5 Aralık 2025, Cuma
10:30
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Sevgili tarih severler, hepinize selamlar. Bu yazımda geçen yazımın devamını getireceğim. Yani Konya’nın uğradığı işgaller ve yağmalar. İsterseniz fazla uzatmadan konumuza geçelim.
 

En son Sultan II. Kılıçarslan döneminde gerçekleşen Haçlı işgalinden bahsetmiştim. Bu işgal sonrasında II. Kılıçarslan isyan eden oğluyla savaşa girişecek, akabinde ise Aksaray’da vefat edecektir (1192). İlerleyen tarihlerde Selçuklu tahtına Alaaddin Keykubad oturacak ve devletine altın çağını yaşatacaktır. Türkiye Selçuklularını böyle muazzam bir devirden sonra maalesef çok kötü bir gelecek beklemektedir. Alaaddin Keykubad zehirlenerek öldürülür ve tahta sultanlık özelliklerinin hiçbirini barındırmayan birisi geçer: II. Gıyaseddin Keyhüsrev!

Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev sefa düşkünü bir sultandı. Diğer yandan Sadettin Köpek’in sultan olma hayali ile tecrübeli ve güçlü çoğu devlet adamını öldürtmesi devleti akılsız bıraktı. Üzerine bir de sultanın, Baba İlyas (Babai Ayaklanması) isyanı, İran sınırındaki askerleri kullanıp onları yerleştirmemesi ve babası devrinde yapılan tahkimatları bırakması devletin savunmasız kalmasına vesile oldu. Moğollar ile hoşgörülü ilişkilerin terk edilmesi de büyük bir hata oldu. Bu tedbirsizlik mukabilinde Moğollar ile 1243 yılında Kösedağ’da savaşa tutuşuldu. Sultan daha savaş sonuçlanmadan meydandan kaçtı. Sultanın kaçtığını gören askerler de meydanı terk etti. Hatta Moğollar savaş alanında iki gün pusu kurduklarından şüphelenmişler, gerçeği keşif birlikleri öğrenmişlerdi. Yani anlayacağınız Anadolu’nun anahtarları savaşmadan teslim edildi. Zaferlerinden sonra Anadolu’yu işgal etmişler ama doğrudan Konya’yı işgal edememişlerdi. Konya surlarının yıkılmasına karşılık barış imzalandı. Moğollar bir yağma ve talan yapmadılar; lakin gelecekteki sultanlara karşı büyük saygısızlık yaptılar. Bu başka bir mesele.

Moğolların işgali sürerken Anadolu’da kıpırdanmalar olmaktaydı. Bölgenin önemli Türkmen gücüne sahip olan Karamanoğulları, ardına Siyavuş denen ve kendini Selçuklu hanedanından olduğunu iddia eden bir kişiyle isyana kalktı. Amacı Moğol tahakkümünü bitirmekti. Bu şuurla hareket eden Karamanoğlu Mehmet Bey, yanında Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman gibi nüfuzlu beylerle Konya’ya yürüdü. Ahilerin desteğiyle şehre girdi ve Siyavuş’u padişah, kendini de vezir ilan etti. Hatta Türk Dil Bayramı olarak kutladığımız devletin dilinin resmî olarak Türkçe ilan edilmesi de bu olay akabinde gerçekleşmiştir. Tabii kısa süre sonra Moğol destekli Selçuklu sultanı gelerek önce Siyavuş’u, ardından yapılan savaşta Mehmet Bey’i öldürdü.

Aradan yıllar geçmiş, Konya tekrar iktidara yükselen Karamanoğulları’nın eline geçmişti. Ama bu sefer karşılarında çok kuvvetli bir devlet vardı: Osmanlılar. İlk sürtüşme I. Murad devrinde olmuştur. Sultan Murad, Karamanoğlu’nu yenmiş ve Konya’ya girmişti. Şehri de yağmalayıp Beyşehir ve Seydişehir civarını da zapt ederek geri dönmüş, ardından Karamanoğulları’nı affederek topraklarının belli kısmını iade etmişti. Sultan I. Murad’ın şehadeti ile tahta I. Bayezid çıkmış ve Karamanoğlu’nun entrikalarına son vermek amacıyla tekrar Konya üzerine yürümüştü. Ama bu sefer çok zarif bir olay vuku bulmuştu. Sultan erzak sıkıntısı çekmekteydi. Bu sıralarda Konya halkının dışarıda bulunan tarlalarında mahsulleri vardı. Sultan, mal sahiplerinden izinsiz mahsullere dokunulmasını yasaklamış, bu emri ihlal eden bir askere de şiddetli cezalar vermiştir. Şehre haber göndererek mahsul sahiplerini ticaret için davet etmiş, halk da ürünlerin telef olma korkusu ile bu daveti kabul etmişti. Bunun üzerine ürünler değerince satılmış ve halka zarar verilmeden şehre gitmeleri sağlanmıştı. Bir süre sonra bu olay karşısında etkilenen Konya halkı sultana şehrin kapılarını açarak teslim oldu. Karamanda bulunan bey ise bu mağlubiyet ile Asya Fatihi Timur’a sığındı.

Bayezid, Karamanoğlu topraklarının tamamını işgal etmişti. 1402 yılında gerçekleşen Ankara Muharebesi sonucu sultan esir alınmış ve başta savaşta Timur’a destek veren beylerden olan Karamanoğlu’na toprakları misliyle iade edilmiştir. II. Murad devrinde tekrar Konya ve civarı işgal edilmiş olsa da yine Karamanoğlu’nun yalvarması sonucu affedilerek barış vuku buldu. Ama Osmanlılar devri için en hiddetli dönem Fatih dönemidir. Sultan II. Mehmed, İstanbul’un fethi öncesi Karamanoğlu üzerine bir kez yürüdü. Ama istediğini tamamlamadan geri döndü. Fetih sonrası bizzat Konya’yı kuşattı. Şehri ele geçirir geçirmez de surlarını yıktırdı. Konya surları ile beraber Seydişehir, Beyşehir ve civardaki kaleler de dümdüz edildi.

Bu yolla Karamanoğlu saldırılarından kurtulunurken Millî Mücadele dönemine denk fiilî büyük bir işgal yaşanmadı. Bahsettiğim bu işgal ise İtalyan işgali olup ne katliam ne de bir yağma oldu. Sebebi ise Osmanlı’nın geçmişte uyguladığı hoşgörü politikası ile halkın kalbini çalarak olası isyanları engellemesidir. Ardından İtalyanlar Yunan mağlubiyeti mukabilinde bölgeyi terk edecek ve şehrimiz tekrar aziz Türk iktidarına girecektir.

Yazımı burada sonlandırmak ve konuyu noktalamak istiyorum. Konya işgallerini iki yazıda incelemiş olduk. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

KAYNAKÇA

İbrahim Hakkı Konyalı, Konya Tarihi
Oğuzhan Çakır, Anadolu’da Moğol İstilası Türkiye Selçukluları Moğollara Karşı

 

MEVLÜT HAN ÇATALER
[email protected]

 

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı