19 Temmuz 2025, Cumartesi
09:11
Manşet Altı Reklam

"Hizmette devamlık esastır" sözü, sıklıkla dile getirilen ancak içeriği ve uygulanabilirliği tartışmalı bir ifadedir. Hizmet kavramını anlamak için önce onu "görev"den ayıran incelikleri ortaya koymak gerekir. TDK'ya göre görev, belirli bir işin yerine getirilmesidir; hizmet ise bu işin ötesine geçerek kalite, yenilik ve toplumsal fayda sağlayan bir eylemdir. Örneğin, bir belediyenin yolları onarması görevdir; ancak bu yolları estetik, dayanıklı ve kullanıcı dostu tasarımlarla sunması hizmettir.

Hizmet ve Görev Arasındaki Çizgi

Görev, sınırları çizilmiş bir sorumluluktur. Hizmet ise "vay be" dedirten bir aşkınlık gerektirir. Öncekini taklit etmek görevdir; onu aşarak yeni bir vizyon sunmak hizmettir. Türkiye'de bu ayrım genellikle göz ardı edilir. Özellikle siyasi arenada, hizmet kavramı salt "yapılmış olan"la ölçülürken, nitelik ve süreklilik ikinci plana atılır.

Kör Muhalefetin Hizmete Etkisi

Türkiye'nin kronik sorunlarından biri, muhalefetin "ak-kara" ikilemine sıkışmış olmasıdır. Diyalog yerine reddiyecilik, eleştiri yerine yıkıcılık hakimdir. Bu anlayış, iktidara geldiğinde bile "enkaz edebiyatı" ile kendini meşrulaştırma eğilimindedir. Sonuç? Hizmette süreklilik yerine, her seçim döngüsünde sıfırdan başlayan ve öncekini yok sayan bir kısır döngü.

Çözüm: Diyalog ve Kolektif Akıl

Hikâyedeki sadrazamın üç mektubu, Türk siyasetindeki kriz yönetiminin özetidir:

  1. Geçmişi kötüle,

  2. Yakın çevreni suçla,

  3. Yeni bir senaryo yaz.
    Oysa gerçek çözüm, tüm tarafların "hizmet" odaklı bir diyalog kurmasıdır. İktidar-muhalefet ayrımı, ülkenin ortak menfaati önünde engel olmamalıdır.

Sonuç:
Hizmette devamlılık, ancak siyasi kutuplaşmanın aşılmasıyla mümkündür. Türkiye'nin "vay be" dedirten örnekler görmesi için, görevden hizmete, çatışmadan diyaloğa evrilmesi şarttır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ