Depremde ölenlerin varsa kusurları Allah affetsin yaralılara da acil şifalar versin. Depremden zarar görenlere müjde, işi yapan Allah’tır Allah kimseye zulmetmez, inananlar için zayiat yok. Çünkü kayıp olan malları, canları sadaka olup kendilerine daha güzel bir şekilde iade edilecektir!
Fakat felaket tellalları hala ipe sapa sığmayan laflar ederler. Sen depremin olacağını önceden bilsen ne yazar bilmesen ne yazar. Depremle ilgili çalışmalar yapılmasın demiyoruz, insanlığa faydalı bilgiler vermek için, bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. Yalnız bu sahada çalışma yapanların bir kısmı deve kuşuna benziyorlar. Deve kuşu avcıyı görünce başını kuma sokarmış ki avcu onu görmesin. Halbuki koca gövdesi dışarda avcı onu görür ama o gözünü kum içinde kapamış görmez. Yerin altında fay hattı varsa fay hattı orada kendi kendine oluşmaz, onu oraya koyan birisi var. Fay hattı kırılmışsa onu orada kıran birisi var. Bu işler tesadüfen olmaz, siz elinize bir çekiç bir de çivi alacaksınız ve diyeceksiniz ki; “Ey çekiç! ben gidiyorum gelene kadar bu çiviyi şu duvara çak.” Eğer o çekiç o çiviyi sen gelene kadar dediğin yere çakarsa o zaman anlarız ki yer altındaki fay hattı kendi kendine oluşur ve kendi kendine de kırılır. Böyle bir anlayışa kargalar bile güler.
Eğer bu sözde, ilim adamları deve kuşu kafa yapısını bırakır ve Allah’ın verdiği aklı kullanır, bu işler tesadüfen olmaz mutlaka görmediğimiz bir el bu işi yapmış olabilir. Görmediğimiz bu el insanlığa bir mesaj vermek istiyor dese, daha akıllıca bir hareket yapmış olur. Şayet Allah’ın bu işi yaptığına inansa ve o çalışmaları da Allah için yapsa o vakit bütün çalışmaları ibadet olur!
Madem bu depremi Allah yaptı öyleyse bizden bazı şeyleri istiyor denilebilir!
1. “Ey inşaat işleriyle uğraşanlar! malzemeden çalıp da bu kadar insanın canının yanmasına sebep olursanız, mutlaka onun bedelini size ödetirim demek istemiş olabilir,
2. “Ey bu inşaat işleriyle uğraşanlardan malzeme çalan olursa onlara ruhsat verenlerden! Bu kaza zedelerin hesabını sorarım demiş olabilir.
3. “Ey deprem sebebiyle zarar görenler! veya hayatını kaybedenler! veya yaralananlar! Üzülmeyiniz sizin hiçbir hakkınız zayi olmayacaktır. Allah kimseye zulmetmez, o zalimlerden hakkınızı alıp size verecektir. Bütün kaybettiğiniz o mallarınıza bedel daha güzel bir surette fazlasıyla bir ücret size verilecektir!
Bediüzzaman Hz. Dediği gibi: (Ey deprem sonucu mezaristana göç edenler!) “Eyvah! Malımız harap olup, Say’ımız heba oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağın altına girdik.” demeyiniz, feryat edip ümitsiz olmayınız... Çünkü sizin Her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelal, sizi celp edip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır.
Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almağa gidiyorsunuz. (1)
Kaynak:
(1) Mektubat S. ( 227 )
