14 Aralık 2025, Pazar
17:29
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Ülke yönetimine yön veren olgu siyasettir. Siyaset bir bilim dalıdır. Siyaset (ya da diğer adıyla politika), en temel ve kısa tanımıyla “toplumun yönetilmesi ve ortak kararların alınması sanatı” olarak ifade edilebilir.

 

İnsanlar topluluklar hâlinde yaşamaya başladıkları andan itibaren, sınırlı kaynakların (para, toprak, su, yetki vb.) nasıl paylaşılacağı ve kuralların kim tarafından konulacağı her zaman bir sorun olmuştur. Siyaset; bu sorunları kaba kuvvet kullanmadan çözmek, güçlünün güçsüzü ezmesinin önüne geçmek, hak ve hukuka riayet edilmesini sağlamak ve toplumsal sorunlara çözüm üretmek amacıyla geliştirilmiş bir mekanizmadır.

 

Siyaset, Arapça kökenli bir kelimedir ve kökü “seyis”ten gelir. Seyis, at bakıcısı ve eğiticisi demektir. Bu bağlamda siyaset, bir topluluğu yönetme, terbiye etme, düzene sokma ve idare etme anlamı taşır. Başka bir ifadeyle siyaset, yöneten ile yönetilen arasında kurulan hiyerarşik bir ilişkidir. Hiç şüphesiz toplumda farklı inançlar, farklı çıkarlar ve farklı talepler vardır; olması da son derece doğaldır. Siyaset, bu farklılıkların çatışmaya veya savaşa dönüşmeden diplomasi ve uzlaşma yoluyla çözülmesini sağlar. Bu nedenle başka bir tanıma göre siyaset, “kansız savaş” olarak da nitelendirilebilir.

 

Siyaset incelendiğinde iki tür siyaset olduğu görülür. Bunları genele ve özele hitap edecek şekilde makro ve mikro siyaset olarak tanımlamak mümkündür.

Makro siyaset; devletler, hükümetler, siyasi partiler ve uluslararası ilişkiler düzeyindeki büyük ölçekli yönetim faaliyetlerini kapsar.

Mikro siyaset ise bir apartman yönetimi toplantısı, bir dernek seçimi, okullardaki temsilci seçimleri ya da iş yerlerindeki terfi mücadeleleri gibi daha dar alanlardaki karar süreçlerini ifade eder.

 

Dolayısıyla insanların bulunduğu ve karar alınması gereken her yerde siyaset vardır. Aile içinde bile bir karara ihtiyaç duyuluyorsa orada da doğal olarak siyaset vardır.

 

Kısaca siyaset; toplumun huzur, güven, refah ve adalet içinde yaşamasını sağlamak iddiasıyla yürütülen, ancak doğası gereği rekabet ve güç mücadelesi de içeren bir süreçtir. Siyaseti elbette siyasetçiler yapar, siyasetçileri ise halk seçer. Burada esas figür halk olsa da halkı yönlendirmek ve bilinçlendirmek de bir sanat olarak siyasetin önüne çıkar. Bu yönlendirme büyük ölçüde medya aracılığıyla yapılmaktadır.

 

Siyasetçi seçimi, bir ülkenin ya da bir şehrin geleceğini doğrudan etkileyen en kritik demokratik haklardan biridir. Bir adayı değerlendirirken duygusal yakınlıktan ziyade rasyonel yani akla dayalı kriterlerle hareket etmek daha sağlıklı sonuçlar doğurur.

 

Siyasetin temeli güvendir. Bu nedenle seçilecek adayın geçmişinde şaibeli durumlar olup olmadığı, sözünün eri olup olmadığı, aday olduğu pozisyon için yeterli bilgi ve donanıma sahip bulunup bulunmadığı, birleştirici mi yoksa kutuplaştırıcı bir dil mi kullandığı, eleştiriye tahammülünün olup olmadığı, kötü alışkanlıklarının bulunup bulunmadığı gibi kriterler dikkate alınmalıdır ancak günümüzde ne yazık ki bu kriterlerin seçimlerde yeterince dikkate alındığını söylemek zordur zira partileşme sonucu kişisel niteliklerden ziyade parti aidiyeti ön plana çıkmaktadır. Buna karşın mikro siyasi seçimlerde bu tür kriterlerin daha fazla gözetildiği görülmektedir.

 

Siyaset; seçim ve yönetim süreçlerinin birbirini tamamladığı bir bütün olarak toplumlara yön verirken, seçimde tercih edilecek kişiye dikkat etmek toplumun geleceğini doğrudan ilgilendirir. İşte bu nedenle siyasetçinin davranışlarında onu seçen kitlenin de sorumluluğu vardır.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı