İnsanların pek çoğu diyorlar ki gittikçe nesil bozuluyor zamanla daha da bozulacak. Fakat bozulan neslin bozulmaması veya düzelmesi için hiçbir şey de yaptıkları yok, işte sorun da burada başlıyor.
Neslin düzelmesi için çalışanları görmezlikten gelmek yanlış olur. Bunlar var, lakin düzeltmeye çalışanlar bozulduğunu söyleyenlere nispetle yok hükmündedirler. Mahallenin pislik içinde olduğunu söyleyenler pek çok fakat hiç kimse eline süpürgeyi alıp kapısının önünü süpürmüyor. Herkes kapısının önünü süpürse mahalle temiz olur. Yani herkes kendi neslinin bozulmaması için gayret etse büyük ölçüde sorun çözülür.
Şu bilinen bir gerçektir ki; bir ton gübre bir kilo altın, elbette ağırlık itibariyle gübre fazla ama değer itibariyle altına yetişemez. Düzelmesi için çalışıldığı halde neslin çoğu düzelmiyorsa, hiç kimse endişelenmesin düzelen on nesil bozulan yüz nesilden daha değerlidir.
Mesela: Yüz tane tavus kuşu yumurtanız olsa, yumurta itibariyle beşer kuruştan beş yüz kuruş eder. Fakat o yüz yumurta üstünde tavus kuşu oturtulsa, sekseni bozulsa; yirmisi, yirmi tavuskuşu olsa, denilebilir mi ki: Çok zarar oldu, bu muamele şer oldu, bu kuluçkaya kapanmak çirkin oldu”? Hayır öyle denilemez, belki hayır oldu Çünkü o tavus milleti ve o yumurta taifesi, dört yüz kuruş fiyatında bulunan seksen yumurtayı kaybedip, seksen lira kıymetinde yirmi tavus kuşu kazanan zarar etmez.
Neslin bozulduğunu görenler onların düzelmesi için çalışırlarsa Allah’ın izniyle hem kendilerini kurtarırlar hem de altın gibi bir nesle sahip olurlar. Diğerleri gübre hükmünde fazla bir değer ifade etmez, onlar görünüşte insan yaşantısıyla hayvandan farkı yoktur. Onlara bakıp ta ümitsiz olmanın bir anlamı yoktur.
Altın çamura düşse bile paslanmaz, altın yine altındır, müjdesini verdiğimiz gelmekte olan yeni nesilde böyledir. Altın nesil güneş gibidir, çıktığı vakit hem kendilerini hem de başkalarını gösterir. Aşina olduğumuz o nesil yavaşta olsa geliyor, onlar geldiği vakit kendilerini tenvir ettikleri gibi, başkalarını da tenvir ederler.
Yalınız Allah böyle bir nesli bedava vermez, sen tarlaya tohumu saçmazsan o tarladan istediğini alamazsın.
Eğer sen tarlaya buğdayı ekersen Allah bir daneye bedel yedi yüz dane veya daha fazla verir.
Altın neslin gelmesi için lazım gelen sebepleri hazırlarsan Allah’ta altın nesli sana verir, yeter ki sen gayret göster veya gayret gösterenlere yardımcı ol.
Ey insan eğer bu gayreti sen gösterirsen sen aziz olursun, öyle veya böyle özlediğimiz o nesil gelecek. Çünkü Allah vadetmiştir, Kur’an-ı Keriminde açıkça beyan ediyor ve buyuruyor ki: “Kâfirler istemese de ben nurumu tamamlayacağım”. (1) Allah altın nesli getirip nurunu onlarla tamamlattıracaktır.
Bir diğer ayette de şöyle buyuruyor:
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴿٩﴾
“Hiç şüphe yok ki o, Kur’an’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz’iz.” (2)
Kur’an’a sahip çıkan Altın neslin koruyucusu ve yardımcısı Allah’tır. Altın nesil geliyor, yevmil beter diyerek kimse ümitsiz olmasın.
Ey altın neslin gelmesi için üzerine düşen görevi yapmayanlar! kendi heva ve heveslerinin peşinde koşup hayatlarını boş yerde imha edenler, temelli ümitsiz olmayın Allah’ın affetmeyeceği günah yoktur. Yeter ki siz Allah’tan özür dilemesini bil ve kapısının tokmağına dokunun.
Üstad Bedüzzaman bu konuyla ilgili bir ayetin izahıni şöyle yapmıştır:
“Arkadaş! A’mele ve taate muvaffak olamayan azaptan korkar, yeise düşer (ümitsiz olur). Böyle bir me’yusun (ümitsizin) gözüne, dinî mes’elelere münafî (zıt) edna ve zayıf bir emare, kocaman bir bürhan (delil gibi) görünür. Böyle birkaç emareyi elde eder etmez, diğer emarelerin saikasıyla ilân-ı isyan ederek İslâm dairesinden çıkar, şeytanın ordusuna iltihak eder. Binaenaleyh a’male muvaffak olamayanlar, yeise düşmemek için şu âyete müracaat etsinler” (3)
Rabbimiz o ayette ne buyuruyor:
قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذِينَ اَسْرَفُوا عَلَى اَنْفُسِهِمْ لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ اِنَّ اللّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
(“Ey habibim) de ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, gafur ve rahîmdir” (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur.) (4)
KAYNAKLAR:
(1) Saff Suresi 61/8
(2) Hicr Suresi 15/9
(3) Mesnevi-i Nuriye ( 65 )
(4) Zümer Suresi 39/53

