15 Aralık 2025, Pazartesi
04:51
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Ülkemiz insanının kültürel seviyesi kendini yönetenlerin veya yönettiğini zannedenlerin gerisinde değil artık.

Bu olgu, ülkemizin gelişmişliğinin bir göstergesidir. Artık bu ülke Ankara?dan yönetilemeyecek kadar gelişmiş bir ülke olmuştur.

 İnsanlarımızın gelişmişliğinin bir göstergesi de, seçmenin partisinin her dediğini yapmaması, tepeden gelen talimata uymamasıdır.

Fikir partisi diyebileceğimiz MHP seçmeninin önemli bir çoğunluğu referandumda ?evet? diyerek bunu ispat etmiştir adeta.

İnsanlar farklı partiden olmalarına bakmıyor insani ilişkilerinde artık. Aynı partidenim diye partilisinin yanlışını savunmuyor artık.

Ak Parti?de bundan ders çıkarmalı. Ayrıca Ak Parti kitle partisi olduğunu unutmamalı. Yani Ak Parti Ankara?dan ili, ilçeyi idare etmeye çalışmamalı. Tabanın kabul etmediği bir fikri, bir adayı tabana dayatmamalı. Dayatamadığı da son belediye seçimleri ile kendini göstermiştir. Bu ülkede artık çok şey değişmiştir. Sadece TRT?nin olduğu bir devirde ilçe, köy Ankara?dan yönetilebilirdi. Ama şimdi bu kadar TV?nin, internetin olduğu bir ülkede halkı ?gassal önünde meyyit ? gibi görmek mümkün değildir.

Ak Parti; Ankara?da fikirlerle uğraşırken, ülkeyi dünya ülkesi yapma mücadelesi verirken, Ülkemizi 702,6 milyar dolarla(GSMH) G?20 ?de, Dünyanın 15. Büyük ekonomisi yaparken, Ülkemizin önünü tıkayan köhneleşmiş anlayış ve düşünceleri değiştir irmekte.

Sayın Başbakanımızı; ?İlçede şahıslarla uğraşan, kurumlarla kavgalı, tabanı ile kavgalı, kendine itaat etmeyenleri iftira ve yalanlarla sürdüren (ki; sürdürdüğü değerli insan düşüncesinden dolayı düşüncelerin sorgulandığı antidemokratik dönemde sıkıntılara maruz kalmış bir kişi), ilk defa alınmış bir belediye?yi kaybettiren, kıymetini bilmeyerek baba malını harcayan bir hayırsız evlat misali partiye zarar veren işlerle uğraşan bir kişi temsil edemez?.

Hele ki bu şahıs kültürel düzeyi bölge insanının ve parti tabanının gerisinde ise hiç temsil edemez. Yazarımız Sayın Hakkı Balcının dediği gibi ?Seydişehir?de Muhtar adayı olsa seçilemeyecek birisi ? bu partiyi ve Sayın Başbakanımızı hiç temsil edemez.

İnsanoğlu hiç düşünme mi acaba Dünya?ya imtihan için geldiğini, Allahın ölümü ve hayatı bizi denemek için yarattığını.

Büyük hesap gününü unutmamalı insan. O gün yalanlar, iftiralar, haksızlıklar, yapılan zulümler ortaya çıkacaktır.

Ey İnsan, Teğabün Günü nedir sen bilir misin?

 Nedir Teğabün Günü?

Kusur işleyen insanın ahirette günahlarını görüp, dünyada iken aldandığını kabul ettiği gündür Teğabün Günü.

Unutmayalım;

?Her hal geçicidir.?

Unutmayalım;

?Her gelecek yakındır.?

??Ey insanlar! Dünya hayatının geçici, değersiz menfaati için(yaptığınız) taşkınlığınız(yalan, iftira, haksızlık v.b),ancak kendi aleyhinizedir. Sonra dönüşünüz ancak bizedir. Biz de yapmış olduklarınızı size haber vereceğiz.? (Yunus suresi 23)

 

Sezai Karakoç, ? Allaha inanan insan bir diriliş elçisi olmalı diyor. İnsanları, davayı, şehrimizi, partimizi, gurubumuzu diriltemiyorsak, bari öldürmeyelim.

Hakkı, adaleti, dürüstlüğü, vefayı diriltmeli; canlı tutmalı insan!

Haksızlığın, zulmün karşısında dik durmalı insan!

?Aman sen de, benim dememle bu yanlışlıklar ya da bu dünya düzelecek mi?? dememeli insan!

Allah Tevbe 119?da ? Doğrularla beraber olun.? diyor.

Yalan ve yanlışın yanında olmamalı insan!

Dünyalık menfaati için, çocuğunu işe katmak için, zulme ve haksızlığa razı olmamalı insan!

Zalimden daha zalimin zulme sessiz kalanın olduğunu unutmamalı insan.

Bütün bunları kendisi için yapmalı insan. Hiç kimse karşısındakine iyilik ya da kötülük yapamaz. Ancak kendine yapar. Yaptığımız iyilik de; kötülük de kendimizedir.

?Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun karşılığını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir şer işlerse, onun karşılığını görecektir.(Zilzal suresi 7-8) Bu günün geleceğini unutmamalı insan.

?Ölümden sonraki hayat bizi gerçek manada ilgilendirse idi, bugün ki yapıp ettiklerimizin yüzde kaçını yapıp edebilirdik acaba!

Bu kadar zulüm ve haksızlık yapanlar, koltuk da 1 gün fazla oturabilmek için yalan ve iftiralara gömülmüş insan; acaba ölmeyeceğini mi zannediyorlar.

?Hele (can) boğaza gelince, O vakit siz,(ölenin yanında) bakıp durursunuz.?(Vakıa 83?84)

Evet, yanımızda en sevdiğimiz ölürken ne yapabiliyoruz? Çaresizce bakıp kalmıyor muyuz?

Hakkı haykırmak, haklının yanında yer almak insanın adamlığını gösterir. Gücü elinde bulundurana haksız da olsa itaat eden, ya da suskunluk gösteren adam olabilir mi acaba? Ya da güç el değiştirince ne yapacaklar acaba?

NOT: Onuru ile gidip, onuru ile geri gelen ?adam gibi adam ?  şehrimize, geriye hoş geldin. Sana haksızlık yapanı Allah ıslah etsin. Islahı hak etmiyorsa hak ettiğini versin.(Amin)

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı