6 Aralık 2025, Cumartesi
11:35
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Yaklaşık iki aydır sakin olan kutsal topraklar yine konuklarını buyur etmeye başladı. Erkeklerin beyaz, kadınların siyah giyindiği bu yerleri, hacı adaylarımızın gelişi, adeta bir renk cümbüşüne çevirdi.Bazılarımızın yakınları hatta, anne ve babaları bu yolculuğa aday, bazılarıysa bu kutlu yola çıktılar bile.

      Endişeli misiniz?

      Merak etmeyin?

      Belki de onlar hayatlarının en romantik ve unutulmaz zamanlarını burada geçirecekler . Daha önce hiç el ele dolaşmayan anne babanız bile bu topraklarda biraz da kaybolma korkusu ile hiç ellerini bırakmadan öylece arz-ı endam edip duygusallaşacak.Bu hisli tabloyu, annenizin başının üzerine taktığı kocaman bir gül tamamlayacak.

      Türkiye?nin neresinden gelirse gelsin, hacı adayımızın kıyafet seçimi birbirine benzer. Örneğin;

      Başta oyalı yazması ,tepesinde kurdelesi veya gülü, boynunda kırmızı kurdeleye bağlanmış kimlik kartıyla, kendini sağlama alan hacı teyzem, işini şansa bırakmayarak çantasını çapraz takar.O da yetmez, sapına bir ip veya  poşet parçası bağlamayı da asla ihmal etmez. Kıyafetine, giydiği yeleği ağır bir hava katarken , eteğinin altından çıkan lastikli pijaması bu kıyafet seçiminde anlaşılmaz bir tezat oluşturabilir.

     Hacı amcamızın el örgüsünden takkesi, kısa kesilmiş saçlarının üzerinde sıkıca dururken,gömleğinin üzerine giydiği kolsuz süveteri onu soğuktan korur.Eşi takar da o çantasını çapraz takamaz mı? O da öyle yapar tabi ki.Elinde tespihi, dilinde zikri olmasa olmazıdır hacımızın..

      Mescid-i Nebevide ziyaretçilerin yoğun olmadığı dönemlerde rehberlik yapmaya çalışıyorum.Yetersiz bilgiyle geldiği şaşkın tavırlarından belli olan pek çok hacımız bize, trajikomik üzülsek mi gülsek mi dedirten anlar yaşatıyor. Ziyaretçi teyzelerimizi toplayıp onlara, burada niçin bulunduklarını , ne yapmaları gerektiğini anlattıktan sonra, sorularını almak istiyorum.

      İlk soru genelde ;

-Fatma anamızın tarağı nerede?oluyor.

     Aslında tarak zannettikleri şeyin,kuşların konmaması için yapılmış demir çubuklar olduğu cevabı, onları çokta tatmin etmiyor..

      Çocuk için dua edilen direğin de bir efsane olduğu cevabını alınca, hayal kırıklığına uğruyorlar.En canalıcı soruyu sona saklıyorlar.Alış veriş merkezlerinin, özellikle inci satan yerlerin adresi sorulmuş,  kısmen de olsa meraklar giderilmiş oluyor..

      Birkaç istisna ve müstesna kişi de, sünnete uygun neler yapabileceğini, hacda ki sembolleri, o sembollerin anlamlarını, yada yapması gereken ibadetleri merak ediyor..

      Mescidin içinde de durum farksızdır.İnsanların yer bulamadığı, birbirinin üzerine secde etmek zorunda kaldığı zamanlarda bile, çantasını yanına koyup biraz daha rahat oturma adına yer vermeyeni mi ararsınız?

      Safa duramayanı mı ,namazda imama uyamayanı mı ?...

      Türkçe bilmeyen biriyle tane tane ve sesini yükselterek konuşarak,anlaşabileceğini zannederek sohbet eden ,karşısındakinin Arapça konuşmasına rağmen sen Sivas?ın neresindensin diye soranımı?

      Geçen sene bir amcanın şöyle dediğini işitince, ?yok artık canım? demekten kendimi alamamıştım.

-Bu Araplar da ne din var ne dinayet , bi ezanı Türkçe okuyorlar, başka da bir şey bilmiyorlar.

      Sen tut,ezanı Türkçe zannet,sonrada kimsenin bir şey bilmediğini düşün.!

      Haremin birbirinden kıymetli ve bir o kadar da sabırlı Türk görevlilerinin bidat ve şirk gibi önemli mevzularla ziyaretçileri aydınlattığı sırada, teyzelerimizden birinin;

-Hadi kızım bir ilahi okusan da dinlesek?Sözü her şeyin bittiği an oluyor.

 

      Sabah namazına bebeğiyle mescide gelmiş bir Pakistanlı hanıma ;

-Sabahın körü bu çocuğu niye getirdin? Yazık değil mi hay yavrum?

      Demek de, çocuk üşümesin diye sarıp sarmalamak da, her hacı teyzenin boynunun borcu oluyor.

      Bütün bu olaylar aklıma ilk geliverenler.Aslında yadırgamıyorum.Belki de ilk defa köyünden,şehrinden çıkıp başka bir ülkeye geliyorlar.Hem de bilgilendirilmeden. Öyle saf,öyle iyi niyetliler ki.Gözlerinden yaş,yüreklerinden Allah ve Resulünün sevgisi hiç eksik olmuyor.Ne yazık ki, bir çoğunun bir daha hacca gelme şansı  da olmayacak.Birçoğu nereye ve niçin gittiğini bilmeden gidiyor.Yakınlarınızdan hacca gidecekler varsa,  lütfen onlara bilmesi gerekenleri anlatın.Nasıl olsa başlarında din görevlileri var demeyin,işi şansa bırakmayın. Sorumluluk sahibi görevlileri tenzih ederim. Ama bir çoğunun, işlerini hakkıyla yerine getirmediklerini biliyorum.Çok hasta ve yaşlı yakınlarınızı da tek başına hacca göndermeyin.O arınmaya aday, şanslı insanlara  da deyin ki :

      Eğer tam bir hac yaparsanız , annenizden doğmuş gibi, tertemiz ve günahsız olacaksınız.

      Bütün hac yolculuğu boyunca çok sabredin, affedici ve fedakar olun ki dönüşünüz muhteşem bir ahlak üzere olsun.

       Safları sık tutun ki,İslam kardeşliğiniz pekişsin.

      Tefekküre ve ibadete çok , boş söze ve alış verişe az zaman ayırın ki, ameliniz salih olsun. 

      Yaşlı olanlar , gençleri mecbur kalmadıkça meşgul etmesin ki,gençlerde hizmet ederken , ibadetlerinden geri kalmasın.

      Unutmayın! Her adım başı ecir,her harf başı sevap kazanacaksınız.

      Çok hayır dua edin ki, geçmişiniz de geleceğiniz de aydınlık olsun.

      Lebbeyklerinizi  geride kalanlara miras bırakın.

      Bizi de duanızda unutmayın.

      Şimdiden haccınız kabul ve mebrur olsun.   
ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı