Şehir merkezinde birçok bölgede enerji nakil hatları koptu, elektrik direkleri kırıldı. Kırıldı diyorum, beton direk ortadan ikiye ayrıldı. Benim aklım bir türlü almıyor beton direklerin ortadan kırılmasına, demek ki direklerin imalatında malzemeden çalınmış. Durum böyle olunca şehir merkezine saatlerce elektrik verilemedi. Bazı bölgelere dört gün elektrik verilemedi. Medaş ekipleri de hazırlıksız yakalanınca şehir merkezinde günlük yaşam çileye döndü. Vatandaşlar 186 elektrik arıza ulaşmaya çalıştı, ancak yüzlerce vatandaş telefona ulaşmadı, 186 no lu telefona ulaşamayanlar ise 155 polis imdat telefonunu kilitledi.
Elektrik olmayınca sular da kesildi. Suların kesilmesinin tek sebebi var, Kuğulu bölgesindeki su pompalarına enerji sağlayan elektrik tellerinin kopması.
Yıllardır kış aylarında kar yağdığı zaman aynı çile yaşanmasına rağmen Kuğulu bölgesine giden enerji nakil hatlarının yeraltına alınmayışına ben bir anlam veremedim. İdarecilerin defalarca Seydişehir? de ki Medaş yetkililerine durumu anlatmasına rağmen bir kilometrelik enerji nakil hattı yeraltına alınmadı.
Diğer yandan, Kurban bayramı yeni çıktı, kesilen kurbanların etleri kavurma yapıldı, kıyma yapıldı. Buzdolaplarına derin donduruculara yerleştirildi, Ancak elektrikler kesilince buzdolabının ve derin dondurucunun bir anlamı kalmadı.
Seydişehir insanının bir özelliği var, kış aylarında yemek için konserveler yapar derin donduruculara yerleştirir. Şimdi 3 gün elektrik alamayan yerler oldu, derin dondurucudaki konservelerin tamamı bozuldu, yazık değilmi analarımızın, bacılarımızın eşlerimizin emeklerine, bütün bunların hesabını kim ve nasıl verecek.
Gelelim Antalya yoluna, defalarca yazdım ilgililere söyledim, Seydişehir-Antalya yolunda kış aylarında ulaşımda sıkıntı olmaması için Karayolları bölge şefliği kurulması, greyder ve tuzlama araçlarının sayısının artırılmasını, kar püskürtme aracının gerektiğini.
Yağışın şiddetli olduğu Perşembe günü akşam saat 23.30 a kadar Antalya yolunda idim. İnanın bana üç saat içinde bir tek greyder gördüm. Yolda ise yüzlerce özel araç, kamyon ve tır çekici mahsur kaldı.
Özellikle Tır çekiciler ulaşımı önemli ölçüde aksattı. Yol ortasında kayan ve yolun tamamını kapatan Tır ların çekilmesi için Karayollarının büyük araçları çekmesi için çekici bulundurması gerektiğini yazmıştım. Çekici araç olsa buzdan ve kardan kayan tır lar çok kısa sürede çekilecek böylece yol saatlerce ulaşma kapalı kalmayacaktı.
Ama Karayolları bu eksikliği gidermedi ve yüzlerce aracın içinde binlerce vatandaş soğukta saatlerce bekledi.
Yazık, hem de çok yazık, böyle küçük bir sorunu bile çözmekten aciziz.
HAKKI BALCI kardeşim bu yazdıklarım sana,
Gazeteci özgürdür, görüşlerini ve düşüncelerini yazar, gazeteci yazdıklarının hesabını kendisi verir.
Biliyorsun senin annem benimde annemdir, ben onun elinden yüzlerce defa ekmek yedim, evinizin havasını teneffüs ettim, sabah birlikte kalktık okula gittik. En güzel günlerimiz birlikte geçti, sırlarımızı paylaştık, beraber güldük, beraber ağladık, ben yazdığın yazıya cevap versem (ki verecek o kadar çok cevabım olmasına rağmen) annenin kardeşinin ve ortak dostlarımızın yüzüne nasıl bakarım.
Sonra benim gazetecilik anlayışımda, gazetecilerle kalem kavgasına girmek yok. Ahde vefamdan dolayı yazdıklarını içime attım. Sakın üzülmediğimi zannetme, benim seninle kavgaya tutuşmam sadece düşmanlarımızı sevindirir.
Sende benim evimde yüzlerce defa kaldın annemin ekmeğini yedin, evimizin havasını teneffüs ettin, sabah kalkıp birlikte okula gittik.
Haydi, benim hatırımı dikkate almadın, annemin ve ortak dostlarımızın hatırı da mı yok.

