6 Aralık 2025, Cumartesi
15:44
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Rab?bimiz oku diye başlamış bizimle konuşmaya, bende istemiştim ki ilk makalemin konusu okumak üzerine olsun. Maalesef okumayı sevmeyen ve detay olarak gören bir toplum haline geldiğimizden sizleri sıkacağımı düşünmüş ve vazgeçmiştim. (belki şu anda bile sayfayı kapatanlar oldu çoktan) Ama daha fazla sabredemedim.

 

 Seydişehir şartlarında müzeliksin demişti biri bana bu konuda. Müzedeki tek parça olup olmadığımı bu yazıya gelen tepkilerden anlayacağım. Yalnız olmadığımı göreceksin ağabeycim Allah?ın izniyle?

 

Eveeeeet?

 

Bilimsel gerçeklerle başlayayım mı beyninizi yıkamaya: ) 20 yaşından itibaren herkesin beyninde günde yaklaşık 50 bin sinir hücresi ölür ve ölünce yenilenmeyen tek hücre sinir hücresidir. Ve bu kaçınılmaz (Alzheimer vs.) sonu sadece beyni kullanmak geciktirir. Yani okumak ve düşünmek. Anlayacağınız okumamak insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüktür abartısız.

 

İlk emrin ?OKU!? olmasının hikmetinin birini bilim adamları bilimsel bir gerçek olarak böylece ortaya koymuş zaten. Hikmeti çoktur muhakkakta, benim gördüğüm insan bilgiye muhtaç ve okuyabilme yeteneğine sahip tek canlı olarak gönderiliyor bu dünyaya. Bilgiden uzak , bilgisiz insan olarak kalma gibi bir şansımızda yok üstelik. Öyleyse hiç kaçarımız yok beşikten mezara okuyacağız.

 

Rabbimiz bize sonsuz değer vermiş ve sonsuzluktan dünyaya insan olarak göndermiş. Ve bizi tekrar yanına alacak, huzuruna vardığımızda ?bilmiyordum ? demek asla geçerli bir bahane! olmayacak. Hele ki bu çağda?

 

Öyleyse konuşmaya başladığımız günden itibaren okumaya başlayacağız. Nasıl mı ?  1.5 yaşında yeğenim var. Ve biz onun kütüphanesini oluşturmaya başladık bile. Şimdilik resimli hikayeleri ona okuyup yeni kelimeleri doğru telaffuzuyla öğretmeye çalışıyoruz fazla sıkmadan.  O bizim elimizde hep kitap görecek ki bunun hayatının bir parçası olması gerektiğini içselleştirecek. Ne zamanki sahip olduğu kitapları kıskanmaya başladı ,o zaman bileceğim ki görev başarıyla tamamlandı, oda halası gibi bir kitap manyağı: ) oldu.

 

Dönüşmek, sorgulamak, kendimizi ve dünyamızı tanımak için değişik , çok ama doğru kitapları okuyacağız. Güzide bir illet gibi ruhunuzu sardımı kitap aşkı gerisini koyverin gitsin. İyi bir okurun vicdanının her an doğruya çağıran sesi onu yanıltmaz. Hangi kitabı okuyacağını, hangisinin zaman kaybı olduğunu kestirebilir.

Çünkü en kötü hırsız masum olmayan, güdümlü, atılası, yakılası kitaptır. En değerlimizi, zamanımızı çalar.

Canımıza , ruhumuza şeytani nefesiyle üfleyen yazarlar ve kitapları yok mu ?  Var tabi ki. Daha düne kadar kitap okuyan beyinlerin birbirini katlettiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu ve başkaca sebeplerden kitaplarım arasında yırttığım sayfalar ve hatta yırtılacak sayfa adedinin çokluğundan yaktığım kitaplarda olmuştur. İster saygısızlık deyin, isterseniz seçicilik.

 

Lütfen okuyun ! Okuryazarlığı gazetelerin günlük politika ve dedikodu sütunlarında sürdürmeyin sadece. Çocuklarınız sizi her akşam televizyon başında dökülen yapraklarla, vadideki kurtları seyredip sayılı nefeslerinizi çöpe atarken görmesin. Görgülü kuşlar gördüğünü işler der annem. Kendinize acımasanız da onlara kıyamazsınız biliyorum.

 

Evladını ilerde hep bir adım önde görmek isteyenin yapacağı en güzel şey ona kitap sevgisi kazandırmaktır. Ve bırakabileceği en büyük miras değerli kitaplarla dolu bir kütüphanedir. Evinizde 3-4  raf kitap görüp ?sizinki de ev değil kütüphane maşallah? diyen komşularınıza rağmen.

 

Çünkü okuyan insan hayata geçmişin tecrübelerini bilerek ve iki misli daha iyi görerek başlar. Yaşlanmadan akıllanmanın en kestirme yoludur okumak. Kış geldi işte ; geceler uzun, otur otur bitmiyor. Ailecek sizi tatlı tatlı kendinizden geçiren iyi kitapları okuyun , okutun, yarın zamanınız olmayabilir.

 

Paranız mı yok ? : iki paket sigara fiyatına güzel eserler satın alabilirsiniz.

Zamanınız mı yok? : Emin misiniz , şöyle bir düşünün bakalım hayatınızda size değer katmayacak nelere vakit ayırıyorsunuz.

 

Neyse, zaten sıkıcı bir konu daha fazla uzatıp ta sabrınızı zorlamayayım. Ama şunu düşünün lütfen ; ne zaman ki KİTAP?tan ve kitaplardan uzaklaştık manası elinden alınmış, maddesinin hesabına el konulma korkusunda olan inananlar! haline geldik. Tarih yazan bir millet iken , tarih okumayı bile unutan kalabalıklar oluverdik.

 

NOT: Kısmet olursa bundan sonraki her makalemin sonuna tekrar okumayı düşünecek kadar severek okuduğum bir kitap ismi yazacağım. Sizlerin tavsiyelerini de bekliyorum inşallah?

İlk kitabımız KAMİKAZE OPERASYONU, 11 Eylül?ün gerçek romanı alt başlığıyla Timaş yayınlarından çıktı. Yazar : Atilla AKAR.  11 eylül?de gerçekte ne oldu sorusuna cevap arayan harika bir politik kurgu.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı