Bu cümleleri niye söylüyoruz biliyor musunuz? Çünkü memlekette özellikle siyaset başta olmak üzere, günü kurtarmak için söylenen sözlerin, atılan iftiraların, yıpratma amaçlı paylaşımların ardı arkası kesilmiyor.
Dün rakibine söylemedik söz bırakmayanlar, bugün aynı karede poz verirken hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Dün Aynı karede poz verenler bu gün o resimdeki arkadaşlarına söylemedik söz bırakmıyorlar .vs Hem de her geçen gün daha çok.
Ben de bizzat şahit olduğum bir olayı paylaşmak istiyorum.
Bir gün bir dostumun işyerinde otururken, yaşça bizden büyük iki tanıdık uğradı. Beş vakit namazında, eli yüzü düzgün, saygın insanlar… Bana dönüp:
“Fahri kardeş, biz ortak olduk. Bundan sonra bu ağabeyinle ticaret yapacağız. Boş boş dolaşmak olmuyor artık.”
dedi.
“Hayır olsun, sevindim, başarılar dilerim.” dedim, güzel bir sohbet oldu ve ayrıldılar.
Aradan birkaç ay geçti. O kişilerden birini caddede görünce hâl hatır sordum. Sohbetin bir yerinde ortaklığı hatırlayıp, “İşler nasıl, ortaklık nasıl gidiyor?” diye sordum.
Adam bir anda yüzünü ekşitti:
“Bırak o kafiri ya! Onunla iş mi yapılır!” diye başladı dökmeye…
Cümlenin ilk kelimesini duyunca, “Yazıklar olsun…” dedim içimden.
Dün can ciğer dostu, omuz omuza namaz kıldığı adam…
Bugün en ağır ifadelerle aşağılanıyor, hatta dinden çıkarılıp yaftalanıyor.
Menfaat çizgiyi bir anda değiştiriyor demek ki.
Azıcık çıkarı zedelendiğinde, dün göklere çıkardığını bugün yerin dibine batırıyor.
O adamla bir daha karşılaştığımda ise sadece başımla selam verip geçtim. Çünkü insan, ağzından ne çıkacağını kestiremediği kişilerle konuşmaya çekiniyor.
Bugün geldiğimiz noktada ölçü; adalet, kardeşlik, ahlak değil maalesef.
Ölçü menfaat.
İşine gelirse senden iyisi yok.
Menfaatine dokundu mu senden kötüsü yok.
Siyaset ayrı bir âlem…
Parti, pırtı, din, iman, kitap… Hepsi birer süs cümlesi olmuş durumda.
Gerçek sınav, menfaatle imtihanda belli oluyor.
Oysa insanlık; çıkarın bittiği yerde başlar.
Dostluk; menfaat bozulunca bitiyorsa zaten hiç olmamış demektir.
İnanç; çıkar için kullanılacak bir malzeme değil, insanı insan yapan en büyük ahlaki zemindir.
Biz birbirimize böyle davranmaya devam edersek, toplum olarak güvenimizi, kardeşliğimizi, saygımızı kaybetmeye mahkûmuz.
Gerçek olan şu:
Karakter, menfaat karşısında belli olur.
Ve ne yazık ki biz, bu sınavı toplumca giderek daha çok kaybediyoruz

