Hiçbir konuda konsensüs sağlayamıyoruz artık?
İlçemiz de çözüm bekleyen dağ gibi sorunlar alaka beklerken, görünen köyün görünmeyen yüzünde ki küslükler sorunlarımızı yumak haline getiriyor.
Ancak; olağan üstü durumlarda birlikte olabiliyoruz. En son birlikteliğimizde 12 Ocak 1994 te gerçekleşmişti ? Ondan sonra oluşturulan birlikteliklerde vur abalıya cinsinden oldu?
Ayrık otu sarmış ayaklarımızı. Baş belamız olmuş bu otlar. Ayıklanması güç. İlaçlanması bile kifayet etmez artık? Topyekün küsüz sanki birbirimize?
Kim kimle nüden küs, kim haklı, kim haksız, gerçekten küslük var mı?Bunları dillendirmek, deşifre etmek niyetinde değilim. Zira, Halep ordaysa Seydişehir burada? Yüz ölçümü ve nüfusu bir avuçluk şehiriz, hapşırsan herkes duyar?
Nerden çıktı şimdi bu küslük meselesi diyebilirsiniz.!
Hemen söyleyeyim?
Malumunuz üzere geçtiğimiz hafta Esnaf ve Sanatkarlar Odası ?Seydişehir Esnafının durumu ve Türkiye ekonomisinin görünümü? isimli bir konferans düzenledi. Konferansta eski devlet bakanı DSP genel sekreteri Masum Türker konuşmacı idi.. Buraya kadar her şey normal ama;
Kimsecikler yoktu salonda. Hani olur olmaz şeylere, komiteler kuranlar, platformlar oluşturanlar, adını şehir meclisi koyup ahkam kesenler var ya? Hiç birisi yoktu orada? Kim bilir nerede ahkam keserlerdi?
Gelenlerinde çoğunluğu esnaf değildi. Esnaf sayısı 60-70 kişi ile sınırlıydı. Bir o kadar da dışardan gelen misafir vardı? Kelli felli esnaf olanlar zaten yoktu?
Şahsen ben, o gün salonun dolacağını düşünmüştüm. Gelen bakanlık yapmış bir şahsiyetti. Nezaket gereği bile olsa gelinmeliydi? Kulislere Seydişehir esnafının içinde bulunduğu durumu taşıyacak isimler vardı.
Esnafımızın elle tutulur gözle görünür olmayan şeylere karnı toktu, kredi dağıtılmayacaktı, havanda su dövülecekti belki ama, Seydişehir?in konu ile ilgili çevrelerde canlı tutulması açısından önemliydi?
Seydişehir?e ekonomiden sorumlu tüm bakanları ve bürokratları da getirseniz ilçemiz esnafının yarasına merhem olmazdı fakat, gelinmeliydi bence?
Gözüm diğer oda temsilcilerini aradı onlarda yoktu. Konu Seydişehir esnafının durumuydu. Damar bir konuydu. Gelirler diye düşünmüştüm. Maalesef onlarda gelmediler.
Keşke gelseler de tepkilerini o salonda koysalardı. Seydişehir esnafının durumunu birinci elden haykırsalardı. ?Tuzu kurular sizi, geyik yapmayın bize, karnımız tok böyle şeylere, ben dükkanımı siftahsız kapattım.Boş laflar bunlar? Diyebilselerdi?
O an birlikte olduğum kişilerle Seydişehir?i süzgeçten geçirdik?
Gördük ki!
Görünen köyün görünmeyen yüzünde, Ahmet Mehmet?e, Hasan Hüseyin?e, Ali Veli?ye küs yada mesafeli?
El hasıl dostlar?
Lüzumsuz şehir meclisleri, komiteleri, platformlar kurarak fırsat bu fırsat vur abalıya politikası güdenler bilmelisiniz ki.!
Tat kızın dilinden anası anlar?
Küs olanlar öncelikle sizler barışmalısınız. 1994?ten sonra en elzem olan meclisi kurmalı ve esnafımızın önünü açacak projelere birlikte imza koymalısınız?

