Bizim toplumumuzda artık bir hastalık haline gelen yanlış bir anlayış var bana göre. O da sıkışanın, zor duruma düşen herkesin, içine düştüğü bu durumdan kurtulmak için samimi bir şekilde inanmadığı, hayatı boyunca muhalefet ettiği şeylere sarılması, ondan yarar beklemesi ve hoşuna gitmediği bazı kavramları yok etmek için elinden gelen çabayı göstermesidir.
Özellikle bir de bu hepimizin ortak bir payda üzerinde birleştiğimiz ? din ? konusu olunca durum, günümüz tabiriyle bol bol ? reyting ? malzemesi oluyor hepimiz için.
Maalesef ekranlarda ve sosyal ilişkilerimizde her gün yaşadığımız bir gerçek var ki; o da, dinimizce ve milletimizce önemli sayılan bazı kavramların gerçek anlamlarından çıkarılıp, onların tabir yerindeyse içinin boşaltılarak, önemsiz bir hale getirilme çabasıdır.
Yirmi birinci yüzyılda işlenen en önemli cinayetlerden birisidir ? Kavram katliamı ?. Bir kavram seni rahatsız mı ediyor? Ondan rahatsız mı oluyorsun? Çok basit yapacağın bir şey var: Hemen onu basitleştiriver, alaycı bir hale sokuver, içini boşalt ve insanların ağzına onu sakız yap ve ondan tamamıyla kurtul!
Örnek verecek olursak ? Sadaka ? deyince bundan bir asır önce ne anlaşılırdı, şimdi ise ne anlaşılıyor?
İslam dininin hemen her fırsatta öğütlediği, tavsiye ettiği, ? kötü ölümü önleyen ve ömrü uzatan ?; ? namazını kılıp yoksulu doyurmayanlara Allah Teâlâ?nın yazıklar olsun ? dediği bir emir mi anlaşılıyor, yoksa medyanın ve duyarsız bazı insanların da büyük katkılarıyla basitleştirilen, hor görülen şimdiki ifadesiyle ? sadaka kültürü ? olarak küçültülmeye, yozlaştırılmaya çalışılan bir kavram mı anlaşılıyor?
Peki, ? Tekbir ? denilince ne geliyor peki şimdi aklımıza?
Her Müslüman?a farz olan namaz ibadetinin şartlarından birisi mi geliyor aklımıza yoksa Cuma namazı çıkışlarında veya siyasi miting alanlarında birilerini protesto etmek için, birisinin yüksek sesle ? tekbirrrrr ? diye bağırıp binlerce kimsenin onun peşinden gittiği siyasi bir slogan mı geliyor?
Ya da ? Lâiklik ? denilince ne geliyor aklımıza?
İlkokuldan beri hepimize öğretilen ? Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması ? mı geliyor?
Yoksa Cumhuriyet mitingleri sayesinde içinin boşaltıldığı, sırf bir kişinin Cumhurbaşkanı olmaması için bazı medya ve sivil kuruluş örgütlerinin halkı adeta savaşa hazırlar gibi seferber ettiği, insanların bazı tuzu kurular yüzünden ? Lâik ? veya ? Anti lâik ? olarak bölündüğü, hatta bazı dar görüşlüler tarafından İslam?ın karşısına bir alternatif olarak çıkarılmaya çalışılan ? yeni bir din ? mi geliyor aklımıza?
Peki, ? Hz. Ali ? denilince ne geliyor aklımıza? Peygamber damadı ve dört halifeden biri olan bu yüce şahsı hemen bir gruba ait yapıver miyormuyuz?
Ya da ? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ? denilince neler geçiyor zihnimizden? Bu ülkenin düşman işgalinden kurtulmasında en büyük emeği geçen bir önderi, birileri hemen sahip çıkıp, onu sadece ben severim diyerek kendi tekeli altına almıyor mu?
Veya hepimizin taşımakla iftihar edeceği ? Türk Bayrağı ? rozeti ile dolaşan bir kişiyi gördüğümüz zaman neler hissediyoruz? Ona hemen nasıl bir damga vuruyoruz? Onu hemen bir grubun ve ya görüşün temsilcisi yapıver miyormuyuz?
Daha birçok şeyler sıralayabilirsiniz bu kavram kargaşalıklarına, kavramların içinin boşaltılmalarına. Bütün bu içini boşalttığımız kavramlar; bizi bu güne kadar birleştiren, ayakta kalmamızı sağlayan bir güç, birbirimize daha sıkı kenetlenmemizi sağlayan bir çimento iken şimdilerde ise basitleştirdiğimiz, insanların birbirlerine kinle bakmalarını tetikleyen bir güç haline geldi maalesef.
Bizler için önemli olan ? kavramlara ? dokunmayalım ve dokundurtmayalım?
Unutmayalım ve devamlı olarak hatırlatalım ki; bu ? vatan ? hepimizin, bu ? din ? hepimizin, bu ? bayrak ? hepimizin? Selamlar?
NOT ETTİKLERİM: ? Bana bir mutluluk söyleyin ki, çile ve acı karşılığında elde edilmiş olmasın. ? Margeret Oliphant

