Hayır ve rahmet ayı ile birlikte bende Medine?me ulaştım.Sizinle muhabbetimizin başlamasının üzerinden tam bir sene geçti.Heybemde sizlere anlatmak için yine bir sürü yarenlik biriktirdim.Yolculuğuma çıkarken , görüp geçirdiklerimi anlatırım demiştim?Evet gördüm,ama hepsini geçiremedim.Bazıları için daha zamana ihtiyacım var.
Canım oğlum Muhammet?i Seydişehir?de bıraktım.O yüzden cananım,gönlümün sultanı Muhammet (s.a.v.)?e bu sene kırık bir kanatla geldim.Mesela,bu kırıklığı geçirebilir miyim bilemiyorum. Yolculuğumuz boyunca ülkeleri geçtik, şehirler gördük, kimi bize benzeyen kimi benzemeyen insanları da?
Çarşılarını ,pazarlarını, bize benzer dünya telaşlarını gördük.
Tek katlı ,çok katlı evlerini ,kalabalık ,tenha mahallelerini de gördük.
Bereketli topraklarını,fıstık,zeytin ağaçlarının güneşin altındaki ışık oyunlarını gördük.
Boy veren mısırları,ayçiçeklerini de öyle?
Ancak her zaman su doldurduğumuz çeşmelerin bir kısmının kuruduğunu da,suların çekildiğini, toprakların susuzluktan yarıldığına da şahit olduk.
Geçen sene akan şelalenin bu sene akmadığını, göletlerin yerinde hayvanların otladığını da gördük.Kuraklık geçen seneye göre daha da artmıştı.Birden zümer suresinin 21.ayetini hatırladım.Rabbim bizi korktuğumuzla imtihan etme.
Bu düşüncelerle uyuduğum bir gün rasulullah rüyama konuk oldu.
Hasret ateşini bazen rüyalar söndürür..Onu öyle çok özlemiştim ki! Medine?de Rasulullah?ın yağmur duası yaptığı küçük bir mescit vardır.Adı Gamame, yani bulut mescidi.Gamame mescidindeyim, yanıma Rasululluh giriyor,birbirimize bakıp gülümsüyoruz. Ey Allah?ın Rasulü diyorum ,yağmurlar kesildi , kuraklık tehlikesi var ve ben bundan çok korkuyorum.Allah?ın Rasulü benden yağmur duası yapmamı istiyor.Daha önce hiç yağmur duası yapmadığımı,nasıl yapıldığını gördüğümü fakat tam olarak bilmediğimi söylüyorum.Rasulullah?ın aydınlık yüzünü şefkat dolu bir ifade kaplıyor.Sen gene de yap diye ısrar ediyor.Bende ellerimi açıp; ?Rabbim bizi yağmurla, karla ve doluyla yıka.Yeryüzünü bunlarla temizlediğin gibi,bizi de öyle temizle? diyorum ve ellerimi indiriyorum.Yine itiraz ediyorum.Her halde olmadı,çünkü bu yağmur duası değil tövbe duası diyorum.Rasulullah yine gülümsüyor ,hatta öyle gülümsüyor ki,inci gibi dişlerini görüyorum.Sen öyle söyle diye tekrarlıyor
Uyandığımda çok heyecanlıydım.Önce bir dua kitabından yağmur duasına baktım,sonra soluğu Gamame mescidinde aldım.Hala tamiratı devam eden mescit kapalıydı.Bahçesinde önce yağmur duasını sonra da rüyamda söylediğim tövbe duasını okudum.Eve geldiğimde yağmurla ilgili hadisleri karıştırırken, aslında yağmurun bizim hatalarımız yüzünden yağmadığını, hatta aramızdaki çocuk ve hayvanların hatırı olmasa bir damla bile suyun gökyüzünden düşmeyeceği hadisini okuyunca irkildim.
Anladım ki aslında yapmamız gereken yağmur duası değil, tövbe etmekti.Ama gönülden tövbe etmekti ve aynı hatalara geri dönmemekti.Hayatımızın sonu gelmeden pişman olmaktı. Rabbe yönelmek ,ayartıcılara sırt çevirmekti.Anlımız çürüyene kadar secdeden kalkmamak ve ?affet ey rabbim? demekti.Allah?ı razı edememekten korkup,pişmanlık dolu gözyaşlarında boğulmaktı.Belki o zaman gökyüzü bize özenir, o da gözyaşlarını topraklarımızın üzerine akıtırdı.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş.Mağfiret ayı ramazan evlerimize, gönüllerimize konuk oldu.Aç ve susuzken yaptığımız tövbelerimiz,mutlaka yerine daha önce ulaşacak ve daha anlamlı olacaktır.Bu ayı,günahlarımızdan kurtulmaya

