5 Aralık 2025, Cuma
10:51
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Gazze.

Dünyanın gözü önünde, çocukların, kadınların, yaşlıların; bir milletin yok edilişine tanıklık ediyoruz. Çığlıklarını duyuyor, gözyaşlarını görüyoruz. Kalplerimiz paramparça oluyor. Ve biz, kendimizi "en iyi Müslüman", "en iyi insan" zanneden bizler, bu vahşet karşısında ne yapıyoruz?

Ellerimizi, zalimin dünyaya servis ettiği programlara, onun kontrolündeki sosyal medya platformlarına uzatıyoruz.

 Bir paylaşım yapıyor, bir story ekliyor, bir hashtag trend etmeye çalışıyoruz. Ve bir an için, "İşte! Sesimizi duyuruyoruz. Bir şeyler yapıyoruz," diye avutuyoruz kendimizi.

Bu, en büyük yanılgımız.

Bu, modern çağın en acımasız illüzyonudur.

Biz, İsrail destekçileri tarafından üretilip, onun kontrolü altında işleyen bir sistemin içinde, onun kurallarıyla "direnmeye" çalışıyoruz. Bu, bir kafese konulmuş bir kuşun, kafesin tellerine vurarak özgürlüğünü ilan etmeye çalışması gibidir. Her vuruşumuz, aslında bize ait olmayan bir gücü, bizi sınırlayan bir mekanizmayı daha da pekiştirir.

Sosyal medya paylaşımları, farkındalık yaratmak için değerli olabilir. Evet, dünyanın dört bir yanındaki insanlara ulaşmanın en hızlı yolu. Ama unutmamalıyız ki bu platformlar, birer araçtır. Ve bu aracı kontrol eden el, hangi sesin yükselip hangisinin susturulacağına karar verebilme gücüne sahiptir. Algoritmalar, gölge yasaklar, "topluluk kuralları" maskesi altında uygulanan sansür... Tüm bunlar, bizim çığlığımızı dilediği gibi filtreleyen, zayıflatan birer valf işlevi görüyor.

Peki, bu ne anlama geliyor? Hiçbir şey yapmayalım mı? Susalım mı?

Hayır. Asla. Ancak yöntemimizi gözden geçirmeliyiz. Sanal direnişimiz, gerçek dünyadaki eylemsizliğimizin kefareti olmamalı.

Gerçek etki, ekranın dışında başlar.

  • Ekonomik Tepki: İsrail'e ve onu destekleyen şirketlere yönelik bilinçli bir tüketici olmak, en güçlü silahlarımızdan biridir. Boykot, sadece bir sembol değil, zalimin cebine inen somut bir darbedir.

Yerel Dayanışma: Gazze'deki kardeşlerimiz için toplanan yardımlara destek olmak, dua etmek, onların acısını içimizde hissederek yaşamak ve bu acıyı unutmamak.

  • Bilgiyi Doğru Kaynaktan Almak ve Yaymak: Bağımsız haber kaynaklarını takip etmek, analiz etmek ve bu bilgileri sadece "paylaşmak" değil, anlatmak.

Evet, paylaşalım. Ama paylaştıktan sonra telefonumuzu kapatıp, rahat bir nefes alarak "görevimizi yaptık" demeyelim. Paylaşımımız, gerçek dünyadaki bir eylemin başlangıç noktası olsun. O paylaşımın bizi rahatlatmasına izin vermeyelim. Aksine, daha da huzursuz hissettirsin. Çünkü o çığlıklar, o yıkıntılar arasında kalan minik eller, rahatlamamıza izin vermemeli.

Bizler, kıymetli olduğumuzu zanneden değil, kıymetli olmak için çaba göstermek zorunda olanlarız. En iyi Müslüman olarak değil, sadece Müslüman olmanın gerektirdiği sorumluluğu taşımaya çalışanlarız.

Gazze yanıyor. Ve bizim sanal su püskürtmelerimiz yangını söndürmeye yetmeyecek. Ama gerçek dünyada örgütlenmiş, bilinçli, kararlı ve sürekli bir sel olabiliriz. Unutmayalım; zalimler için en büyük korku, umudunu yitirmemiş, pes etmemiş ve yalnızca ekrana hapsolmayıp sokağa, hayatın içine çıkmış bir direnişin ta kendisidir.

Gazze'nin sessiz çığlıkları, bizim gür sesimiz oluncaya dek... Susmayacağız. Ama daha da önemlisi, sanalın rahatlığına sığınmayacağız.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı