BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

 

İznini yakınları ile memleketinde geçirmek için gelmiş Avrupa da yaşayan bir dostun Seydişehir ve Türkiye?deki gözlemlerini dinledim. Malum durumla her gün iç içe olduğumuz için kanıksadığımızdan mıdır bilmem ama, duyduklarım yenilir yutulur cinsten değildi?

 

Gün  geçmiyor ki  kaza haberleri olmasın... Haliyle trafikten başladı sohbet ve aldı sazı eline gurbetçi kardeş? Konuştukça üzüntüsü artıyor hayret ifadelerini mimiklerinden algılayabiliyordum..

 

?Türkiye de   trafiğe çıkmak  kadar zor  şey yok ?  kural, kaide saygı diye  bir şey yok , insanlar çok dikkatsiz. Türkiye?de sürücüler adeta kuralları çiğnemek için yarışıyorlar . Kim nerden ne zaman çıkacak belli değil.  Antalya?dan araç kiraladık 28 günlük iznimizi Seydişehir de geçirelim dedik atlattığımız tehlikenin haddi hesabı yok.

 

Sinyal vermeden sağa sola dönmeler, Büyük araçların yol vermemesi,  Işıkları tanımamak, yapılamayacak  yerde solama  yapmak, tali yollarda sağa sola bakmadan ani çıkanlar,şehir içinde motor ve bisikletlilerin rastgele hareket etmeleri, yayaların ışıklara bakmadan yürümesi, trafik ışıklarının önüne  araç park etmek gibi daha neler neler?

 

Üstüne üstlük kazasız  belasız tatili bitirelim derken kafasına karton kutu geçirmiş çocuğun gelip aracımıza çarpması sonucu  saatlerce karakolda  beklemek tuzu biberi oldu. Şükürler olsun ki bununla atlattık?

Dostun derdi bir değil bindi sanki

 

?Ailecek  karnımızı doyuralım diye bir lokantaya gittik. Türk lokantasından kendi damak tadımıza uygun siparişlerimizi verdik. Özlemdir bizim için Türkiye de bir lokantada yemek yemek.

 

Oturup siparişlerimizi verdik. Yemekler lezizdi. Kaşığı çatalı yemeklere daldırdık ama yine sorun vardı. Lokantada çalışan garsonlar bizim yabancı olduğumuzu anlayınca Seydişehirli insanlara davrandığından başka davrandılar. Rahat yemek yiyemedik. Adamlar sürekli başımızda dikiliyorlar bardaktan su eksiliyor hemen su dolduruyorlar, üç kişi sürekli karşımızda gözümüzün içine bakıyorlar artı durmadan bir isteğimizin olup olmadığını soruyorlar daha fazla dayanamayıp yemeği yarıda bırakıp lokantayı terk ettik.. Öğrendik ki asıl amaçları bahşiş koparmakmış.

 

Bir kuruma para yatırmaya gittik. Millet ön sıraya geçmek için saygısızlığın dik alasını yapıyor.  Sonunda  baktım olacak gibi değil  dedim ?beyefendi hanımefendi bakın ben burada bekliyorum ve siz benden sonra geldiniz  sıranızı bekleyin? dedim beni azarlayarak ?acele işim var? demez mi..!   Türkiye de  herkesin acele işi mi var  ağabey? bizim çocuklarda dışarıda bekliyor benimkide acele???

 

İki resmi kurumda bir ay boyunca harcadığımız elektriği suyu yatıracağız telefonu yatırıp Borcumuzu  gününden önce ödeyip gideceğiz. Kardeşime yük olmasın dedik. Kurumun birisinde abone numaramı bilmediğim halde sadece isim ve son endeksten parayı tahsil etti.. ikinci kuruma gittim  dört kişi oturuyor  böyle böyle dedim  ?bakamayız kardeşim git abone numaranı getir?  bu nasıl iş be dedim. Bu ne çifte Standard?

 

Esnaf desen  yabancı olduğunu anlayınca işin kötü. Bir defa küçük esnaflarda ürünlerin hiç birinin üstünde fiyat yazmıyor. Buda bizde müthiş derecede kazıklanma korkusuna yol açıyor. Sonra  şu da çok kötü  bir şey adama  soruyorsun   bunun fiyatı ne  aslında bunun fiyatı şu  ama  sana şu fiyata  veririz madem  öyle  niye o fiyata veriyorsun biz  yabancılara karşı özel Seydişehir?dekilere karşı  başka fiyat hissi uyanıyor  mecburen  en küçük şey için  bile büyük marketlere  gidiyoruz.?

 

Serzeniş daha da devam etti gurbetçi dostta?

 

İnşallah önümüzde ki izin dönemine daha saygın bir toplum oluruz, ümidimi korumak istiyorum

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.