BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Özelleştirme döneminin en hareketli zamanları idi? Memleket gazetesini Seydişehir de hem muhabirliğini hem köşe yazarlığını, dağıtımını ben yapıyordum.

 

O günlerde gazetemizin birinci sayfasından  Fahri Kubilay  imzalı şöyle bir haber çıkmıştı .?marjinal gruplar olayları provoke ediyor.?

 

Olağan üstü bir dönemde böyle bir başlık esas olarak hukuk işleri ile uğraşan aynı zamanda da siyasetle içli bir şahsiyetin dikkatini çekmiş?  İlk karşılaştığımız yerde bana marjinal kelimesinin anlamını sormuştu. Soru imalıydı farklı bir arayış vardı? Aklınca küçümsüyordu? Marjinal kelimesini onun anlayacağı dilden anlatmıştım birde köşemden açıklama ihtiyacı hissettim zevatın hukukçu kişisine?

 

Marjinal; var olan güncel değerlerin haricinde veya karşıtında bir düşünceye sahip olan insanlar. Örneğin Atatürkçü düşünce derneği lokalinde bir aczimendi,  ,ateistlerin arasında bir haham, hahamların arasında bir imam gibi?

 

Başlık neydi marjinal gruplar olayları provoke ediyor.  Sattırmayız, çalıştırmayız, almayız, vermeyiz, çalışmayacağız sloganları üzerine kurulmuş figüranları belli eylem planları?

 

özelleştirme süreci başlayıp ta Seydişehir?e karargah kuranlar ne zaman fabrika satıldı, Ce-ka teslim aldı ve o zamana kadar ilçemizi terk etmediler. Takii provoke edilecek kişi veya kişilerin ayakları yere değdi ve  onlarda provoke edemeyince ister istemez şehri terk etmek mecburiyetinde kaldılar.

 

Ergenekon davası tutuklularından Doğu Perinçek?e bile Başbakan Perinçek sloganları atıldığını hatırlıyor ve hayretimi hala gizleyemiyorum.

 

Amacım ne özelleştirme taraftarı, ne özelleştirme karşıtı sınıflandırması yaparak kimseyi yaftalamak değil ama aradan geçen bu kadar zamandan sonra insanlarının nasıl provoke edilip olayların nasıl speküle edildiğini bugün daha net görebildiğimizi ortaya koymak?

 

Konumuza dönersek; köprülerin altından çok sular aktı. Şu an fabrika çalışıyor. O zamanki fabrikada çalışan işçiler çalışmıyor. Özellikle provokasyonların en önde gidenleri, öne sürülenleri gurbetteler çoğunlukla?

 

Şu an CEKA bünyesinde çalışanlar bugünün çile çekenlerini gaza getirip, tehdit boyutuna kadar giderek eylemin baş aktörlüğünü yapanlardı?   

 

Hepside mağdur durumda ve aldığı ücretin üçte biri kadar gelirleri düşmüş Seydişehir dışında başka yerlerde çalışmak mecburiyetinde kalmışlar statüsü değişmiş birinci sınıf usta, müstahdem olmuş, yuvalar yıkılmış psikolojileri bozulmuş olmuşta olmuş. Derin konu?

 

Provokasyon ne pekâlâ; kışkırtmak, kızdırmak?

Şimdi sormak istiyorum o dönemde işçileri ailelerini esnafı kışkırtanlar kızdıranlar provoke edenler nerede?

 

Provoke ederek mağdur ettikleri insanların derdine neden çare olmuyorlar- olamıyorlar. Ne oldu hani sattırmıyorlardı.  Hani vatandı, vatan satılamazdı?  Şu an itibari ne yapıyorlar acaba! Kendileri demi mağdur pozisyondalar yoksa başka bir yerlerimi provoke etmekle meşguller.

 

Tüm bu olanların sorumlusu kim? Yaşanan bu süreçte gelinen noktada mağdur olanlara karşı kim hesap verecek tabii ki tüm bu sorulara cevap verebilmek oldukça zor. Çünkü cevap verecek muhatap yok? Onlara gazı vererek kendi gazlarını giderdiler ve görünmez oldular?

 

Türkiye de her grup, her parti, her sivil toplum örgütü demokrasin kendine verdiği nimetleri sonuna kadar kullanma hakkını hiç kimse engelleyemez.

 

Taraf olmak çok kolay...

 

Taraf olduğun tarafın taraftarlarına gaz vermek kolay?

 

Ama eylemlerin en önüne itilen ve bu gün kendi kaderlerine terk edilen onca insanın vebalini taşımak o kadar kolay değil?

 

Şimdi soruyorum hukukçu kardeş?

 

Marjinallik ne ve kim marjinal düşünmüş?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.