Her kışın sonu bahardır. Her hüsranın başı umut.
Umutturçiçeğe kök saldıran. Umuttur karları eriten. İncecik, zarif bedeniyle, dimdik ayakta durup kış bitti, erisin karlar, sevinsin gönüller diyen umuttur. Umudun adıdır çiğdem. Açar nazlı nazlı. Karlar erir,bahar olur.
Bahar ol gönlüme erisin karlar, sana çıkmıyorsa sonu, kapansın yollar.
Karakışla Yaylası, bütün kış bağrında sakladığı güzelliklerini bir anda sizin önünüze seriverir. Yayla, dinlenme tesislerine üç kilometre mesafededir. Kıvrım kıvrım yolları boyunca size bir çok çeşme eşlikeder. Son tepeyi de aşınca, yayla karşıdan görünür. Eski Bozkır yolu yaylanın tam ortasından geçerek, yaylayı ikiye bölmüştür. Yamaçlara yapılmış evlerin arkasında çam ağaçları yükselir. Bölgeye göre fazla yüksek olmamasına rağmen Karakışla Yaylası’nın yolları yoğun kar nedeniyle bahara kadar kapalı olur.
Bahar gelince düz bir alan olan yaylanın tamamı, sarı şapkalı çocuklar gibi şenlenir. Kimisi bir taşın altından göz kırparken, bir diğeri karlar altından boynunu uzatıver. Çocukluğum gelir aklıma. Çiğdemler açınca mahalleden beş altı arkadaş toplanır, ellerimize uzun sopalar alarak dağlara çıkardık. Büyük bir özenle, kökünü kopartmadançiğdem kazardık. Kazdığımız çiğdemleri de eve getirir, kuruturduk. Sonra da çiğdemin çayını içerdik.
Şimdilerde ise yaylalar sessiz, sakin. Çünkü mevsim kış. Oysa baharı görmek isteyen kışı da beraber geçirir. Kış gelince bırakıp gitmek olur mu sıcak diyarlara? Baharda çiğdemler gibi açmak için, aynı yağmurda ıslanmak , aynı fırtınada aynı koyuğa gizlenmek gerek. Kıştan haberi olmayanın, bahara da yüzü olmaz. Bahar gelince karlar erir, çiğdemler açar. İki haftalık ömrü çabucak geçer, solar çiğdemler. Mor mor sümbüller açar sonra. Sular, sümbüllerin köklerini yalayarak akar umuda doğru. Oysa umut her zaman vardır. Umut var oldukça çiğdemler açacak. Yine karlar yağacak, yine bahar gelecektir.