13 Aralık 2025, Cumartesi
04:17
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Peygamber Efendimizin Cenab-ı Hak ile görüşmesi olayına miraç denir. Miraç kelimesinin lügatteki karşılığı yükselme ve merdiven anlamına gelir.

Tasavvufi anlamda farklı cümlelerle tarif edilebilirse de, kısaca: İnsanın manen yükselmesi olarak anlaşılır.

Miraç kandili feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerden biridir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli arzulardan, beşeri hislerden arınma ve tertemiz bir kulluğa doğru yürüyüştür. Mertebelerin en yücesine bir seyahattir. Allah Resulünün (sav) şahsında sınırsız bir ufka, ilahi âleme doğru insanlığın önüne açılan bir yolculuktur. Bu yükseliş kanatlanıp, uçmak anlamında değildir. İnsanın fikirlerinin gelişmesi, olgunlaşıp yücelmesi demektir. Yani insanın düşüncelerinin güzelleşmesi şahsında da bir olgunluğun oluşması şeklinde değerlendirilebilir.

Mehmet Erkan

 

MİRACIN BİRİNCİ SAFHASI

 

Miraç konusu iki safhadan ibarettir.

Birinci safhası:

Efendimizin Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksa’ya olan seyahatidir ki; buna gece yolculuğu anlamında İSRA denilmiştir.

Miraç, Efendimizin en büyük mucizelerinden biridir. Allah peygamberini gecenin bir yarısında Mescid-i Haram’dan alıp, Kudüs-ü Şerifteki, Mescit-i Aksa’ya götürmesi olayıdır.

Rabbimiz bu olayı şu ayeti kerime ile haber vermektedir:

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ

“Ayetlerinden bir kısmını kulu Muhammed’e (asm) göstermek için Mescid-i Haram’dan alıp, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’ya seyahat ettiren Allah, her türlü kusur ve noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten ve görendir.” (1)

MİRAÇIN İKİNCİ SAFHASI:

Efendimizin Rabbimizin huzuruna yükselişi, Mescit-i Aksa’dan başlayarak semanın bütün tabakalarından geçip de İlahi huzura varmasıdır.

Bu safha Necm Sûresinde şöyle anlatılır:

“Ona (bu Kur’an-ı) pek güçlü, kuvvetli, üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi aslî suretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi. Sonra yaklaştı ve iyice sarktı. Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı. O da (Allah’ta) kuluna vahiy etmek istediği her şeyi vahyetti. Gözlerinin gördüğünü kalbi yalan saymadı. Şimdi siz kalkmış da onun gördükleri hakkında şüphe edip kendisiyle münakaşa mı ediyorsunuz? Andolsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü. O’nun yanında Me’vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. Andolsun ki Rabbinin ayetlerinden en büyüklerini gördü.” (2)

Cenab-ı Hak Efendimizi Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlerle görüştürdü. Onlara imamlık ettirip iki rekât namaz kıldırttıktan sonra, bütün Enbiyaların, şeriatlarının asıllarına, mutlak vâris olduğunu onlara gösterdi. Sonra da Sidret-ül Münteha’ya, tâ Kab-ı Kavseyn’e kadar bütün mülkünde gezdirdi. Daha sonra bizatihi cemalini de gösterip, ümmetinin dertlerine derman olacak manevi ilaçları ve hediyeleri de eline verip geri gönderdi.

Miracın ikinci safhası da Necim Suresindeki ayetlerle ispatlanmış oluyor!

İdrak etmiş olduğumuz Recep ayı içinde iki kandil vardır. Bunlardan biri Regaip kandili idi, diğeri Miraç kandilidir. Miraç kandili Recep ayının yirmi yedinci gecesidir. Buda 5 Haziranı 6 Hazirana bağlayan geceye rastlamaktadır. Bu mübarek geceyi tam değerlendirebilmek için, mümkünse o günkü işlerimizi bir sonraki güne bırakıp, geceye dinlenmiş ve zinde olarak girilmeli. Gündüzü de oruçlu olarak geçirilmeli. Efendimizin bin dört yüz sene önceden miraçtan getirip bizlere takdim ettiği o manevi ilaçları, sanki bu gece ilk defa getiriliyormuş gibi düşünüp değerlendirmeye çalışılmalıdır.

 

ÜMMETİNİN MANEVİ YARALARINA DERMAN OLACAK OLAN İLAÇLAR NELERDİ?

 

O MİRAÇ HEDİYELERİNİN BİRİNCİSİ:

 

Ümmetinin manevi yaralarına derman olacak olan ilaçların başında namaz ilacı geliyor. Günde beş vakit olarak gelen bu namaz ilacının, Miraçla geldiğini düşünüp namaz kılmaya başladığımızda o Miraç macerası hatırlanmalı. Her namazla adeta Miracı yaşamaya çalışmalı. Miraçla gelen mesajı anlamakda gecikilmemeli.

Miraç vasıtasıyla gelen o ilaçlardan, hakkıyla istifadeye ve bu manevi ilaçları adeta yudum yudum yudumlamaya çalışılmalı. Kazaya kalmış namazlarımız varsa onları kılmalı.

Erkek ve kadın müminlerden biri, Recep ayında otuz rekât namaz kılsa, her rekâtında bir Fatiha, üç İhlâs ve üç Kâfurun surelerini okusa, Allah onun günahlarını siler ve ona ayın tamamında oruç tutmuş gibi sevap verir.

 

O MİRAÇ HEDİYELERİNİN İKİNCİSİ:

Bakara Suresinin sonunda her gün yatsı namazının arkasından okuduğumuz 285 ve 286’cı ayetlerdir. Bu ayetlerin de fazileti pek çoktur. Hatta dualarımızda, Bakara Süresinin son ayetleriyle dua etmek dualarımızın kabulüne bir vesile olabilir. Bilhassa bu gecede o mübarek ayetlerle dua etmek, eğer mümkünse Cevşenül kebir gibi makbul duaları okumak, Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek veya en azından bir miktarını okuyarak miraç gecesinin feyiz ve bereketinden istifade etmeye çalışmak.

 

O MİRAÇ HEDİYELERİNİN ÜÇÜNCÜSÜ:

Hayır yapmaya niyetlenen bir kimse, onu yapamasa bile bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye de onu yapmadığı takdirde hiçbir günah yazılmayacağı; Şayet işlerse sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirmiştir. Bu sevaplar bu ayların dışında olursa bire ondur. Bu aylarda ise bire on değil, bire yüz, bire bindir. Ramazan yaklaştıkça bire otuz binden de geçer. Öyleyse dargın olduğumuz insanlar varsa onlarla barışıp helalleşmek, ana babamız varsa onları ziyaret edip hayır dualarını almak. Eğer ihtiyaçları varsa, bu mübarek günde onların ihtiyaçlarını gidermek, en büyük sevaplardan biri işlenmiş olur. Ayrıca iyiliğini gördüğümüz insanlara karşı, vefalı davranmaya söz vermek. Günahlarımızı affettirmek için bir taraftan sadakalar vermek, bir taraftan da, bir daha işlememek üzere günahlarımıza tövbe-istiğfar etmek. Ölmüşlerimiz adına hayırlar yaparak, sadakalar vererek ve Fatihalar okuyarak onları hatırlamak. Küçüklere şefkatli, büyüklere hürmetli davranmak. Kimseyi incitmemek, âlimlere saygıda kusur etmemek, ilim meclislerine koşup, sohbeti dinlenebilecek âlimlerin derslerine katılmak. İlime çalışmakla cehaletin ve fakirliğin belini kırmak. Beş vakit namazı hayatın gayesi bilmek, bu geceden itibaren onu asla bırakmayacağımıza söz vermek.

İçinde bulunduğumuz aylarda kendimizi hesaba çekme ve istikametimizi tam olarak düzeltme ayları ve günleridir.

Bu aylarda malayani işler terk edilmeli, kuran okuyup zikirler edilmeli. Peygamber fendimize salâvat getirilmeli, varsa kaza namazları kılınmalı, nafile namazlar kılınmalı, sıla-ı rahim yapılmalı ve sadaka verilmelidir.

Tüm İslam âleminin miraç kandili kutlu ve mübarek olsun. Yüce Allah bu geceyi cümlemiz hakkımızda hayırlara vesile kılsın.

 

Kaynaklar:

(1) İsra Suresi, 17/1

(2) Necm Suresi, 53/5-18.)

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı