siz trafikte hız sınırı 70 olan bir yerde 90 ile geçerseniz izahı olmaz, ceza yersiniz. Dini kurallardan tutun, Anayasa ile devam edin, ahlak ile pekiştirin, hayatın her alanında daha sağlıklı bir toplum için kurallara ihtiyacımız var. Spor müsabakaları çeşitli Federasyonlar, tarafından belirlenen kuralların, hakem adı verilen görevliler tarafından tatbik edilmesi ile uygulanmaya çalışılıyor. Birçok kural bir şekilde uygulanırken, işin içine yorum girince, sana göre bana göre girince, tüm kuralların alt üst olduğu bir durum ortaya çıkıyor. Elle oynama! Kabak tadı veren bir uygulama! Arkadaş top eline çarpınca bunu sana göre bana göre dersen bu kural işlemez.Dün gülerek neredeyse tüm yorumcuları, hakem hocalarını izledim, birde hakemi kurtarmak için yeni bir yol bulundu! Biz bile bu kadar izleyip karar veremiyorsak hakem ne yapsın?Tüm yorumcuların birleştiği tek konu var yorum! Eski hakemlerin, anlattıkları dinleyicince tamam mantıklı geliyor, ancak cümle hep hakem yorumuyla bitiyor. O zaman hakem penaltı çalsa o da hakem yorumu olacak. Böyle standart yakalayamasın ki! Siz neye göre penaltı değil diyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde kural yoruma bırakılmaz! Soygun yasak ama paran biterse soygun yapabilirsin yorumunu ancak soyguncu yapabilir. Polis onun neden soygun yaptığı ile ilgilenmez o işini yapar yakalar. Fakat iş elle oynamaya gelince bu kavga bitmez.Her takımdan bir futbolcuyu elle oynama olarak kendi takımına verilmeyen bir pozisyonu izlettirin tamamı pozisyona penaltı der. Aynı pozisyonu neden olan kişiye sorsanız oda bariz penaltı ise hakem öyle değerlendirdi, tartışmaya açıksa kesinlikle penaltı değil der. Yani bana göre sana göre ile oynama kuralı olmaz. Ben pozisyona penaltı derim, Beşiktaşlılar değil der sabahlara kadar bu kavga edilir ama bir sonuç çıkmaz tartışma bitmez ki bana göre pozisyon penaltıdır.
Maçın çok fazla konuşulacak yeri yok! Her iki takımda futbol adına, bir şeyler sergileyemedi. Yan pas, geri pas, orta alan mücadelesi Beşiktaş kaleyi bulan tek isabetli şut ile maçı 2-0 kazandı. Geriye deplasman tribünün 90 dakika boyunca, Türk örf, adet ve ananelerine sığmayacak ettiği küfürler ve yaptıkları mağdur edebiyatı kaldı.
Konyaspor lige son çıktığından bu yana bu kadar kötü bir kadro yapılanmasına gitmemişti. Küme düşmemeye oynadığı dönemlerde bile bu kadar vasat bir oyun hiç olmamıştı. Zaten hocanın yaptığı değişiklikler biraz sitem değişikliği,elimdeki oyuncular bunlar, ne yapmamı bekliyorsunuz?değişikliği diyebiliriz. 90 dakika boyunca hiçbir şey yapmayan eleştirilere neden olan Beşiktaş’ta oyuna giren oyuncular, Milli takımın golcüsü Cenk, Şampiyon oldukları dönemin en önemli oyuncusu Ghezzal ve Yıllarca Arsenal ve Liverpool formalarını terletmiş Chamberlain biz ise buna karşılık, Cebrail, Yunus Emrehan gibi isimleri sürdük!
Ancak konyaspor’un en büyük problemi yine de kadrosu değil, bu sezon oluşan bir hastalık küsme hastalığı, eskiden Konyaspor futbol tabiri ile ısıran bir takımdı. Mücadeleyi skordan bağımsız hiç bırakmazdı. Şimdi topu kaptıran oyuncu kaptırdığı yerde kalıyor. Birkaç oyuncu dışında, takımın tamamı böyle ve maalesef takım gençleştirme operasyonu yapılacak diye beklerken tarihin en yaşlı ve vasat kadrosu oluverdi. Şimdi büyük bir ironi göstermem gerekiyor! Süper Lig'de birinci transfer ve tescil döneminde yapılan transferlerin yaş ortalaması 26,4 olarak gerçekleşti. Transferlere göre en yüksek ortalama 28,5 ile Konyaspor'un, en genç yaş ortalaması ise 23,4 ile Rizespor'un oldu. Rize’nin başında gençleri oynatmıyor diye eleştirilen eski teknik patron var! Bu çıkmazda en son kızacağım isim ise Stanojevic, ancak yönetim kendi istikrarı için yakın zamanda yolları ayıracağını düşünüyorum. Alınacak hoca kim olursa olsun bu kadro planlaması ile düşmeyelim yeter mantığı devreye girecektir. Bu sezon Konyaspor küme düşmez ise bilelim ki iyi olduğumuzdan değil, bizden çok daha kötü durumda oluşumlar olduğundandır. En sona ise; Oğul Can’ı sakladım. Oğul Can Altınordu’nun yetiştirdiği en sorumsuz futbolcu olabilir. İyi niyetinden şüphem yok! Takımın ikinci yarıya hırslı başladığı umutlandığı bir durumda öyle saçma bir kırmızı kart yiyemezsin!
Maçın sözü: Eğer isteklerin için savaşmıyorsan kaybettiklerin için ağlama
