Medine?nin mevsim olarak en güzel günlerini
yaşıyoruz. Bu güzel havaları değerlendirmek adına akşam yeni açılmış bir parka
gittik. Her yer çimlendirilmiş,oyun parkları,yürüme yollarıyla güzel bir ortam
oluşturulmaya çalışılmış.İçeriye girince ıslak çim kokusu size hoş geldin
derken,kerpiç duvarlarından olsa gerek,serinlik hemen kendini
hissettiriyor.İçerisi olabildiğine huzur, olabildiğine sekinet dolu.
Bu şehirde
mekanların ruhları vardır. Yaşanmışlıklar ,yaşayanların enerjileri sirayet
etmiştir her yere.Mekanlar var, eski bir dost gibi sizi sarmalar.Mekanlar
var,düşman nefesiyle iliklerinize kadar sizi dondurur .Bünyesi topraktan ,ruhu
hatırattan oluşmuş yerlerden biriydi bu parkta.Dostlarımızın muhabbetine
semaverin melodisi de eklenmişti ki eşim,
-Buranın neresi olduğunu biliyor musun? diye sordu.
Bilmediğimi söyledim.
Meğerse burası ,bazı sahabelerin dünyadayken
cennetle müjdelendiği yermiş.Allah?ın Rasulü bir gün bu mekana oturmuş,şimdi
içeri girenler cennetliklerdir demişti.İçeriye sırayla giren sahabeleri
gördükçe yüzü aydınlanmıştı.
Beklide
tam burada, bizim oturduğumuz yerde yaşanmıştı her şey.Burası neden sıcaktı,
neden bize dost davranmıştı anlamıştım.
Medine de
yaşamak! Tarih sayfalarında dolaşır gibi dolaşmak sokaklarında.Evimin
yakınlarındaki büyük ,boş araziye bakıp titremek.Daha sonra oranın eski Yahudi
yerleşim bölgesi olduğunu işitmek.Medineli kadınların seni karşıladıkları yere
gidince def ,Uhud da kılınç sesleri duymak.Hicret yolunda ayak izlerini,ravzan
da kokunu takip etmek.Sen bakmak,sen konuşmak? Medine?ye anlam veren seni
sevmek.
Sen geldin
Bir gelişle geldin
Ve her şey ondan sonra değişti.
Rahmetinle bizim için geldin
İyi ki geldin,hoş geldin.
Herkes seni sevdi.?En sevgili? dedi. Çünkü sen Habibullah?dın.Duan
güzel,umudun güzeldi.İmanın kamil,amelin salih,ahlakın muhteşemdi.Sana can veren
ayetleri bize miras bıraktın da gittin.
Sen gittin
Bir gidişle gittin
Geriye ardında kocaman bir aşk bıraktın.
Sen gittin
Sevdan bana
hatıra kaldı.
Medine de yaşamak!İmtihanın durağı,kaderin cilvesi
miydi?Yoksa Seydişehir deki alt
komşumun,günde en az bir kez ?peygambere komşu ol? duasının tecellisi miydi
bilinmez.Kısa bir süre de olsa ona komşu olma bahtiyarlığı, ben fakire nasip
olmuştu. Her güzel şey gibi, buda bitmek zorunda.Sanırım bu şehirdeki son yılım.Belki
de ilerde,bir nefesti içime çektim ve geçti ,diyeceğim günleri yaşıyorum.O bir
nefes, hayatımı kurtaran birçok şeyi içinde barındırıyor.
Yalnızca
Allah dan ısrarla isteyerek,acabalara bakmadan,yana yakıla istemeyi?Hayatımın
merkezine duayı koymayı öğretiveren bir nefesle canlandım.Peygamber sevgisinin,
sadece kutsal emanetlerden ,mevlüt kandillerinden geçmediğini,onu anlamaktan,
hayata Habibullah?ın baktığı yerden bakmaktan geçtiğini tastikleyen bir nefesti
bu.
Komşuların en hayırlısı! Önceleri anlamamışım ?bana hayırlı komşu ver?
duanı. Ebu Leheb ve onun gibilerine komşu olunca ,komşusu için bir başka dua
ederdi tabi ki insan.
Niçin ara sıra uzlete çekilip, yalnız kalmak
istediğini, sabrını hoşgörünü? Kimlere geldiğini ve nelere katlandığını,
tanıyınca anladım. Gözleri kederden başka dil bilemeyen köleleri, kitabında merhamete yer olmayan
efendileri gördüm. Onları senin gözünle
gördüm.Onuru için insan, tevhidi bir
hayata nasıl kendini adarmış anladım.Sen benim için dengenin ete kemiğe
bürünmüş şekliydin.Seni anlamak ,sana bakmak seni hissetmek.Senle beraber olmak
daim dost,daim yakın daim komşu kalmak?
Sen geldin
Bir gelişle geldin
İnsan nasıl olunurmuş
Her şeye inat, öğretmeye geldin
İyi ki geldin, can verdin.
Buradan ayrılırken canımdan can kopacak
biliyorum.Bu şehirde bana, seni hatırlatacak her şeyi içimde,her nereye
gideceksem oraya götürüyorum.Öbür alemde de komşu olmayı bütün kalbimle
diliyorum.Bir gün yolunuz düşerde bu şehre gelirseniz,yüksek binalara lüks
arabalara,parlak vitrinlere hatta kocaman kremalı pastalara benzeyen mescitlere
bakıp ,?işte burası Medine? demeyin. Onlar sevgiliyi görmedi ki.Onun kokusu
onun rengi sinmedi ki üzerlerine.Siz yere ve göğe bakın hatta gözünüzü bu ayetlerden
hiç ayırmayın .
Çünkü onlar her şeye şahittiler.

