Türkiye Yüz Yılı Maarif Modeli’ne rağmen fen bilimleri kitaplarını MEB materyalist gözle yazdırmaya devam ediyor.
Kıymetli Bakanım Yusuf Tekin, fen kitaplarındaki üslûbun, bin bir emekle hazırlanan Türkiye Yüz Yılı Maarif Modeli’nin altını oyduğunu biliyor olmalı.
15-16 yıl okullardaki eğitime rağmen gençlerimiz ve insanımız neden orman yakan vicdansız, ateist, deist, maddeci, ahlaksız, katil oluyor?
Sorusunu soruyorsanız ders kitaplarına ve öğretmenlerimize bakın! Ne anlatıyorlar, nasıl anlatıyorlar?
Biyoloji 9. sınıf kitabı hücreyi bir fabrikaya benzetiyor, diyor ki:
“Hücre çekirdeği, hücrede gerçekleşen bütün olayları yönetir.” (Biyoloji 9, s.119)
Soralım:
“Hücre çekirdeği akıllı mı? Çekirdekteki elementler hangi okulda okudu? Bu harika işleri nasıl idare ediyorlar? Fabrikayı akıllı, bilgili, bilinçli insanlar yönetir. Hücredeki işleri yöneten bir YARATICI yok mu?”
Kitap maddeyi Tanrı kabul ediyor, her şeyi Tanrılaştırıyor:
“Bitkiler besinlerini kendileri üretir.” (S.53)
“Hücrelerin farklı yapıları, organize olarak görevlerini yerine getirir ve bu şekilde canlılığın devamı sağlanır.” (s.35)
Soralım:
“Farklı yapıları kim organize eder? Hangi farklı yapının ne yapacağına kim karar verir? Organize bilinç, bilgi ve akıl gerektirir. Hücredeki hangi organ bu organize işleri yürütür?”
Kitap yazarları mantığı tüy dikiyor. Fulbrigth, Rockefeller, Bill Gates, Dale Carnegie burslarıyla okuyanlar MEB komisyonlarına yerleştiriliyor; bu milletin çocuğu eseri sanatkârıyla birlikte öğrenmesin diye mantık dışı ve bilim dışı kitaplar kaleme alıyorlar.
MUCİZE VE MADDE
Antalya Karaöz’de tekne turu yaptık. Köpükle deniz suları, çam ağaçları ile donanmış yamaçlar, denizin karayı istilasını önleyen dik ve sert kayalar…
Gözüm kayanın tepesinde bir çam ağacını takıldı.
Yemyeşil.
Etrafı bütünüyle kaya.
Bildiğiniz taş.
Çam ağacı kayanın sırtında yemyeşil. Kara, kışa, yağmura, rüzgâra, fırtınaya rağmen orada hayat sürüyor.
Merak ettim, çam ağacının incecik kökleri kayayı nasıl yarıyor?
Köklerini kayanın içine nasıl salıyor? Bitkinin ihtiyacı olan besinleri nasıl temin ediyor?
İnsan bu kayayı balyoz, sivri, teknik delicilerle kolayca delemez!
Ağacın incecik köklerinin kayayı yarması mucize.
Ağacın yaşaması için su lazım. Taşın içinde suyu nasıl buluyor?
Ağacın kök ve dallarının yaşaması için besinlere nasıl ulaşıyor?
Kayanın içinde toprak yok, ağaca lazım olan mineral ve besinler mevcut değil.
Köyümüzde erik tarlamız var. Bazı ağaçlar ilgilenemediğimiz için susuzluktan kurudu. Bu sene ağaçlarla ilgilenmeye karar verdim. Yeni fidanlar ektim. Haftada bir suluyorum.
Susuz hayat olmaz.
Karaöz’deki dağın yamacı önünde duran bu iki katlı ev yüksekliğindeki taşın üstündeki çam ağaçları susuz nasıl yaşıyor?
Hayret verici.
Tam bir mucize. Maddenin iflas ettiği yer burası.
Tarladaki erikler, kavaklar, dut, çubuk susuzluktan kuruyor.
Taşın sırtındaki çamlar güneşe ve kayalara gülümsüyor.
Üstelik ağaç insanların ihtiyacı olan oksijeni üretiyor?
Bunun için bizden para istemiyor. Oksijen insan hayatı içinde hayati. Ağaçlar ve bitkiler, insanların yaşaması için bu vazgeçilmez diye düşünemez.
İnsan hayatı, neslinin devamı ağacın organizesi olamaz!
Toprak bitkileri besliyor! Bitkiler hayvanların hayat kaynağı. Hayvani gıdalar vazgeçilmez besinlerimiz.
İnsan bitkilerle ve hayvani gidalarla beslenir. Toprağı yağmurlar besler. Yağmurun yağması için denizler dolusu suya ihtiyaç var.
Suyun buharlaşması için Güneş ışığı lazım.
Bunun için Dünya’nın Güneş’in etrafında her sene dönmesi lazım.
Dünya, Güneş etrafında 108.000 km/sa hızla dönüyor.
Koca dünyayı havada topaç gibi çevirecek güce ihtiyaç var.
Kâinatta kusursuz bir düzen var. Her şey her şey ile bağlı.
Bir çiçek yetiştirmek için havaya, suya, toprağa ve Güneş’e ihtiyaç var.
Çiçekte bu dört unsurdan fazlası var! Çiçek canlı, bu dört unsur cansız. Çiçeğe hayat verecek hayat sahibi bir yaratıcı lazım.
Çiçeğin şekli, rengi güzellik tutkusu olan tasarımcıyı ve yaratıcıyı anlatır. Çiçeği yaratan sanatkâr; toprağa, havaya, suya, denizlere, buluta, atmosfere, rüzgâra, Ay’a, Güneş’e hükmetmeli.
Çiçeği yaratan, cansız elementleri canlandırıyor.
Hiçbir laboratuvar deneyi, elementleri canlandıramadı. Hayat mucize.
Kâinat muhteşem bir organizasyon, düzen kusursuz. Organizatör bize sesleniyor:
“İnkâr edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişik iken onları ayırdık ve (Dünya’yı yaşama müsait kılıp) her canlı şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiya, 30)
Fen kitapları, eserleri yaratıcıyı saklamadan anlatmalı.

