ASHABIM YILDIZLAR GİBİDİR

Malum olduğu üzere insanlar, yapacakları işlerde modele ihtiyaç duyarlar. Peygamberlerin gönderiliş sebeplerinden biri de budur. Kur’an-ı Kerim’de: “O peygamberlerde sizin için çok güzel örnekler vardır,” diye ifade edilmektedir. O ifadelerden bir kaçı da Müntehine Suresindedir. Bu surede Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel örnekler vardır” buyrulur. (118) Kur’an-ı Kerim, “İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel örnekler vardır, derken acaba İbrahim’de nasıl bir örnek vardır ona bir bakalım. İbrahim (asm) misafirleri çok severdi. Evine misafir çağırmaktan, onlara ikramda bulunmaktan lezzet alırdı. Yolculara karşı çok iyi davranırdı. Onları evine davet eder, yiyecek-içecek ve yatacak yer gösterirdi. Her sabah evinin yanındaki yolun kenarında durur ve yoldan geçecek yolcuları beklerdi. Bir gün üç yüz tane Mecusi yani ateşe tapan yoldan geçerken önlerine çıktı ve onları yemeğe davet etti. Onlar da kabul ettiler. İbrahim (asm) yedirdi-içirdi, hayvanlarını da doyurdu. Mecusiler gidecekleri sırada, İbrahim (asm)’a dediler ki “Sen bize iyilik yaptın, yedirdin-içirdin, çok memnun olduk. Bizim de sana bir iyiliğimiz dokunsun, biz den bir isteğin var mı?” dediler. İbrahim (asm)“Benim bir isteğim yoktur. Fakat ben Rabbime secde etmekten hoşlanırım. Eğer memnun etmek isterseniz, benim Rabbime bir kere secde edin de öyle gidin” der. Mecusiler bu isteğe karşılık “Amma yaptın haa…. Senin bir vakit yemeğine sebep senelerdir inandığımız dinimizi mi terk edelim” derler. İbrahim (asm) “Siz bilirsiniz benim başka bir isteğim de yok” dedi. Mecusiler, Secde etseler dinleri gidecek etmeseler ihtiyarın gönlü kırılacak, iki arada bir derede kalıyorlar. İbrahim (asm) Allah’ım hidayet ver diye kalpten sızlanıyor. Mecusiler: “Sen çık dışarıya biz kendi aramızda bir konuşalım” derler. İbrahim (asm) dışarı çıkar, onlar kendi aralarında konuşurlar. İçlerinden akıllı bir adam şöyle der: “Bu adam bize çok iyilik etti, bizim kalbimizi de okuyacak değil ya, yatar-kalkar, adamın gönlünü almış oluruz. Yinede dinimize devam ederiz. Herkes bu fikri beğenir ve İbrahim (asm) ı çağırırlar, “Tamam, göster kıbleyi secde edeceğiz” derler. İbrahim (asm) kıbleyi gösterir, onlar da secdeye yatarlar. İbrahim (asm) ellerini açarak şöyle dua eder, “Yarabbi ben yatırdım, sen de kalplerine iman ver, çünkü kalplerine ben tesir edemem.” Allah İbrahim (asm) duasını kabul eder ve hepsi birden “Lailahe illallah İbrahim Halilullah” deyip secdeden kalkar ve imana gelirler.Biz de bir Müslüman olarak gerek aile hayatımızda, gerekse çevremizle ilgili olarak, İbrahim vâri bir tavır takınabilirsek açamayacağımız bir kapı feth edemeyeceğimiz bir gönül kalmaz. Aynı surenin bir diğer ayetinde de Efendimizden bahis açarak, onda da bizim için çok güzel örneklerin bulunduğuna dikkatimizi çekmektedir.Rabbimiz o ayette de şöyle buyuruyor:  “Gerçekten, Allah’ın Resulünde sizin için, Allah’a ve ahret gününe kavuşmayı arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Ama kim de aksine giderse bilsin ki Allah gani ve hamîddir (hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, her türlü hamd ve övgü O’na mahsustur)(119) Allah’ın kendisinden razı olmasını isteyenlere, Allah örnek olarak peygamberleri ve onların sadık yarenlerini gösteriyor. “Gerçek manada inanıyorsanız, sizin için seçtiğim rehberlere tabi olun. Çünkü benin rızam onların rızasındadır” şeklinde ayeti kerimelerden bu ve benzer manaları anlıyoruz. Hz. Ömer’in (r.a) rivayet ettiği bir Hadis-i Şerifte de Allah Resulü sahabelerini örnek almamızı tavsiye ediyor. Hz. Ömer (ra) “Ben Allah Resulü (sav) den işittim buyurdular ki: “Ben, Rabbimden Ashabımın benden sonra düşeceği ihtilaf hakkında sordum. Bunun üzerine Rabbim şöyle vahiy etti: “Ey Muhammed! (sav) Senin Ashabın benim indimde, gökteki yıldızlar gibidir. Bazıları diğerlerinden daha kavidirler. Her biri için bir nur vardır. Öyleyse, kim onların ihtilaf ettikleri meselelerden birini eteğinden tutarsa, o kimse benim nazarımda hidayet üzeredir.”Hz. Ömer der ki: “Resulü Ekrem (sav) (devamla) “Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz.” (120) Ayette ve hadis’te işaret buyrulan kimseler, elbette Allah indinde makbul kimselerdir. Kur’an-ı Kerim’in en büyük müfessiri olan peygamber Efendimizden mücessem bir örnek:Rivayete göre, ticaret maksadıyla Necd bölgesinden Medine’ye gelen bir adam, Enmar ve Sa’lebe oğulları kabileleri, Gatafan kabileleri, Muharip ve diğer kabilelerle birlikte Müslümanlarla savaşmak ve Medine’yi talan etmek için hazırlık yaptıklarını haber verir. Bunun üzerine Efendimiz, onların planını bozmak için hicretin üçüncü senesinde 450 kişilik bir birlik ile yola çıktı. Öğle vakti, sık ağaçlı bir vadiye geldiler. Olayı Hz. Cabir’den dinleyelim:Hz. Cabir (ra) anlatıyor: “Resulü Ekrem (sav) Efendimizle birlikte Necid istikametine gazveye çıktık. Allah Resulüne öğle vakti, sık ağaçlı bir vadide yetiştik. Derken peygamber Efendimiz (sav) bir ağacın altına indi. Kılıcını da dallardan birine astı. Askerler vadi içerisinde dağılıp ağaçların gölgelerine sığındılar.Daha sonra Resulü Ekrem (sav) Efendimiz bizi çağırdı, biz yanına varınca başından geçen olayı şöyle anlattı:“Ben uyurken yanıma bir adam geldi, kılıcımı aldı. Derken derhal uyandım. Herif tepemde dikilmişti, elinde de kınından sıyrılmış kılıç vardı.“Seni benden kim kurtarabilir?” dedi.“Ben de “Allah!” cevabını verdim. Derhal kılıcı kınına soktu. İşte o, şu oturan adamdır!”buyurdular. Efendimiz (sav) (intikam maksadıyla) adama dokunmadı. O, kavminin lideri idi. Resulü Ekrem (sav) Efendimiz affedince, adamlarının yanına döndü. Ayrılırken:“Allah’a yemin olsun size karşı harp eden bir kavimle beraber olmayacağım!” dedi. (121)Bir başka rivayette şöyledir:“Gavres isminde cesur bir kabîle reisi, kimse görmeden tam Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın başı üzerine gelerek, yalın kılınç elinde olduğu halde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a dedi: “Kim seni benden kurtaracak?” Demiş: “Allah!”Sonra böyle dua etti: Allahümme ekfinihi bima şi’te Birden o Gavres, iki omuzu ortasına gaibden bir darbe yer; o kılınç elinden düşer, yere yuvarlanır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kılıncı eline alır, “Şimdi seni kim kurtaracak?” der, sonra afveder. O adam gider taifesine. O pek cür’etkâr, cesur adama herkes hayrette kalır. “Ne oldu sana, ne için bir şey yapamadın?”dediler. O dedi: "Hâdise böyle oldu. Ben şimdi, insanların en iyisinin yanından geliyorum.”(122)Bir örnek de Allah Resulünün hayvanlara karşıdavranışından sunalım. O nokta da dahi emsalsiz olduğunu görelim. Bisâye nâm yere geldi. Burası Ruveyse ile Arc arasında bir yer idi. Sıcak bir gölgede kıvrılıp uyumakta olan bir ceylan vardı. Râvi der ki- “Resulü Ekrem (sav) bir şahsa, herkes geçinceye kadar burada bekle hayvanı kimseye rahatsız ettirme diye emretti, .”  (123) Evet, Allah Resulü uyuyan bir hayvanı rahatsız etmezken, insanları rahatsız edecek bir davranışta bulunur mu? Allah Resulünün (sav) yaşantısından alınacak pek çok örnekler vardır. O halde biz de nefsimizin ve şeytanımızın isteklerini değil, Allah Resulünün emir ve isteklerini yerine getirmeliyiz ki; ahirette sıkıntı çekmeyelim . “İşte bu sırra binaen Sünnet-i Seniyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.” (124) . Kaynaklar:(118) Mümtahine suresi, 60/4) (119) Mümtahine sûresi, 60/6)(120) Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi, Hadis No, (4368) cilt, 12, Sayfa 245, Prof, İbrahim Canan Akçağ Yayınları, Feza Gazetecilik, A.Ş.İstanbul.(121) Buhârî, Cihâd 87, 84, Megazî 31, 32; Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi, Prof, İbrahim Canan Hadis No, 5604, cilt, 15, Sayfa 324, Akçağ Yayınları, Feza Gazetecilik, A.Ş.İstanbul(122) Mektubat, Bediüzzaman Said Nursi, Sayfa, (159), Envar neşr İst. (123) Muvatta, Hacc 79, 1, (351); Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi, Prof, İbrahim Canan, Hadi, No, (1247), cilt, 5 , Sa, (278), Akçağ Yayınları, Feza Gazetecilik, A.ş, İst. Feza Gazetecilik, A.ş, İst. (124) Lem’alar, Bediüzzaman Said Nursi, Sayfa No, 50, Envar Neşriyat İstanbul.