Son günlerde ülkemizin gündemini Adalet ve Kalkınma Partisine kapatma davası ve Ergenekon soruşturması meşgul ediyor.
AK Partinin kapatılma davası ve Ergenekon soruşturması konularında Ülke genelinde yayın yapan gazetelerin köşe yazarları ve muhabirleri görüşlerini ve haberlerini okuyucularına sunuyor.
Ben konunun Seydişehir ayağını ele alacağım. Bilindiği üzere Belediye Başkanı İbrahim Halıcı? da AK Partinin kapatılmasında dava konusu oldu ve siyasi yasaklı olması istendi.
Halıcı? ya siyasi yasak konulmak istenmesinin gerekçesi ise Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan ?Bir gün her yer imam hatip olacak? cümlesi.
Bahse konu olan program Seydişehir İmam Hatip Lisesinde gerçekleşti, Başkan Halıcı Çanakkale şehitlerini anma programında görev alan İmam Hatip Lisesi öğrencilerini tebrik etmiş ve öğrencilere hediyeler vermişti.
Halıcı buradaki konuşmasında dava konusu olan cümleyi sarf etmedi. Ancak ne hikmetse Cumhuriyet Gazetesi muhabiri böyle bir cümleyi haberinde kullandı.
Cumhuriyet Gazetesinde bu haber yayınlandıktan sonra Cumhuriyet Gazetesi muhabirine ?Kardeşim Başkan Halıcı burada böyle bir cümle sarf etmedi, sen nereden çıkardın bu haberi? ? diye sordum.
Muhabir bana ??Ben öyle duydum?? dedi. Daha sonra orada programı izleyen diğer gazetecilere de sordum, onlar da Halıcı? nın böyle bir cümle sarf etmediğini söylediler.
Yani sizin anlayacağınız, Halıcı söylemediği bir sözün kurbanı olmuş durumda.
Şimdi sizlere yaşadığım bir olaydan kısaca bahsedeceğim. Tarih 17.10.2001, yer Eti Alüminyum stadyumu, sahada maç var, ben bir gün önce Seydişehir? in su sıkıntısı konusunda gazetemde haber yaptım.
Zamanın Belediye başkanı ile stadyumun içinde karşılaştık, başkan yaptığım haber yüzünden bana küfür etti. Küfür olayını Başkan Halıcı ile ilgili haber yapan gazeteci olmak üzere üç kişi daha duydu.
Bu küfür üzerine Seydişehir Cumhuriyet Savcılığına Belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulundum, bahsi geçen gazeteci ile birlikte, diğer üç kişiyi de şahit olarak yazdırdım.
Ne oldu biliyor musunuz? Olay anında yanımda olan ve olaydan sonra ??Bak arkadaş ben şikâyetçi olacağım, seni de şahit yazdıracağım?? dediğim gazeteci ??ben hiçbir şey duymadım??dedi. Halıcı hakkında yalan haber yapan gazeteci ile Mahkemeye yalan ifade veren gazeteci aynı kişi olduğunu belirteyim.
Diğer üç kişide aynı ifadeyi verince Zamanın Belediye başkanı benim hakkımda ?Gazeteci Abdullah Leblebici bana iftira atıyor? diye şikâyetçi oldu.
Sonrasında ben şikâyetçi iken sanık durumuna düştüm ve Belediye başkanına iftira atmakten yargılandım.
Bütün bunları niye yazdım biliyor musunuz? İnsanların haklı iken nasıl haksız hale düşürüldüğünü göstermek için.
Halıcı dört yılı aşkın bir zamandır Belediye Başkanı, geçen zaman içinde adı hiçbir yolsuzluğa, hırsızlığa, çete kurdu, birilerini zengin etti suçlamalarına karışmadı. Zaten boğazından haram geçmez, dışarıdan gelen misafirlerin yemek parasını bile kendi cebinden öder.
Ama gelin görün ki siyasi yasaklı olması isteniyor, buna sebep olan ise asılsız bir haber.
Ülkemizde yaşananlara bir bakıyorum, isimleri yolsuzluğa, hırsızlığa, adam kayırmaya ve birilerini zengin etme suçlarına karışmış birçok siyasetçi, bürokrat ve kooperatif yöneticisi var, haklarında yüzlerce yıl ceza alması için dava açılmasına rağmen mahkemelerde berat etmişlerdir, etmektedirler.
Benim aklımın almadığı, adı hiçbir yolsuzluğa karışmamış, hakkında dava açılmamış Halıcı? nın iftira bir haberle siyasi yasaklı olmasının istenmesi.
Anayasa Mahkemesinde görülen davada Halıcı? nın böyle bir cümle sarf etmediği konusunda ben şahidim, eğer bu dünyada şahitliğim kabul edilmez ise Mahşerde Halıcı lehine şahitlik yapacağım.
Kapatma davası açıldıktan sonra Seydişehir? de Alüminyum yan sanayinde üretim yapan işletmelerin iş hacmi yarı yarıya düştü. Ülkemizin diğer bölgelerinde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum. Özellikle bu konuyu paylaşmak istiyorum. Yakın gelecekte çok ciddi krizler yaşayabiliriz.
Gazeteci dürüst ve ilkeli olmak zorunda. İnsanların sevgisi değil de güveni çok önemli. Dürüst ve ilkeli olunmadığı için Gazeteci ve gazetecilik güven sıralamasında en alt sıralara indi.
Sizin anlayacağınız Halıcı? ya haksızlık yapıldı, ama Allah? ın da bir hesabı olduğu unutulmamalı.

