Yaz mevsiminin dinginliği, yerini sonbaharın enerjik telaşına bırakıyor. Yeni bir öğretim yılı, tertemiz açılan defterler, parlak kalemler ve dopdolu sırt çantalarıyla birlikte kapımızı çalıyor. Bu yıl, başta fedakar öğretmenlerimiz olmak üzere, tüm öğrencilerimiz ve onların kıymetli aileleri için hayırlara, başarılara ve nice güzel hikayelere vesile olsun.
Sessizliği Yırtan Cıvıltı: Okul Yolları Canlanıyor
Üç aylık bir suskunluğun ardından çarşılar, pazarlar ve sokaklar, o tanıdık ve sevimli kaosa uyanıyor. Sabahın erken saatlerinde, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte pür telaş koşuşturan ayak sesleriyle doluyor caddeler. Uykulu gözlerini silerek annesinin ya da babasının elinden sıkı sıkı tutan minikler, geleceğe attıkları ilk adımların heyecanını yaşıyor. Geç kalmamak için hızlanan servisler, arkadan koşup yetişmeye çalışan gençler... Tüm bu hareketlilik, sonbaharın sarı tonlarına bürünmüş kaldırımlara yepyeni bir renk, canlılık ve umut katıyor.
Kuşakların Buluştuğu Nokta: "Bizim Zamanımızda..."
Okul zili çaldığında sadece öğrenciler değil, aileler de yeni bir maratona hazırlanır. Bu maratonun maddi ve manevi birçok hazırlığı vardır. Her veli, çocuğu için en iyisini isterken, ister istemez kendi çocukluğuna gider. Alışveriş listesindeki her kalem, her defter, her ayakkabı, bir anıyı canlandırır. Ve o cümleler dökülür dudaklardan:
"Bizim zamanımızda okula gidecek çantamız yoktu. Nerede böyle renkli renkli defterler, nerede böyle envai çeşit kalemler? Kaç kilometre yolu kar, kış, çamur demeden yaya yürürdük. Bir ayakkabıyla neredeyse okulu bitirirdik."
Bu anlatılanlar, aslında bir şikayet değil, bir özlem ve yaşanmışlığın ifadesidir. Ebeveynler, kendi geçmişlerindeki zorlukların bir benzerinin çocuklarının hayatında yer almaması için çırpınır. Bu, sevginin ve sorumluluğun en doğal tezahürüdür.
Değişmeyen Tek Şey: Değişimin Kendisi
Zamanın ruhu ve şartlar sürekli değişir. Belki dede okuma yazma bilmiyordu, baba liseyi bitirmek için büyük mücadeleler verdi ve şimdi oğul/kız üniversiteye hazırlanıyor. Bu, bir ilerleme ve gelişim sürecidir. Her nesil, bir öncekinin açtığı yolda ilerler ama kendi koşullarında yürür. Dünün imkansızlıkları, bugünün standartları haline gelmiştir. Ebeveynlerin "biz çekelim de evladımız çekmesin" düsturu, aslında insanlığın ilerleme motorudur.
Kendisi okuyamamanın burukluğunu yüreğinde hisseden bir baba, çocuğunun en iyi okullarda okuması için gecesini gündüzüne katar. Yemez yedirir, giymez giydirir. Bu, bir eziklik değil, aksine yüce bir feragat ve sonsuz bir umuttur.
Her Sınıfta Ayrı Bir Heyecan, Her Yürekte Ayrı Bir Ritim
Bu yeni başlangıç, herkes için farklı anlamlar taşıyor:
-
Minik yürekler, hayatlarının ilk ders ziliyle tanışmanın heyecanı ve korkusu içinde.
-
Ortaokula başlayanlar, önlükten kurtulup kravat takmanın, "büyümüş olma" gururunu yaşıyor.
-
Liseliler, hayatlarının belki de en unutulmaz ve hareketli yıllarına adım atıyor.
-
Üniversite adayları, geleceklerini şekillendirecek kritik bir yıla hazırlanıyor.
-
Geçen yılın derslerini çıkarmış öğrenciler, "bu sefer olacak" azmiyle yollarına devam ediyor.
Son Söz Yerine Bir Dilek
Bu kutsal eğitim yolculuğunda emeği geçen herkese selam olsun... Değerli öğretmenler, sabırlı veliler ve sevgili öğrenciler; Yüce Rabbim zihinlerinizi açıklık, yolunuzu aydınlık, kalplerinizi sabır ve heyecanla doldursun. Bu yıl, bir öncekinden çok daha güzel, başarı dolu ve sağlıklı geçsin. Yeni ufuklara açılan yelkenleriniz rüzgârsız, yolunuz açık olsun.
En İyi Online Kurslar arayışındaki öğrenciler için de bu yıl, hedeflerine ulaşmada teknolojinin sunduğu imkanlardan en verimli şekilde yararlanacakları bir fırsatlar yılı olsun. Unutmayın, artık sadece okul sıraları değil, tüm dünya bir sınıf.

