Seçim meydanlarını, sonuç için verilen çabaları, iktidar olma heyecanıyla sarf edilen sözleri, hatta bu uğurda oynanan oyunları uzaktan takip ediyorum.
Siyaset: parti politikalarının devleti yönetme gayreti, kaygan zeminde dik durabilme çabası, partiler arasındaki çatışmayı geçin, aynı ideolojideki insanların bile birbirine çelme taktıkları, çoğu zaman amacın unutulduğu, araçların rab kabul edildiği bana yabancı dünya?
Bu güne kadar siyaset konusunda hiç taassub içinde bulunmadım. Hangi düşünceden ve partiden olursa olsun insani özelliklerini kaybetmemiş, bu çarkın içinde yer aldığı halde dürüstlükten ve tevazudan ödün vermemiş insanları partiler üstü gördüm. Millet adına ama millete rağmen yürütülen politikaları,haktan ayrılanları her zaman eleştirdim.
Takım tutar gibi bir partiyi desteklemeyi, yapılan yanlışlıkları görmezlikten gelmeyi beceremedim.
Ve bir şeyi anlayamadım! Madem ki ortak amaç seçim bölgesinin ıslahı, kalkındırılması, güzelleştirilmesi ve bu bölgeye hizmet edilmesi ise, seçimden sonra kazanan ve kaybeden partililerin el ele bu işe gönül vermesi gerekmez mi? Hizmet anlayışının partiler üstü, milletin menfaatinin her şeyden daha önemli olması daha doğru değil mi?
İngiltere başkanı Churchill?e, Amerikalı bir gazeteci sordu:
? Efendim! Politikaya atılmış genç bir kimsenin ne gibi özellikleri taşıması lazımdır??
Churchill gülerek:
? Yarın, ertesi hafta, gelecek ay, ve önümüzdeki yıl ne gibi olayların vuku bulacağını önceden görebilme önsezisi? Ve ondan sonra da, bütün bunların neden gerçekleşmediklerini anlatabilme kabiliyeti!?
İngiltere başkanı Churchill?e göre iyi siyasetçinin tarifi buydu. Belki bu tarife bazı şeyler eklemek gerekir?
Dün parti liderlerimizden birinin ölüm haberini aldık, Muhsin Yazıcıoğlu. Allah ona ve yol arkadaşlarına rahmet etsin. Siyasi çatışmaların en yoğun olduğu seçim öncesi günlerde herkesin hararetini düşüren bu acı haber, iktidar çatışmasından biran insanları uzaklaştırıp, insancıl yanlarını hatırlattı.
Yazıcıoğlu?nun siyasi kimliğinin önüne geçen insan tarafı, zannederim bir rahmet olarak diğer siyasetçilere ve onların dava arkadaşlarına nefes aldırdı. Ne yazık ki birilerinin nefes alabilmesi için başka birilerinin nefeslerini vermesi gerekiyor bu dünyada. Herkes üzgün! Sonunda ortak yapabildikleri bir şeyi keşfedebildiler. İnsanlığını dava adamlığıyla sürdürebilmiş biri için, üzülmeyi başarabildi herkes. Yazım yayınlandığında belki de çoktan seçim sonuçları belli olacak. Biliyorum herkes çok yoruldu, çok emek verdi. Meşru veya gayri meşru yollardan da gitse, bir yol aldı. Her şeyden önce bu millet, kimi hak ettiyse onunla yönetilecek. Ve başa hangi belediye başkanı gelirse gelsin, bana düşen o kimse için: ?Hayırlı olsun? demek. İktidar sarhoşluğuna kapılmaması gerektiğini hatırlatmak.
Siyasetçilerin halk için siyaset yapmaları gerektiğini biliyoruz. Halka sırtlarını dönenlerin başlarına neler geldiğini zaman içinde gördük,bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.Küçük hesaplar peşinde olanların,yapamayacağı vaatlerle insanları kandıranların,işinin ehli olmayanların,sadece makam derdinde olanların, bir zaman sonra şereflerini ve güvenilirliklerini kaybetmiş olarak silinip gittiklerine de şahit olduk..Bu meseleyi uzun soluklu değerlendirmeliyiz.
Aktif siyasetin içinde bulunup da, sorumluluklarının farkında olan, doğruluktan ve adaletten ayrılmayan, bu çarkın içinde kirlenmeden dimdik ayakta kalabilen siyasetçilere bizden selam olsun.
