Takvimler, Hicri 23. Yılın ( Miladi 644 ) 4 Kasım?ını göstermekteydi.
Müminlerin Emiri, sabah namazında cemaatine imamlık yaparken, secdeye gittiği bir anda Ebû Lü?lü isimli bir köle tarafından hançerlenerek ağır şekilde yaralanmış ve bu fani dünyada son saatlerini yaşarken Ashab tarafından evine götürülmüş ve yatağına yatırılmıştır.
Kendisini öldürmek isteyenin Yahudi İranlı bir köle olduğunu öğrenince, ? Allah?a şükürler olsun ki bir Müslüman tarafından öldürülmedim ? diyerek Rabbine hamd etmiştir.
Müslümanlar, yaralı halde bulunan Hz. Ömer?den, tıpkı Hz. Ebubekir?in vefat ederken kendisini halef tayin ettiği gibi, kendisinin yerine de başka birisini devlet başkanı olarak belirlenmesini istemişlerdir.
Ve kendisini hiçbir zaman Rasülüllah?ın Halifesi göremeyecek kadar tevazu sahibi olan, Müslümanlardan kendisine ? Halifetü Halifeti Rasülillah ? ( yani Allah Rasülünün Halifesinin Halifesi ) diye hitap etmesini emreden Hz. Ömerü?l ? Fâruk sözlerine şöyle başladı:
- Eğer Ebû Ubeyde bin el ? Cerrah hayata olsa idi onu Halife gösterirdim. Çünkü Allah Rasülü Onun için ? Ümmetin Emini ? demiştir.
- Eğer Ebû Huzeyfe?nin kölesi Salim hayatta olsa idi onu Halife gösterirdim. Çünkü Peygamberin ( sav ) ? Salim, Allah Teâlâ?ya şiddetle muhabbet besleyen bir kişidir. ? dediğini işittim.
Orada Halife?nin ağzından çıkacak ismi büyük bir merakla bekleyen Sahabeler, Hz. Ömer?e herkesin alışık olduğu bir teklif getirirler. Bu teklif Hz. Ömer?in oğlu Abdullah?ın halife yapılmasıdır. Ancak halifelik makamının ? aile hilafeti ? şekline dönüşmesinden endişe ederek, Hz. Osman ve Hz. Ali gibi büyük şahsiyetlerin isimlerini dahi ağzına almayan bir kişinin, oğlunu Halife yapması tabi ki beklenilemezdi ve hemen bu ortaya atılan görüşü reddetti.
- En sonunda Hz. Ömer, Dünyada iken cennetle müjdelenmiş olan on Müslüman ? Aşere ? i Mübeşşere ? den birisinin kendi arasında bu işi gerçekleştirmesini istedi.
O sırada hayatta bulunan yedi sahaben altısının ismini tek tek saydı.
Fakat ismini zikretmediği bir Sahabe vardı. O da kendi kabilesinden olan Sa?id bin Zeyd?dir!!!
Bu altı kişi içerinde iki isim vardır ki ikisi de birbirinden güçlüdür: Biri, Peygamberimizin damadı ve amcasının oğlu olan Hz. Ali, diğeri ise Arap toplumunda müthiş bir nüfusu olan ve Peygamberin ( sav ) iki kızıyla evlenerek ? Zinnureyn ? ( İki nur sahibi ) lakabını alan, meleklerin bile hayâ ettiği Hz. Osman?dır.
Bu iki favori isimle de Hz. Ömer hasta yatağında tek tek görüşmüş ve onlara nasihatte bulunmuştur. Hz. Osman?a : ? Ey Osman! Seçilecek olursan sakın bu milletin başına kendi kabileni ( Ümeyye oğullarını ) musallat etme ? buyurmuştur.
Hz. Ali?ye de : ? Ey Ali! Seçilecek olursan sakın bu milletin başına kendi kabileni ( Haşim oğullarını ) musallat etme ? diye tavsiyede bulunmuştur.
Ve Hz. Ömer bir seçim kurulu ( Şûra ) oluşturarak, seçim işlerinin başlamasını emretti.
Bu Şûra?nın içine Hz. Ömer sonradan oğlunu da dâhil etmiştir. Fakat Abdullah?ın seçilme hakkı olmayıp sadece seçme hakkı vardır.
Bunun da sebebi, Halife altı kişi arasında seçileceği için eşitlik durumunun oluşmaması ve halkın iki gruba ayrılıp, fitne çıkmasından korktuğu içindir.
Oğluna da şöyle tavsiyede
bulunmuştur: ? Ey Abdullah! Eğer bu istişare heyeti aralarında ihtilafa düşerlerse
sen çoğunluğun yanında ol! ?
Yapılan seçim sonucunda Hz. Osman ümmetin başına halife olarak seçilmiştir. Fakat Hz. Ömer?in kendisine yaptığı nasihati tutamayarak, kendi akrabalarına yakınlık gösterip önemli devlet kademelerinde işi, ehline değil de Ümeyye oğullarına vermiştir.
Bundan dolayı toplum içinde huzursuzluklar ortaya çıkmış ve İslam toplumu ikiye bölünerek Kerbela?ya kadar uzanan ve hatırlandıkça her Müslüman?ın kalbini sızlattığı acı olaylar yaşanmıştır.
İlçemizde yapılacak olan Yerel Belediyeler Seçimini kazanan başkanın her kesimi kucaklayarak partidaşlık gütmeden, işi ehline veren bir yönetim sergilemesini arzu ederek, 29 Mart sabahı yapılacak olan seçimin ilçemize hayırlar getirmesini temenni ederim?
NOT ETTİKLERİM: Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı ise gelecek kuşakları düşünür. James f. Clarke

