Geçenlerde ömrünü Toplum Psikolojisine adamış ve hala Avrupa'da bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan bir dostuma rastladım. Hazır uzmanını bulmuşken Seydişehir'deki çarpık yapılaşmanın ve işgal altındaki kaldırımların toplum psikolojisine etkisini sordum!
Dostumun verdiği cevabı aynen siz Seydişehir Haber okurlarıyla paylaşıyorum.
Günlük Stres Artışı:
Kaldırımların işgal edilmesi, insanların hareket özgürlüğünü kısıtlayarak günlük yaşamda stres ve öfke seviyelerini artırır. Bu durum bireylerin genel huzurunu olumsuz etkiler.
Toplumsal Tahammülsüzlük:
Çarpık yapılaşma ve düzensizlik, insanlar arasında tahammülsüzlük ve çatışma potansiyelini yükseltir. Bu, komşuluk ilişkilerinden trafik tartışmalarına kadar birçok alanda kendini gösterebilir.
Ruhsal Sorunların Artışı:
Sürekli kaos ve düzensizlikle karşı karşıya kalan bireylerde depresyon, anksiyete ve çaresizlik duygularında artış gözlenebilir.
Sosyal İzolasyon:
Güvensiz ve düzensiz şehir ortamları, insanların dışarı çıkma isteğini azaltarak sosyal bağlantıları zayıflatabilir. Bu durum, bireylerin yalnızlık hissini artırabilir.
Kentsel Aidiyet Kaybı:
Estetikten ve düzenli altyapıdan yoksun şehirlerde, bireylerin yaşadıkları yere olan bağlılık duyguları azalabilir. Bu da toplum bilincinin ve sahiplenme duygusunun zayıflamasına neden olur.
Abdullah Avcu
