15 Aralık 2025, Pazartesi
01:21
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

İnsanların iyi ve kötü günlerinde iki eli kanda olsa yanlarında olmaya çalışan Asım yeleğini kuşanmış çıkar şimdi bir köşeden. Bir selamın sakınıldığı ortamlarda hepimizin selam vereni. Çıkıp gelmeyince anlaşıldı ki musallanın önündeki kendisinin gıyabi cenaze namazı. 

Bir zamanlar gündelik yaşamlarını İslami kaygılarla düzenleyebilmek için emek veren bedel ödeyen ailelerin çocuklarına aktardıkları yılgınlık ve değişen dünya şartları yeni kuşakların eski tecrübeyle mesafelenmesine yol açtı. Biz çok mahrumiyetler yaşadık duygusu içindeki imani öz, bir hayıflanmaya dönüşünce, gençlerde “ama sizin yerinize biz sahip olabiliriz” yankısına yol açtı. İşte dengenin dünyevi, gündelik ve yüzeysel olandan yana bozulma tehlikesidir Asım’ı harekete geçiren. Dünyevi kayıpların telafisi kaygısının bir sızıya dönüştüğü zamanda, babaların ağabeylerin, annelerin yapması gerekeni yapmaya çalıştı o; iki arada bir derede tartışmalara boğulan gençlere sahip çıkmak, onları kendi kültürümüzün öz kaynaklarıyla buluşturmak, merak uyandırıp tertemiz zihinlerini düşünmeye, bilgi üretmeye yönlendirmek, aşkın bir varoluşun ateşini tutuşturmak. 

 

Peki gençlerle bu kadar güzel bir iletişimi nasıl kurabildi, yargılamadan dinleyerek, her türlü dertleriyle bire bir ilgilenerek, kendilerini değerli hissettirerek. Valide-i Atik camiindeki buluşmada bir delikanlı onun için en özel kişi olduğumu sanıyordum demiş. Şaşırmıyoruz çünkü aynısını biz yetişkinlere de yaptı, her birimizin kusurlarını zaaflarını görmezden gelerek, içimizdeki karmaşaya aldırmadan iyi olan ne görüyorsa o parçamızla rabıtaya geçti. Her esere her yeteneğe değer atfetti ve kendimizi özel ve kıymetli hissetmemize yol açtı. Son ana kadar ne çok insana içi sızlayarak, dinlemeye hazır olarak nasılsın diye hal hatır sormuş. İşte bu yüzden o olmasa bugün bir cami avlusunda olmayabilirdim diyor bir genç adam. 

Küçük kızım Kartal Anadolu İmam Hatip’e başladığında onu feraha çıkaran, sanatla, klasik metinlerle, resim atölyesiyle buluşturan edebiyat öğretmenimiz. Okulda sakin sesiyle duruşuyla bir devrim yarattığını, kütüphaneyi kız erkek herkese eşitçe açtırıp ihya ettiğini hatırlıyorum. Okullardaki yazar buluşmaları, yazma atölyeleri, nice dergilerin çıkarılması, farklı meşrepten insanların bir araya getirilmesi…Tek başına edebiyat, sanat, kültür ve medeniyet için seferberlik ilan etmiş, ömrünü beyaz haberler üretmeye adamış bir adam. Gençlerin sadece kariyer yapıp para kazanmaya odaklanarak çöp gibi sürüklenmesine razı olmadı, içlerindeki atıl yetenekleri, kavrayış zenginliklerini harekete geçirdi. Gençler deist mi oluyor, dinden mi çıkıyor diye hayıflananlar için, gönüllere nüfuz etmede kıymetli bir meş’ale olan yaşamı, ilişkileri ayrıntılarıyla incelenmeli. İnsana gösterilen sahici özen hiçbir zaman yerde kalmıyor, gençlerin dertlerini dert edinmesi ne çok iz bırakmış, ailevi sorunlar, barınma, burs, kitaplara ulaşma, yazdıklarını yayınlatma, küçük de olsa onların emeklerine parasal karşılık alma çabası…İlgisinden ihtimamından teşvikinden takdirinden payını almamış kimse kaldı mı acaba.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı