6 Aralık 2025, Cumartesi
01:50
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Geçmişten bugüne anayasal serüvenimize bakıldığında Cumhuriyetin ilanı ile farklı bir sürece girildiği görülmektedir. Cumhuriyet döneminin ilk anayasası olan 1924 Anayasasının, ?savaş dönemi anayasası? olarak adlandırabileceğimiz 1921 anayasasından temel farkı, 1924 Anayasasında artık bir ?devlet olma? ihtiyacının karşılanmak istenmesiydi. 1924 Anayasası ile genel olarak ?kuvvetler birliği ve görevler ayrılığı? sistemi getirilmekte, parlamenter sisteme uygun bir işleyiş öngörülmektedir. Bunun yanı sıra ?hükümetin kolektif sorumluluğu? ilkesi açıkça kabul edilmiştir.

            Meclis hükümeti ile parlamenter rejim arasında karma bir rejim öngören 1924 Anayasası, değiştirilmesi zor olan sert bir anayasadır. Bu anayasamız, özgürlükçü bir anlayışa ve demokratik bir ruha sahip olmasına rağmen demokratik geleneğin henüz yerleşmemiş olduğu bir ülkede, çok partili hayatın aksamadan işlemesini sağlayan hukuki güvencelerden yoksun olunması nedeniyle ?çoğunlukçu? bir demokrasi anlayışını yansıtmış, böylece 27 Mayıs ortamına zemin hazırlanmış ve bu müdahale ile de uygulamadan kalkmıştır. 

            27 Mayıs askeri müdahalesi ile iktidara gelen Milli Birlik Komitesi, 1924 Anayasasını değiştirecek bir ?Temsilciler Meclisi? oluşturmuştu. Çeşitli kesimlerden gelen temsilcilerin katılımıyla oluşturulan bu meclis, 1961 Anayasasını hazırlamıştır ve bu anayasa, ilk kez halkoyuna sunularak kabul edilmiştir.

            Yürürlüğe giren 1961 Anayasası ile artık tamamen parlamenter bir sistem getirilmiştir. Yine bu anayasa ile anayasanın üstünlüğü vurgulanmış ve Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Yargı bağımsızlığı da bütün güvenceleriyle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca özerk statülü ve gönüllü bazı kurum ve kuruluşlar kurularak çoğulcu bir demokrasi anlayışına geçişin sağlanması için önemli adımlar atılmıştır.

            Temel hakların genişletilip güçlendirilmesi ve sosyal devlet anlayışı da 1961 Anayasasının olumlu yönlerinden bazılarıdır ancak 1971 (muhtıra niteliğindeydi...) ve 1973 değişiklikleri ile bu olumlu girişimlerin etkileri azaltılmış; buna, ülkenin içinde bulunduğu çatışma ortamı da eklenince 1961 Anayasası da askeri bir müdahale ile sona ermek zorunda kalmıştır.

            12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonucu yönetime el koyan Milli Güvenlik Konseyi, Danışma Meclisi içinden seçilen bir Anayasa Komisyonu aracılığıyla, yeni bir anayasa hazırlama çalışmalarına başlamıştır ve 1982 yılında yine halkın çoğunluk oyuyla bu anayasa yürürlüğe girmiştir.

            1982 Anayasası, 1961 Anayasasına göre daha kazuistik bir yapıdadır yani daha uzun ve ayrıntılıdır. Ayrıca daha serttir, yani değiştirilmesi daha zordur. Bunun yanı sıra genel olarak daha otoriterdir, yürütmeyi güçlendiren unsurları ihtiva etmektedir ve daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsenmiştir.

            Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası, pek çok kez, çeşitli vesilelerle değişikliğe uğramış; günümüzde ise tamamen kaldırılması ve yerine yeni bir anayasa yapılması tartışılmaktadır. Bu tartışmalar ve yeni anayasa çalışmaları ise bir sonraki yazımızın konusunu oluşturacaktır.         

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı