Bundan çok eski zamanlarda Osman isminde bir delikanlı yaşarmış.Bu genç,anasına babasına saygılı,güzel ahlaklı,cesur ve cömertmiş.Ana babasının duasını aldığından hayli yolunda gidermiş işleri.Bu yiğit delikanlının, hem bileği sağlammış hem kafası.Çok zaman geçmemiş civar evlere, ismi nam salmış.Her yerde onun başarıları, gücü, kuvveti konuşulur olmuş.Bu yiğidin çevresinde, onu sevip sayanlar da , kıskanıp nefret edenler de varmış.Osman bütün bunların farkında,dikkatlice atarmış adımlarını.Dimdik ayakta durur,adaletten ayrılmazmış.
Osman?ın en büyük yardımcısı gözünün nuru,büyük bir sevdayla bağlandığı eşi Dolu?ymuş.Dolu müşfik,fedakar bir eşmiş.Kocasına aşık ,ona saygılıymış. Düşman aileler onların aşkını da kıskanırmış.Çünkü herkesin gözü güzeller güzeli Dolu?daymış.Ama o Osman?ı tercih etmiş.Mutlu,mesut yuvalarında her geçen sene çoğalan evlatları ile yaşamlarına devam ederlermiş.Evlerinde ki huzur ve bereketi duyan ihtiyaçlılar, kapılarına gelir ve hiç biri eli boş dönmezmiş.
Neyse, gel zaman git zaman, çocuklar büyümeye başlamış.Çocuklar büyüdükçe civarda ki başka evleri merak eder olmuşlar.Bu meraklarını öğrenen düşman ev sahipleri Osman?ın çocuklarını kandırmanın yollarını aramışlar.Bakmışlar ki bir tanesi buna müsait, hemen işe koyulmuşlar. Önce dost görünüp buyur etmişler evlerine.Halbuki çocuklarının bu evlere gitmesi yasakmış .Ne demişler yasaklar tatlı ve cazip olur.Çocuk önce gizlice gidip gelmiş,sonra ona söylenen düşman fikirleri kabullenmiş.Yalan söylemeye de alışmış.Yavaş yavaş zehirlenen çocuk, kendini düşman eve gitmekten alamıyormuş.Daha sonra da günahını meşrulaştırmak için ortak aramış kendine.Birkaç kardeşini de beraberinde götürmüş.Çocukları ele geçiren sinsi komşu,ilk olarak onlara modern bir isim vermiş.
? Bundan sonra sizin adınız İttihat ve Terakki kardeşler olacak,ben ne söylersem onu yapacaksınız.Babanız artık yaşlandı.Ailenin başına sizin geçmenizi istiyorum.Sizde bunu istemez misiniz?Sözümden çıkmazsanız sizi,İttihat yani birlik içinde,Terakki yani, ilerici modern bir hayat bekliyor?,demiş.
Bu sözler kafalarına yatmış, modern gençlerin.
? Yalnız karşılığında sizden bir şey istiyorum?,demiş düşman komşu.
Osman?ın çocukları baş olmak için her şeyi vermeye hazırmış.Bunu bilen sinsi düşman, ?kalplerinizi? demiş acımadan.Biliyormuş ki kalbi olmayanın inancı da olmazmış hiçbir şeye.Kabullenmişler çaresizce.Kalplerini orada bırakıp, içleri bomboş yola koyulmuşlar.
Düşman aile Osman?ı dıştan yok edemeyeceğini zaman içinde anlamış olacak ki, ancak kendi canından kendi kanından birilerinin onu içten devireceğine karar vermiş. Bilirmiş ki baba Osman?ın kocaman bir yüreği varmış ve çocukları ona ne yaparsa yapsın onlara kıyamazmış.
Bu kalpsiz çocuklar ,bir hastalık gibi Osman ve ailesini sarmış sarmalamış.Her gün yeni bir yalan aileyi bölmek için şartmış.Her gün yeni bir entrika gerekiyormuş ki, güven yok olup gitsin.Düşman aile ecnebi olduğu için, gençlere Jön demiş.Jönler sık sık kalplerini bıraktıkları yeri ziyaret eder,onlardan aldıkları talimatla iş görür olmuşlar.Bir gün gelmiş, ailede ne tat kalmış ne tuz.Bütün bu olanlara dayanamayan , hele de bazı çocukları yüzünden bu hale geldiğini öğrenen Osman, hastalanıp yataklara düşmüş. Aslında,İttihat ve Terakki kardeşlerin istediği babalarının ölmesi değil, yenilikçi bir düzenin başı olmakmış.Artık Osman gözlerinin önünde acıdan kıvranarak yatıyormuş.Birden kendilerine gelir gibi olmuşlar.Fakat düşman aile hemen yanlarına gelip,? babanız çok acı çekiyor,acılarına son vermek için onu öldürün,biz sadece babanızın ve sizin iyiliğinizi istiyoruz? demişler.Düşmanı haklı gören kardeşler,içlerinden en cesurunu seçerek babasının yanına göndermişler.Her şey hasta babalarının acısını dindirmek ve onu ebedi rahata erdirmek içinmiş.Kendinden emin, cesur evlat, zaten ihanet yüzünden zayıf düşmüş babasının kalbine, bir hançer darbesi indirmiş.Son nefesini verirken yiğit Osman?ın gözünden, iri bir damla yaş düşmüş . .
Düşmanları sevindiren,dostları üzen bu haber yayılmış her yere.Diğer çocuklarda biliyormuş her şeyin koca bir yalan olduğunu.Düşmanın asıl istediği Osman?ın malına sahip olmak ve biricik eşi Dolu?nun namusuna göz dikmekmiş.Bazı kardeşler evlatlık alınmış düşman ailelerince,bazılarıysa çaresizlikten uçmuş yuvadan.Babalarını kendi elleriyle öldüren evlatlarsa,annelerini kurtarmanın telaşına düşmüşler.. Türlü mücadeleler sonunda, analarını da alıp küçücük bir dünya kurmuşlar kendilerine.Ama unutmuşlar değiştiklerini.Unutmuşlar, kalplerini düşman ailenin ellerinde bıraktıklarını.Baş olmuşlar aileye.Kendi çocuklarına,babalarını nasıl öldürdüklerini değil, analarını nasıl kurtardıklarını anlatmışlar yıllarca.Kahramanlıklarını vicdan azaplarına perde yapmışlar.Bütün bir aileyi seyr-i temaşa ile dertlerini unutturup,uyuşturur olmuşlar.
Tabi bütün kardeşler kalplerini satmamış düşmana.Onlar da yıllarca uğraş vermişler, kalplerini ve analarını muhafaza için.Onların isimleri hep gölgedeymiş.Ne zaman sesleri yükselse, susturulurlarmış.
Bu arada düşman aile,bütün olup bitenlere rağmen yüzsüzlükle ana Dolu?nun kapısına gelip, ?bütün olup bitenlerden dolayı çok üzgünüz,her ihtiyacımızda siz yanımızdaydınız. Onun için bizde sizin yanınızda olacağız.Sizi yalnız bırakmayacağız.Bundan sonra ekmek paranızı size biz vereceğiz.Sizi aç bırakmayacağız?, diyebilmişler.Gerçekten dediklerini yapıp anneyi aç bırakmayacak kadar yardım etmişler.Anne de bütün olup bitene sabredip , rızık derdine düşmüş.Hatta düşmana el açmaya bile alışmış.Getirirse yemiş , getirmese beklemiş. Düşman aile biliyormuş ki,ana Dolu?nun karnı doyarsa güçlenir ve yeniden kendine güveni gelirmiş.O yüzden ne kendi başına üretip kazanmasına izin vermiş, ne de yardımsız bırakmış.Ahh! gün görmüş asil Dolu.Bir tarafta borç,diğer tarafta ihanet?
Düşman ailenin babası bir gün hastalanmış.Kalbini satmamış evlatlar bunu fırsat bilip kafa tutmuşlar,yüreksizlerin mirasçısı olan Ergenekon?a; ?biliyoruz ki ailemizin başında kim olursa olsun ,hep siz kalpsizlerin sözü geçer.Artık ailemizin üzerinden elinizi çekin?Bunu duyan diğerleri de kalplerini yoklamış.Kalbi atanlar analarına sarılırken,kalbinin atmadığını duyanlar, isyan edip bağırmışlar ?biz de anamızı severiz? demişler.Oysa onlar kendilerinden başka hiçbir şeyi sevmemişler yıllarca.Hedef saptırmak için kardeşlerinden birini kışkırtıp, sevdiklerini iddia ettikleri analarının üzerine salmışlar.Beni bırak diyormuş çocuk, benim evimi ayır. Zaten sen beni hiç sevmedin ki.Diğer kardeşlerimi benden çok sevdin.
Kürt demiş anne, sen benim ciğerimsin.Ben seni kendimden nasıl uzaklaştırırım.Zaman birlik zamanıdır.Bir gün sende gerçekleri anlayacaksın demiş Dolu, hırçın yavrusuna?
Fedakar ana ,hilelere inat bağrında ne değerler sakladın? ??????????????????????..
Uyutan masallardan çok uyandıranları severim.Bu masalın sonu ne mi oldu?İşte onu hep birlikte yazacağız.Umarım mutlu biter. Gökten üç elma düşmüş,kalbini satmayanların başına.

